İzmir’de yıkılan Buca Cezaevi arazisine ilişkin Bakanlık tarafından yapılan planlara tepki gösteren Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu üyeleri, cezaevi alanı içerisinde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Basın açıklamasında; TMMOB İzmir İKK Sekreteri Aykut Akdemir, Buca Belediyesi Başkan Yardımcısı Eşref Çakır, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Buca İlçe Başkanı Hacer Taş, Buca Belediyesi CHP meclis üyeleri, CHP İzmir İl Başkan Yardımcıları, TMMOB’a bağlı oda başkanları, CHP önceki dönem İzmir Milletvekili Musa Çam, Buca Kent Konseyi Başkanı Cem Unutmuş, sivil toplum kuruluşları ve dernekler ile Bucalılar yer aldı.
Basın açıklamasını okuyan TMMOB Peyzaj Mimarları Odası İzmir Şube Başkanı Elvin Sönmez Güler, şu ifadeleri kullandı:
“KENTİ KORUMAK İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPACAĞIZ”
“Kamusal bir bina yıkılmıştır. Geride kalan alanın kentin ihtiyacı olan yeşil alan ihtiyacını karşılaması gerekirken, Alanın neredeyse yüzde 70’lik bölümü yüksek bir yoğunlukla 25 metre yüksekliğinde ticari inşaat yapımına uygun şekilde planlanmıştır. Bu yaklaşımda kamu yararı nerededir? Buca’da yaşayan vatandaşlarımızın ticaret ve konut alanlarından çok, başta yeşil alan olmak üzere kamusal alanlara ihtiyaçları vardır. Bütün bunlar yapılırken başta Buca’da yaşayan vatandaşlar olmak üzere bu kentte yaşayan vatandaşların fikri sorulmuş mudur? Planlama yetkisi belediyedeyken bu alanın rezerv alan ilan edilmesi ile yetki bakanlığa geçmiştir. Neden rezerv alan ilan edilmiştir. Belediye elbette kendi sınırları içinde ihtiyacına yönelik planlama yapabilecekken neden yetki gaspı yapılmıştır? Neyin hazırlığı yapılmaktadır? TMMOB’a bağlı odalar olarak askıdaki planı kabul etmediğimizi ve kamu yararı gözetmeyen, bu plana karşı tüm hukuki direnişi sergileyeceğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız. Kenti, kentli hakkını korumak için elimizden yapacağız.
“HALKIMIZIN KAMUSAL ALAN TALEPLERİ GÖRMEZLİKTEN GELİNMİŞTİR”
“İzmir ilinin en büyük ilçelerinden biri olan, sosyal ve teknik altyapı alanları ihtiyacı açısından son derece yetersiz olan Buca ilçesi nefes alamamaktadır. İşte tam da bu nedenle Buca Cezaevi alanının yıkımı sonrası ortaya çıkan yaklaşık 80 bin metrekarelik alanın kamusal kullanımlara ayrılması gerekmektedir. Ancak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından onaylanan imar planları ile alanın çok büyük bir kısmı bölgeye nüfus ve inşaat yoğunluğu getirecek Ticaret ve Konut Alanı olarak düzenlenerek halkımızın kamusal alan talepleri görmezden gelinmiştir. Kentimizin mevcut durumu göz önüne alındığında, bu kararın nüfus ve yapı yoğunluğunu artıracağı ve bunun kent sağlığı açısından büyük bir risk oluşturacağı kaçınılmaz bir gerçektir. İlçedeki yapı yoğunluğu ve bunun getirdiği nüfus yoğunluğu ile birlikte düşünüldüğünde, bu alanın ne olması gerektiği ile ilgili tasarrufun ne olacağı aslında çok net ortadadır. Plan kararlarının ana öznesi, insan için insanca yaşam alanlarının oluşturulmasıdır. Bu alanın konut ve ticaret alanı olarak planlanması sonucu oluşacak durumun bölgeye getireceği hiçbir artı olmayacağı gibi tam tersi bölgeyi daha da yaşanmaz bir hale getireceği aşikardır. Bu nedenle, alanın yeşil alan olarak değerlendirilmesi hayati gerekliliktir” ifadelerini kullandı.
İZMİRLİLERE ÇAĞRI
Tüm İzmirlileri söz konusu alanla ilgili hazırlanarak askıya çıkarılan plana itiraz etmeye çağıran Güler, “Kaldırılan alan kamusal bir alandır ve yine kamusal alan olarak kullanılması kamusal bir haktır. TMMOB İl Koordinasyon Kurulu olarak Buca Cezaevi`nin kaldırılmasıyla ortaya çıkan alana yönelik kullanım kararlarının yapı ve trafik yoğunluğunu artıracak kullanımlar yerine tarihsel geçmişi ile bütünlük içerecek şekilde kamusal bir kullanım kararına dönüştürülmesi gerektiğini vurguluyoruz. Planlama ilkeleri şehircilik esasları da aynen bunu ifade etmektedir. Buna rağmen bu hatalı kararın altına imza atan ya da bu karara sessiz kalan tüm karar vericilerin asli görevlerinin kendilerine bu yetkiyi veren kamunun ihtiyaçları doğrultusunda hizmet için görev yapmaları olduğunu buradan tekrar hatırlatarak onları sorumluluğa davet ediyoruz. Tabi ki buradaki en büyük sorumluluk İzmir halkına düşüyor. Tüm İzmir halkını bu yanlış kararı durdurmak amacıyla hazırlanan örnek itiraz dilekçesi ile İzmir Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nde askıya çıkarılan imar planı değişikliklerine 08.11.2022 tarihine kadar itiraz etmeye davet ediyoruz” açıklamalarında bulundu.