Uzmanlar İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nde buluştu

» Ege Gündemi » Uzmanlar İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nde buluştu

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi alanında uzman konuşmacılara ev sahipliği yaptı. Bilim ve demokrasiye dair görüşlerin, fikirlerin ön planda olduğu konuşmalarda, ülkenin geleceğine dair yapıcı sunumlar yer aldı. 

İzmir’de düzenlenen ‘İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’ birçok sanatçının, siyasetçinin ve alanında uzman akademisyenlerin buluşma noktası oldu. Yer alan çoğu sunumda ve konuşmada Türkiye’nin geleceğinin bilimsel olarak mercek altına alındı. Temel hedefin ülke adına iyileştirmeler ve geliştirmeler üretmek olduğu kongre, tüm Türkiye’de ilgi odağı oldu.  

“KARANLIK, HURAFE, BATIL SİZİ YER YUTAR” 

 İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nde ekonomist-gazeteci Dr. Emin Çapa Yeni Bir Dünya, Yeni Bir Türkiye başlığı altındaki konuşmasıyla yer aldı.  

Emin Çapa, “Bilim macerasında daha o kadar küçük, yeni bir yerdeyiz ki ancak bu kadar bizim yolumuzu aydınlatıyor. Ama siz buna sahip çıkmazsanız o zaman karanlıkta kalırsınız. Rotanızı, yolunuzu kaybedersiniz. Karanlık, hurafe, batıl sizi yer yutar” dedi. 

Türkiye’nin bilim açısından istenen noktada olmadığını vurgulayan Çapa’nın, anlatımında bir kibriti örnek göstermesi dikkat çekti. Çapa, “Ben size bu karanlıkta bilimin ne olduğunu göstereceğim. Bilim bu. Çünkü bilim maceramız daha çok yeni. Bilim macerasında daha o kadar küçük, yeni bir yerdeyiz ki ancak bu kadar bizim yolumuzu aydınlatıyor. Ama siz buna sahip çıkmazsanız o zaman karanlıkta kalırsınız. Rotanızı, yolunuzu kaybedersiniz. Karanlık, hurafe, batıl sizi yer yutar. Kendinizin, çocuklarınızın hayatını, ülkenizin geleceğini yok edersiniz. Karanlığın içinde yolunuzu kaybedersiniz. Ülkenizin, kendinizin, çocuklarınızın, halkınızın geleceğini kaybedersiniz. Türkiye’ye çok inanıyorum. Yeni dünya yeni biz talep ediyor. Ya ülkenize sahip çıkacaksınız. Ya da sahip çıkacağınız bir ülkeniz, halkınız olmayacak” dedi. 

Konuşmasında yaşam bilimleri, kalkınma gibi birçok konuya yer veren Dr. Emin Çapa, akıl ve bilimin önemini vurgularken “Yeni bir dünyanın inşa edildiğinin ön kabulünü zihninize yerleştirmeden, yeni bir dünyayı inşa edemezsiniz.İçine bilim sokmadığınız her şeyi çöpe atın” şeklinde konuştu. 

“KATILIM DEĞİL ORTAKLAŞIM” 

Geçmiş yıllarda devlet bakanlığı, dışişleri bakanlığı, başbakan yardımcılığı ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevlerini yürütmüş, günümüzde ise Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Dış Siyaset Danışma Kurulu Üyesi görevini üstlenen Murat Karayalçın da kongrede konuştu. Karayalçın, ‘Proje Sahipliliği’ başlığını mercek altına aldı. Çalışmalarda ve projelerde demokrasinin ön planda olması gerektiğini söyleyen Karayalçın,  “Kamunun ve halkın bir proje uygulaması alanıyla sınırlı olsa bile birlikte düşünmeleri, tasarlamaları, müzakere etmeleri, uygulamaya geçmeleri yeni bir demokrasi anlayışını da beraberinde getirecektir. Aslında bu yeni bir kamu yönetimi anlayışıdır. Ben buna proje demokrasisi diyorum. Demokrasi sadece TBMM’de, siyasi partilerde de olmamalı. Demokrasi her yerde olmalı, yapılmalı. Başta üretim süreci olmak üzere her sürecin içinde demokrasi olabilmeli. Bu katılımcılık değil. Bu katılımcılığın çok ilerisinde olan bir aşama. Katılımcılıkta merkezi, yerel yöneticiler halkı dinlerler ama o dediklerini yapabilirler, yapmayabilirler. Katılımda halka görüşlerini sunma olanağı sağlanmalıdır. O görüşler geçerli görünebilir, görünmeyebilir. Ama bu model öyle değil. Ben bu modeli katılım değil ortaklaşım diye adlandırıyorum” şeklinde konuştu. 

  

“ÖYLE BİR DÜNYA OLMAYACAK” 

TEPAV Kurucu Direktörü Güven Sak, ülkede akılcı politikalara ihtiyaç olduğunu belirterek, “Yalnızca iktidarın değişmesi değil, ortaklaşma kültürünü geliştirmemiz gereken yeni bir dönemin başındayız; aynı 1923’teki gibi. Bunun için son beş yılda yaptıklarımızı yapmayacağız. Hepimizin bir araya gelip adil yaşamı konuşmamız, tasarlamamız gerekiyor” dedi. 

Türkiye’nin izlenmesi gereken yol haritasının ne olduğuna değinen Sak, “Şimdi 1923’teki gibi dünya değişiyor. Şimdi artık iktisadın yanında doğayı da konuşmak zorundayız. Atacağımız adımın sadece refaha olan katkısını değil, dünyaya olan maliyetini, doğamızdaki tahribatı de düşünmek zorundayız. Son beş yıldaki gibi enerjimizi boşa harcamazsak, konuya odaklanırsak, küresel, bölgesel ve yerel önceliklerin farkına varırsak, kaybettiğimiz politika tasarım kabiliyetini yeniden kazanırsak, idareyi yeniden ayağa kaldırabilirsek başarabiliriz. Sanayiye dayalı bir beceri kapasitesini bu ülkede oluşturduk. Bu önemli bir konu bence. Bu dönemde makine sanayisini ülkenin her yerine yaydık. Yeşil üretim potansiyeli de Türkiye’nin son derece yüksek. 195 ülke arasında 6’ıncı sıradayız. Doğa artık bizim partnerimiz olacaksa, Türkiye sanayisi açısından kötü bir noktada değil. Makine sanayisini ülkenin her tarafına yaydık. Bu da Marmara’daki makine sanayinin Orta Anadolu’ya kayması için de bir fırsat yaratıyor. Tasarrufları yatıracak yeri olmadığı için şirketler eski teknolojilere yatırım yapıyorlar. Termik santraller 2030’dan sonra hala devam edeceklerini düşünüyorlar. Öyle bir dünya olmayacak” diye konuştu. 

  

“KONGRENİN İZMİR’DE OLMASI ÖNEMLİ” 

Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fuat Keyman, kongrenin İzmir’de gerçekleşmesinin özelliğine değindi. Keyman, “Kentlerin Türkiyesi’nde İzmir özel bir kent. Türkiye’nin geleceği İzmir’in geleceğinde yatıyor. İzmir’in kendini nasıl yöneteceğinde. O nedenle kongrenin İzmir’de olması önemli” dedi. 

Demokrasinin önemine değinen Keyman, “Yüz yıl önce Türkiye, İzmir İktisat Kongresi ile ulus devlet kurmayla, eğitim ve itibarla başardıysa, bugün de başarabilir. Bugün başarırken, geçmişten ders almamız, geçmişe eleştirel olarak bakmamız, geçmişteki eksik olan şeylerin yanı sıra artılarımıza da bakarak, Türkiye’yi gelecek yüzyıla hazırlamamız gerekiyor. En temel derslerden biri demokrasi. Demokrasi olmayınca ekonomik gelişme, adalet de olmuyor. Demokrasiyi artık üzerinde çalışacağımız, koruyacağımız bir sistem olarak görmemiz lazım. Demokrasinin önemini içselleştirmemiz gerekiyor.” şeklinde konuştu. 

  

 “HİYERARŞİNİN EN MUHTAÇ OLDUĞU ŞEY SADAKATTİR” 

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin “Sadakate Davet” temalı altıncı gün oturumlarında konuşan siyasetçi, yönetmen, senarist ve Sırrı Süreyya Önder ‘Sadakat Beklentisi ve Gerçeklik’ başlığıyla sunum yaparken, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu gerçekten çok nitelikli adımının, bütün ülkeye yayılması gerekiyor. Sayın Tunç Soyer’in etkisi ve gücü görünenin çok ötesinde bir başlangıç yaptığını düşünüyorum” dedi.

Önder, “Hayatta gerçeklik haricinde hiçbir şeye sadakat duymuş bir insan değilim. Sadakat kendi başına çok bir şey ifade etmiyor. Başka kavramlarla anılmaya ihtiyacı var, bunların en başta geleni otorite. Otoritenin en muhtaç olduğu olgu sadakattir dersek yanlış yapmış olmayız. Tüm enerjisini bizleri sadakat içinde tutmaya harcar. Resmi ideolojiye, kutsallara, tabulara, babaya, devlete, krala, sınırlara, geleneklere, örf ve adetlere. Böyle uzar gider bu liste. Tarihin başlangıcından beri de böyledir. Hiyerarşinin de en muhtaç olduğu şey sadakattir.diyerek sözlerini noktaladı.