Cumhuriyetin 99. kuruluş yılının kutlandığı Cumhuriyet Bayramı sebebiyle düzenlenen törene, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, CHP İzmir Milletvekilleri Sevda Erdan Kılıç, Kamil Okyay Sındır, Mahir Polat, Atila Sertel, Bedri Serter ve Özcan Purçu, Parti Meclisi Üyeleri Rıfat Nalbantoğlu, Devrim Barış Çelik ve YDK üyesi Ebru Okay, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP İzmir İlçe Örgüt Başkanları, İlçe Belediye Başkanları, İl Başkan Yardımcıları, Kadın ve Gençlik Kolları il ve ilçe Başkanları ve yönetimleri, Kadın Kolları MYK üyesi Nurşen Balcı, Belediye Meclis Üyeleri, partililer ve vatandaşlar katıldı.
Atatürk anıtına çelenk sunumunun ardından yapılan saygı duruşu ve okunan istiklal marşı ile başlayan törende, ilk konuşmayı CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel yaptı.
Yücel, “Bu devlet ve Cumhuriyet kolay kurulmadı, onu yıkmak, yok etmek, içini boşaltmak, değersizleştirmek isteyenler bilsinler ki Mustafa Kemal Atatürk’ün evlatları var olduğu sürece buna asla ve asla izin vermeyeceğiz” sözlerine yer verdiği konuşmasında, şunları söyledi;
CUMHURİYET AYDINLANMADIR BAĞNAZLIĞI REDDEDER
Cumhuriyetimizin kuruluşunun 99. Yıl dönümünde Cumhuriyete, cumhuriyetin temel değerlerine, kurucumuz ve ebedi önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’e bağlılığımızı, saygımızı ve minnetimizi ifade etmek üzere Ata’mızın huzurundayız.
Cumhuriyet, bir yönetim şeklidir ama Cumhuriyet değerlerinden biri bile eksik olursa anlamını yitirir. Cumhuriyet rejiminde, egemenlik yetkisi halkındır. Halk demokratik seçimlerle bu yetkiyi belirli bir süreliğine ülkeyi yönetenlere devreder. Bu egemenlik yetkisi süresiz, koşulsuz yada sınırsız değildir. Halk bu yetkiyi kullananları, yine kendi seçtiği milletvekilleri eliyle ve Türk milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız mahkemeler eliyle denetler.
Cumhuriyet hukukun üstünlüğü demektir. Hak temelli eşit yurttaşlıktır, Herkes için adalet demektir. Cumhuriyet rejiminde hiçbir kişi yada zümre bir diğerinden üstün yada ayrıcalıklı değildir.
Cumhuriyet rejiminde bürokrasi ve atamalar liyakat kriterine göre belirlenir. Eş, dost, akraba yada damat olmak yada yürütmenin başındaki kişilere bağlı ve sadakatli olmak atama ve görevlendirmelerde kriter olamaz.
Cumhuriyet aydınlanmadır. Bağnazlığı reddeder. Çağdaşlığı, aklı ve bilimi rehber edinir. Cumhuriyet fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller demektir.
Cumhuriyet kadın devrimidir. Kadın erkek eşitliğidir. Kadının sosyal, siyasal ve ekonomik hayatta aktif rol alması, kadının özgürleşmesidir.
Ve Cumhuriyet düşünce, ifade ve inanç özgürlüğüdür. İnsanların inançları nedeniyle, etnik kimlik ve kökenleri ve yaşam tarzları nedeniyle sınıflandırılmasını, ayrıştırılmasını, ötekileştirilmesini reddeder. Cumhuriyet Bilhassa kimsesizlerin kimsesidir.
BİR SÜREDİR KORKU VE PANİK İÇİNDELER
Bugün, Cumhuriyet değerleriyle hesaplaşmak için fırsat kollayan bir yapı, ne yazık ki ülkemizi yönetiyor.
Sıkıştıklarında Mustafa Kemal Atatürk’ü ve Cumhuriyeti dillerinden düşürmeyen, ve fakat Cumhuriyeti, Atatürk İlke ve Devrimlerini içlerine sindiremeyenler, her fırsatta onu yıpratmak, değersizleştirmek, içini boşaltmak için fırsat kolluyorlar.
Bir kendini bilmez, bir haddini bilmez, bir Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz, çıkmış “Cumhuriyetimizi, harf devrimini ve Türk dilini” eleştirmiştir.
Bu sözleri söyleyen zihniyet, ülkemizi ve milletimizi geriye götüren zihniyettir.
Bu sözleri söyleyen zihniyet Cumhuriyet devrimlerinin ve Cumhuriyet aydınlanmasının karşısında olan zihniyettir.
Bu sözleri söyleyen zihniyet, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyetine karşı, emperyalist güçlerle işbirliği yapan zihniyettir.
Aynı zihniyet Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesiyle birlikte, bir süredir panik ve korku içinde, CHP’nin projelerini, beyannamesini kopyalamaya çalışarak, yeni bir çıkış arama derdinde.
Dün de AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı “Türkiye Yüzyılı Vizyon Belgesi” başlıklı, sarayın seçim beyannamesi, yine içi boş, samimiyetsiz ve toplumda bir anlık heyecan bile yaratmayan kötü bir PR çalışmasından öteye gidemedi.
20 yıldır tek başına iktidar olan bir parti, ülkeye adalet, eşitlik, ekonomik kalkınma vaad ediyorsa, bu iş vizyonsuzluğun ta kendisidir.
Adama sorarlar, 20 yıldır neredeydin? Elini tutan mı vardı? Tüm bu kara tabloyu, yokluğu ve çözümsüzlüğü yaratan sen değil miydin?
Ben Recep Tayyip Erdoğan’a şunu öneriyorum, sen işi gücü bırak Kemal Kılıçdaroğlu’nun dediklerini yap. Yap ki bu topluma bir faydan olsun.
Yap ki, EYT gibi, 3600 ek gösterge gibi, emeklilere senede 2 ikramiye gibi, KYK faizlerinin silinmesi gibi, bu topluma faydası olan bir iş daha yapmış ol.
GÜZEL GÜNLER GÖRECEĞİZ
Her türlü yolsuzluğu, her türlü ahlaksızlığı yapanlar, yaptıranlar, göz yumanlar; toplumu kamplaştıran, kutuplaştıran, ayrıştıran ve bu millete her türlü ihaneti yapanlar “ezan, bayrak ve vatan edebiyatı yaparak” bunları unutturacaklarını sanmasınlar.
Ezanın da, bayrağın da, vatanın da esas sahibi, esas bekçisi onları malzeme yapanlar değil, onları koruyan, kollayan ve yüceltenlerdir.
Bu devlet ve Cumhuriyet kolay kurulmadı, onu yıkmak, yok etmek, içini boşaltmak, değersizleştirmek isteyenler bilsinler ki Mustafa Kemal Atatürk’ün evlatları var olduğu sürece buna asla ve asla izin vermeyeceğiz.
Son olarak şunu söylemek istiyorum;
Güzel günler göreceğiz;
Kurucumuz ve kurtarıcımız Mustafa Kemal Atatürk’ün rehberliğinde,
Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun önderliğinde 2. yüzyılına girerken Cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandıracağız.
Başta Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor; İzmirli hemşehrilerimizin ve tüm halkımızın en büyük bayramımız olan Cumhuriyet Bayramını kutluyorum.