Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İzmir’de yapacağı miting öncesinde AK Parti Buca İlçe Teşkilatı’nın ilçedeki cami imamlarını arayarak cemaati miting alanına getirmesi yönünde talimat verdiği iddia edildi.
“İMAM YUSUF KILIÇ TEHDİT EDİLİYOR”
CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan yaptığı açıklamada “Seçim çalışması yaparken bir haber aldık. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İzmir Gündoğdu Meydanında yapacağı mitinge insan bulamadıkları için, tek tek camileri arayarak, cami imamlarına cemaati toplayıp mitinge getireceksiniz diyorlar. Bu baskıya bir imam direniyor. Buca’da Yusuf isminde bir imam kardeşimiz direniyor. Ve şöyle diyor, “Ben Cuma Hutbelerinde siyaset yapmıyorum. Ahlaklı insan olun diye vatandaşa telkinde bulunuyorum. Ben nasıl cemaatimi bir siyasi partinin arkasına götürürüm? Hayır.” Diyor. Sonrasında Yusuf kardeşimizi tehdit ediyorlar. ‘Seni işinden ekmeğinden edeceğiz’ diyorlar. Dün İzmir Torbalı’da imam hutbede siyaset yaptı diye cami boşaldı. Bugünde bir imam siyaset yapmadığı için tehdit ediliyor. Ben bu imamın yaptığı davranışı Saray hükümetine karşı Kuvayı-Milliye’nin yanında duran Rıfat Börekçi ve 150 arkadaşına benzetiyorum. Böyle imamlarımız var. Camiye siyaset sokmayan imamlarımız var. Ancak bunlar siyaseti Camiye, kışlaya sokuyor. Çünkü yapacak bir şeyleri yok. Din tücarlığı yapıyorlar ve dini istismar ediyorlar.15 Mayıs’a az kaldı. Ne camiye siyaset sokacağız nede kışlaya siyaset sokacağız”ifadelerini kullandı.
“HAYIR DEDİM, TELEFON YÜZÜME KAPANDI”
İmam Yusuf Kılıç’ın açıklamaları ise şöyle:
“Ben Yusuf Kılıç. İzmir Buca Müftülüğü’nde imam hatibim. Benim başımdan şöyle bir olay geçti. İki gün önce Buca AK Parti İlçe Başkanlığı’ndan arandım. Ve mitinglerinin olduğunu söylediler. Benim camide, cemaat toplamamı istediler. Ve araba tahsis etmemi istediler. Vicdanen düşündüm. Bunun uygun olmayacağını düşünerek, ‘Hayır’ dedim. ‘Hayır’ demekle birlikte tekrar telefon başındaki arkadaş, bana sert bir üslupla, ‘Kardeşim, tek bir şey senden istiyorum. Sen bize ‘evet’ mi diyorsun, ‘hayır’ mı diyorsun?’ Ben de ahlaki bir sorumluluk olarak, görevimin içerisinde, vaazımın; insanlara verdiği hitapta, insanlara verdiğim ilkeler arasında bunun uygun olmayacağını düşünerek, hem memuriyet ahlakımla ilgili hem kendi ahlakımla ilgili… Bunun uygun olmayacağı kanaatine vararak, ‘Hayır’ dedim. Ve yüzüme telefon kapatıldı.