Yaşlı nüfus oranının giderek arttığı ülkemizde, bu oranla birlikte kansere yakalanma oranı da artıyor. Nüfusun yüzde 10’unu yaşlıların oluşturduğu ülkemizde, her yıl 25 bin erkeğe prostat kanseri teşhisi konuluyor. Medicana International İzmir Hastanesi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Tarık Zengin, “70 yaş üstündeki erkeklerin prostat kanserine yakalanma oranı yüzde 50, ülke nüfusunun yaşlandığı düşünülürse prostat kanseri önümüzdeki yıllarda katlanarak artabilir. Şu an fırtına öncesi sessizlik yaşanıyor. Bu nedenle 50 yaş üstündeki her erkeğin prostat taramalarını yaptırması çok önemli” dedi. Erkeklerde bulunan, ceviz büyüklüğünde, mesanenin altında yer alan ve üreme faaliyetleri için çeşitli salgılar üreten bir salgı organı olan prostatın yaş ilerledikçe büyüdüğünü belirten Zengin, “Prostat büyümesi idrar yaparken zorluk çıkarabilir. İyi huylu büyüme (benign prostat hiperplazisi) denen bu durum ilaç ve gerekirse endoskopik cerrahilerle tedavi edilebilir. Korkulan ise prostat dokusunda kanser gelişmesidir” diye konuştu.
“İleri evreleri ölümcül olabilir”
Op. Dr. Tarık Zengin, erkeklerde en sık görülen kanserler içinde birinci sırada olan prostat kanserinin çoğunlukla yavaş seyirli bir kanser türü olduğunu ifade ederek, geç fark edildiğinde ölümcül olabileceğini söyledi. Zengin “Prostat kanseri organa sınırlı kaldığı müddetçe bir şikayet oluşturmaz. Bu durum da tanı konmasını zorlaştırır. Şikayet oluştuğunda ileri evre tümör haline gelmiş olması, tedavi seçeneklerini çok azaltır. Yaşam kalitesinin bozulması ve hayatı tehdit eden durumların yaşanmasına yol açar. Organa sınırlı evrede saptanabilmesi yapılacak cerrahi tedaviler ile hastalıktan tamamen kurtulmayı sağlayacağı için çok önemlidir” dedi.
Erken teşhisi sağlamak için aile büyüklerinde prostat kanseri varsa 45 yaşında, ailede prostat kanseri öyküsü yoksa 50 yaşından itibaren mutlaka üroloji uzmanının takibine girmek gerektiğine vurgu yapan Zengin, muayene ve kanda PSA (prostat spesifik antijen) bakılması ile prostat kanseri taraması yapılabildiğini, şüpheli durum varlığında MRI görüntüleme ve yapılacak biyopsi ile tanı konulabildiğini söyledi.