Otizmli çocukların aileleri tarafından kurulan Kabul, Eşitlik, Dahil Olma, İstihdam (KEDİ) Otizm Derneği, toplumdaki dezavantajlı bireylerin hayata katılması ve mücadele etmesi için kuruldu. Kedi Otizm Kurucu Başkanı Serap Dikmen Ahmetoğlu, derneğin kuruluş sürecini, otizmlilerin sorunlarını ve çözüm önerilerini anlattı.
NEDEN KEDİ?
Kabul, otistiklerin tüm özellikleriyle birlikte kabul edilip varlıklarına saygı gösterilmesini, eşitlik, gereksinim duydukları desteklemelerin karşılanarak örneğin eğitim gibi yurttaşlık haklarının tamamına erişebilmelerini, dahil olmalı, otistiklere ve ailelerinin toplum yaşamı içinde karşılaştıkları ayrımcılıkların ortadan kaldırılarak hayata dahil edilmelerini, istihdam ise otistiklerin öğrenim çağında eğitimlerinin meslek ve iş sahibi olabilecek şekilde hazırlanması ve yetişkin olduklarında istihdam olanaklarının sağlanmasını içeriyor.
KARŞILAŞTIKLARI ZORLUKLAR
Ne yazık ki, anlayış ve destek eksikliği nedeniyle birçok otistik ülkemizde ve hatta dünyanın diğer ülkelerinde çeşitli dışlanmalarla karşılaşıyor. Ancak diğer ülkelerde otistik özellikler anlama ve otistik bireyleri desteklemeye yönelik yaygın çalışmalar yapılmaya başlandığını görüyoruz. Otistiklerin dışlanması ne yazık ki ayrımcılığa kadar varan bir sonuç doğuruyor. Ülkemizde otizmliler özellikle okullarda dışlanmakta ve akranlarıyla sosyal faaliyetlere erişimde zorluk yaşamaktadır. Yetişkin otistikler ise hiç yok gibidir. Eğitim çağını bitirmiş hatta kaynaştırma öğrencisi olarak liseyi bitirmiş çocuklarımız dahi istihdama yöneltilmediği ya da yetişkinlik çağı aktivitelerine katılamadığı için evlerinde hapis hayatı yaşamaktadır. Bu hapis hayatını bakım verenleriyle birlikte yaşayan otistikler sosyal hayattan uzaklaştıkları için okul çağı kazanımları da geriye gitmektedir.
TOPLUMDAN BEKLENTİLERİNİZ
Öncelikle engelliliğe bakış açısının değişmesi şart. Yardım ve sadaka kültürü ile yaklaşılan engelli bireylerin, aynı kendileri gibi eşit yurttaşlık haklarına sahip olduğunu ve bu haklara erişebilmek için her engel grubunun kendine ait desteklemelere ihtiyaç duyduğunu bilmeliler. Tabi ki bu bir günde olacak bir şey değil. Toplumun engelliliğe hak temelli yaklaşım konusunda bilinçlendirilmesi gerek. İmzacısı olduğumuz BM Engelli Hakları Sözleşmesi’nde bu bilinçlendirme çalışmaları da açıkça devletin yükümlülükleri arasında. Ancak bizde, örneğin otizmde, farkındalık tanı ve erken çocukluk özel eğitimine sıkıştırılmışken bu konuda da gideceğimiz çok yol olduğunu görüyoruz. Hak odaklı yaklaşımı öğrenmek ve benimseyebilmek için bu sözleşmenin tüm karar vericiler tarafından özümsenmesi gerekmektedir. Engellilerle ilgili hangi hizmetlerin nasıl gerçekleştirilmesi gerektiğini ancak bu şekilde anlaşılacaktır. Örneğin belediyelerin büyük kısmında engellilere dair yapılan çalışmaların sosyal yardımlaşma müdürlüklerinde bulunması en büyük yanlış. Bu tamamen engelliliğe hak odaklı değil, yardım odaklı yaklaşımdan kaynaklanıyor.
İZMİR’E DAİR
Bir sivil toplum kuruluşu olarak, sorunları sıralayıp sadece talepte bulunmakla kalmak istemiyoruz, İzmir Büyükşehir Belediyesi dahil ve hatta onun önderliğinde bütün ilçe belediyelerinin otizm alanında geliştirecekleri çalışmalara katkı sağlamak istiyoruz. Var olan hizmetlerin geliştirilmesini ve yenilerinin üretilmesini diliyoruz. Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Konak Belediyesi Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu ve Bayraklı Belediyesi Başkanı İrfan Önal, yeni seçilen başkanlara yaptığımız birlikte yürüyelim çağrımıza olumlu yanıt vererek, 7 Nisan’da gerçekleştirdiğimiz 2.İzmir Otizm Yürüyüşü’nde bizlerle birlikte yürüdü. Bu nedenle yeni döneme umutla başladık. Uzun zamandan sonra Ramazan bayramını mutlu geçirdik. Önceki dönemde İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Anadolu Otizm Vakfı işbirliğinde Güzelbahçe’de yapılacağı söylenen Otizm Yerleşkesinin akıbetini hem basın kanalıyla hem de CİMER başvurusu yoluyla sorduk. Bu konunun yeni dönemde de takipçisi olacağız. Yerel yöneticilerimizle birlikte, fark yaratmak, İzmir’i otizm dostu bir kent haline getirmeyi amaçlıyoruz. Otistik çocukların çocuk olarak kalmadığının farkına varılmasını, bir otistiğin yaşamının her döneminde toplum yaşamının her alanına dahil olabilmeleri için gereksinim duydukları desteklerin verilmesini ve çeşitlendirilmesini diliyoruz.
OTİZMLİ SAYISI BELLİ Mİ?
Türkiye’de otizmli sayısına ilişkin veriler ulaşamıyoruz, ancak 2 milyon civarı olduğu tahmin ediliyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın da eylem planında referans aldığı Amerikan Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi’nin 2023 yılında yayımladığı rapora göre günümüzde her 36 çocuktan 1’i otizm tanısı almaktadır. Otizmin görülme sıklığı üzerine yapılan bu çalışmanın ilk verileri 2000 yılında her 150 çocuktan 1’inin otizm tanısı aldığını gösteriyordu. Bu da geçtiğimiz 23 yılda otizmin görülme sıklığında yüzde 317 bir artışın olduğunu gösteriyor.
BU SIKINTILARIN ÇÖZÜMÜ YOK MU?
Yıllar boyu otizm eylem planları, engelli hakları ulusal eylem planı gibi metinler yayınlanıyor. Son otizm eylem planı açıklanalı 1 yıl oluyor. Birincisi 2016 yılında resmi gazetede yayınlanmıştı, ikincisi resmi gazetede dahi yayınlanmadı. Bir arpa boyu yol gidildi. Çünkü açıklanan eylem planlarının hiçbiri bütçelendirilmedi. İlgili Bakanlıklar arası koordinasyon sağlanamadı. Biz tüm engelli gruplarının dağ gibi birikmiş sorunlarının çözümünde engelli bakanlığının kurularak yetkilendirilmesi ile ilk adımın atılacağını düşünüyoruz. Hükümetten böyle bir beklentimiz var. Ancak yerel yöneticilerden yani belediyelerden de beklentilerimiz var. Kentte yaşayan engelli bireylerin yaşama eşit şekilde katılma ve belediye hizmetlerinden eşit şekilde yararlanma hakkını göz önüne almanın, engellilik hizmetleri için yerel politika geliştirmenin, bütçelendirmenin, sivil toplum örgütlerinin kararlara etkin katılımını sağlamanın, gözetim ve denetim mekanizmalarına dahil etmenin yerel idarelerin asli görevlerinden olduğunu düşünüyoruz. Engel gruplarına göre kentlerde belediyeler eliyle hayata geçirilmesi gereken pek çok ihtiyaç var.