Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Kani Beko, Türkiye işçi sınıfının, dünya emek hareketinin ve tüm yurttaşların 1 Mayıs Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’nü kutladı.
“14 MAYIS ÖNCESİ SON BAYRAMIMIZ”
Alanlardan yükselecek özgürlük sesinin çok daha güçlü çıkması gerektiğini vurgulayan Kani Beko, “Bu 1 Mayıs karanlıktan aydınlığa çıkacağımız, demokrasi ve hakla yönetilen bir ülkeye kavuşacağımız 14 Mayıs öncesindeki son bayramımız. Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığında alanlarda sesimizin gümbür gümbür çıktığı, baskı, yasak ve şiddetin olmadığı çok daha güzel 1 Mayıs bayramları kutlayacağız” dedi.
Büyük mücadelelerle bugünlere gelen 1 Mayıs kutlamalarının her zamankinden büyük bir coşkuyla yapılması gerektiğine vurgu yapan Beko, tarihi süreci şu sözlerle anlattı:
“DİSK kurulduğu 1967’den bu yana ilk kitlesel kutlamasını 1 Mayıs 1976’da Taksim meydanında gerçekleştirdi. 1 Mayıs 1977 kutlamaları ise karanlık güçler tarafından kana bulandı ve 34 kişi yaşamını yitirdi. Emekçiler bugünden sonra, 1 Mayıs şehitlerinin anısını yaşatmak için Taksim’i “1 Mayıs Meydanı” olarak tanımladılar.
1 Mayıs 1978 kutlamalarından sonra, sıkıyönetim 1979 itibariyle Taksim Meydanını 1 Mayıs kutlamalarına kapattı. Biz DİSK genel başkanları olarak kürsüden her kutlamada 1977’de ölen arkadaşlarımızı anarak, katillerinin bulunması gerektiğini yüksek sesle haykırdık.
“TAKSİM’DEN HİÇ VAZGEÇMEDİK”
12 Eylül Darbesi’nden sonra bu yasak katmerlenerek devam etti. DİSK yeniden faaliyete geçtiği 1992’den sonra 1 Mayıs kutlamalarının Taksim’de yapılması kararını alarak, bunun mücadelesini verdi. Bu mücadeleyi 2007-2009 yılları arasında büyük bedeller ödeyerek sürdürdük. Nihayetinde hükümet, alanı işçi ve emekçilere açmak zorunda kaldı. 2010-2012 yılları arasında Taksim’de 1 Mayıs şehitleri anısına yapılan kutlamalara kitlesel bir katılım oldu, insanlar büyük bir coşkuyla yeniden Taksim’deki yerlerini aldılar.
2012 yılında, yıllarca gayri meşru bir şekilde uygulanan engellemeler ve yasaklar nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye’yi mahkûm etti. Ancak Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarı bütün bu hukuksal ve meşru zemine rağmen 2013’te benim de DİSK Genel Başkanı olduğum dönemde adeta adı konulmayan bir sıkıyönetimle Taksim’i yine, asıl sahiplerine kapattı.”
AKP İKTİDARINA SON VERMEK İÇİN ALANLARDA OLACAĞIZ!
İzmir Milletvekili Kani Beko, işsizlik, iş cinayetleri, İşçi haklarının gasbı, asgari ücret sorununu dile getirmek için, yaşam hakkını savunmak için herkesi 1 Mayıs’ta alanlara davet etti.
Beko şunları söyledi:
“Bu yıl bizler, 14 Mayıs’ta bu 21 yıllık diktatörlüğe, yaşatılan zulme, emekçinin yaşamının ve emeğinin yok sayılmasına son vermek için birlikte yine alanlarda olacağız… 1 Mayıs bizim için işçilerle, yoksullarla, işsizlerle, kadınlarla, gençlerle, ötekileştirilenlerle, mağdurlarla ve emeğini, alın terini harcayan bütün emekçilerle birlik olma, dayanışma ve mücadeleyi yükseltme günüdür. Tüm heyecanımızla, coşkumuzla alanlarda olacağız. Son dönemde ülkenin içinde bulunduğu ağır ekonomik kriz hepimizin malumudur. AKP iktidarında ekonomide rekor üzerine rekor kırılıyor: İşsizlik rekoru, açlık, yoksulluk rekoru, iş cinayetleri rekoru, çocuk işçiliği rekoru! İş cinayetleri artık katliam boyutuna varmış durumda. Her yıl 2000’e yakın işçi, iş cinayetlerinde katlediliyor. Katliamlara “kader” deyip geçen siyasi sorumlular ve bürokratlar hesap vermiyor. Üstelik evi yakılmış, ocağı sönmüş milyonlarca mülteci, ucuz iş gücü olarak sermayenin hizmetine sunuluyor.”
İŞÇİDEN ALIP PATRONLAR BESLENİYOR!
İşsizliğin hızla arttığını vurgulayan Beko, şu önemli gerçekleri sıraladı:
“İşsizlik Sigortası Fonunda toplanan paralar, bizim paralarımız nereye gidiyor. İşsizlere mi gidiyor? HAYIR! Patronlara gidiyor! Fonda toplanan her 10 liranın sadece 1 lirası işsizlere gidiyor. İşsizin parası teşvik adı altında işverenlere yağmalatılıyor. Sanki açlık sınırının altında yaşayanlar işçiler değil de patronlar!
Saray yönetimi başta gıda olmak üzere her gün doğalgaza, elektriğe, benzine, mazota arka arkaya yaptığı zamlarla işçiyi, yoksulu, işsizi, emekliyi, çiftçiyi, öğrenciyi, dar gelirli yurttaşlarımızı yalnız bırakmıştır.
Asgari ücret daha cebe girmeden açlık sınırı 9.752 TL oldu. TL’nin değer kaybetmesi, etten süte ekmekten yağa kadar temel gıdaya zam olarak yansıdı. Mutfaklar yangın yeri! Soğan bile alamaz duruma geldik!
Dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 33.754 TL yükseldi. İktidarın yüzde 54,7 artışla 8.506 TL’ye çıkardığı asgari ücret daha yılın başında açlık sınırının da yoksulluk sınırında çok çok altında kaldı.
Bu ekonomik şartlarda emekçinin karnını doyuracak parayı bile kazanamadığı açıktır. AKP’nin yönetemediği ekonomi ile ülke olarak aç ve yoksullaştık! Asgari ücretin yeniden belirlenmesi gerektiği açıktır. Bu yıl 1 Mayıs meydanlarının yokluğa, yoksulluğa, açlığa hayır diyecek, hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir ülke için haykıracağız!”
EŞİTLİKÇİ, ÖZGÜRLÜKÇÜ, LAİK, DEMOKRATİK, SOSYAL ANAYASA…
Ülkemizin bugünkü ihtiyacının eşitlikçi, özgürlükçü, laik, demokratik ve sosyal bir Anayasa olduğunu ifade eden İzmir Milletvekili Kani Beko, 1 Mayıs vurgusu yaptığı konuşmasını şu sözlerle noktaladı:
“Bu topraklara eşitlikçi, özgürlükçü, laik, demokratik ve sosyal bir Anayasayı da CHP ve Millet ittifakı olarak ülkemize en kısa zamanda kazandıracağız.
Bizler bu topraklarda, eşitlik, özgürlük, adalet, demokrasi, barış, sendikal hak ve özgürlük mücadelesi veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz.
1 Mayıs bizim için “Birlik” demektir.
1 Mayıs bizim için “Dayanışma” demektir.
1 Mayıs bizim için “Mücadele” demektir.
Emek için 1 Mayıs’ta alanlarda olacağımızı bir kez daha vurgulamak istiyorum.
1 Mayıs Birlik, Dayanışma ve Mücadele gününü kutluyorum.”
Yaşasın İşçilerin Birliği, Halkların Kardeşliği
Yaşasın İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik ve Dayanışması!
YAŞASIN 1 MAYIS!