Karamollaoğlu: Ülkemizin iktisaden kalkınması şart

» Gündem » Karamollaoğlu: Ülkemizin iktisaden kalkınması şart

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu İzmir’de İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nde yaptığı konuşmada, ülkenin kalkınmasında iktisat çalışmalarının ve adaletin temeli olduğunu vurguladı.

Liderlerin buluştuğu İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nde konuşan Karamollaoğlu, iktisadi politikaların önemini vurguladı. Karamollaoğlu konuşmasında şu ifadelere yer verdi: 

“Çok acı bir dönem geçti. Yüzyılın felaketi olarak adlandırılan bir dönemde hayatını kaybedenlere rahmet, yakınlarına başsağlığı yaralılara niyaz ediyorum. Cenab-ı Hak insanımıza böyle bir acıyı yaşatmasın. Tam 100 yıl olmuş. Savaş bitmiş savaşın yaralarını sarmak gibi işlerle uğraşırken birden bire iktisat öne çıkmış. Bu kadar da uzun bir kongre yapılmış İzmir’imizde. Ülkenin her yerinden büyük bir katılımla uzman görüşlerinin olduğu iktisat kongresi tertip edilmiş. 100 yıl önce bunu yapan Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını şükranla anmayı görev biliyorum”

“ÜLKEMİZİN EN BÜYÜK PROBLEMİ ADALETSİZLİK”

“Türkiye’de yapılması gereken en önemli şey uçak sanayi tesisidir. Birinci kongre döneminde bu en önemli başlık olmuş. Peki biz neredeyiz? Şimdi havanda su dövüyoruz. “O kadar uçmayın” deniyor. Ne uçması yahu? Millet aya gidiyor biz ülkemizde şuradan şuraya gidemiyoruz. Ben Vecihi Hürkuş’u unutamam. Uçak imalatını kendine dert edinmiş. Nuri Demirağ’ı unutamam. Biz de bugün maalesef ufuk yok. Kendi içimize kapanmış çekişmelerle uğraşmışız. Ülkemizin ayağa kalkması için iktisaden kalkınması şart. Bir ülkede adalet olmadan siz hiçbir şey yapamazsınız. Adalet olmazsa güveni huzur olmaz. Ahlaki ve manevi değerler ihya edilmeden ülkede huzur olmaz. Devlet, adalet üzerine inşa edilir. Adalet mülkün temelidir. Mülk dediğimiz devlettir. Güven duygusu, işin ehline verilmesi, dürüstlük mutlaka olacak. Şu anda ülkemizin sıkıştığı en büyük problem bu noktada düğümleniyor. Bunun için de hiçbir şey çözülemiyor. 

15 Mayıs’ta yeni bir dönem başladığında ilk ele alacağımız hususlar adaletin tesisi, ve güven ortamının oluşturulması, liyakate önem verilmesi, yandaşlara hiçbir şeyin peşkeş çekilmemesi olacak. Aramızda herhangi bir ihtilafın vuku bulmayacağına inanıyorum” 

“TÜRKİYE, DÜNYANIN EN STRATEJİK BÖLGESİDİR”

1940’larda adım atmak kolay değildi. Ancak sonra ciddi  hata da yapıldı. Ekonomimizi bütünüyle dışa bağladık. Birileri bizim ayağımıza çelme takmaktan vazgeçmez. Türkiye dünyanın en stratejik bölgesidir. Bu bölgede bizim hakim olmamızı istemiyorlar. Elbette dünyayla bütünleşelim ama oynanacak oyunlar karşında kendimizi güçlendirecek adımlar atmak mecburiyetindeyiz. Sanayileşme bizim en önemli adımlarımızdan biri. Biz dışarıya bağlı kaldığımız sürece ayakta kalmamıza hiçbir zaman imkan vermezler. Kendi ilacını, gıdasını üretemeyen bağımsız olamaz. Cumhuriyetin başlangıcında biz kendi aşımızı yapan bir ülkeydik. Dünyada önde gösterilen ülkelerden biriydik. Biz şimdi kendi aşımızı üretmiyoruz. Neden dışardan gelecek aşıya muhtacız? Müesseseyi kapatmışız. Başta ilaç ve gıda olmak üzere kendimize yeterli politika oluşturmak mecburiyetindeyiz. Hemen arkasından sanayide yatırımlara başlamak zorundayız. Kızılay’da muhtaç olana ulaştıracak çadır varken onu vermeyip kar edebilmek için başka yardım müessesine satmaya kalkarsan ben sana nasıl güveneyim?

“DEVLET, HER YERE ELİNİ UZATACAK”

Önceden kurulan işletmelere bakıyorum. Şimdi ne noktaya geldik? Birçok onuyu terk ettiler, dışarıdan almaya başladılar. Bu da bizim sorunlarımızı çözmeye yetmiyor. Ama Türkiye bir şantiye havasına bürünecek. Devlet her yere elini uzatacak. Ülkemizin dövizin dışında bir şeye ihtiyacı olduğunu sanmıyorum

“BÜYÜK FARKLA KAZANACAĞIMIZA İNANIYORUM”

Biz tahribat yapmaz, imar ederiz. Tükettiği malı kendimiz üretiriz. Çok çalışırız ama israftan kaçınırız. Ormanlarını çocukları gibi sever, madenlerini kendi ulusal üretimi için işletiriz. İrfan ve marifet aşığıdır bizim insanımız. Bunu bilelim ve bunun karşılık görmesini sağlayacak adımlar atalım. 1974’te Milli Selamet Partisi ile Cumhuriyet Halk Partisi arasında destan yazan bir koalisyon oldu. O koalisyonun bozulmasında kabahatimiz var. Aradan 50 sene geçti. Farklı görüşlere sahip olan partilerin bir araya gelerek Türkiye’nin problemlerini çözmek üzere yola koyulmamız gerektiğini kabullendik. Millet İttifakı’nın temel gayesi bu. Diktatörlük olmasın diye cumhurbaşkanlığı sisteminin değişmesini önemsiyoruz. Cumhuriyet tarihinde hiç atılmamış bir adım attık.Ben çok büyük bir farkla bu seçimin alınacağına inanıyorum”