Yıllardır süren ekonomik krizi değerlendiren Özdağ, “Türkiye cayır cayır yanıyor, tarlalar cayır cayır yanıyor, emekli kahvehaneleri, pazaryerleri cayır cayır yanıyor. Bir ekonomik yangın Türkiye’yi cayır cayır yanıyor. Saray, yani AKP ekonomi üzerindeki kontrolü tamamen yitirmiş durumdadır. Erdoğan’ın durumu ekonomi ile ilgili freni patlamış bir belediye otobüsünün şoförüne benziyor. Yapabileceği hiçbir şey yok. Mehmet Şimşek de biletçi, o da düşmemek için bir yere tutunmuş ve sadece sallanıyor. Mehmet Şimşek’in modeli çok basit, enflasyonu düşürmek için dövizi sabit tutmak, bunun için de sıcak paraya ihtiyacı var. Sıcak paraya büyük faiz veriyor ve bu sıcak para sonunda Türkiye’den büyük kazançlar elde ederek çıkacak. Bunun bedelini de tarlada domatesinin kilosunu geçen sene 4 bu sene 5 liradan satan çiftçi, 12 bin 500 lira ile geçinmeye çalışan çiftçi ödüyor. Enflasyon düşüyor mu? Hayır, stagflasyonu yaşıyoruz. Mehmet Şimşek’in politikaları çökmüştür” dedi.
Guguk devlet
Eski TİP Milletvekili Can Atalay hakkında çıkan Anayasa Mahkemesi kararının uygulanmaması hakkında konuşan Özdağ, “Êkonomik olarak Türkiye yönetilemiyor. Türkiye’nin yönetilemediğini dün TBMM’de çıkan kavga da göstermiştir. Anayasa Mahkemesi bir karar almış, kararı beğenmeyebilirsiniz. Can Atalay ile ilgili olarak hiçbir siyasi görüşü paylaşmayabilirsiniz. Mesele o değildir, mesele sistemdir, hukuktur. Eğer hukuk uygulanmazsa ortaya guguk çıkıyor. Bugün Türkiye hukuk değil guguk devleti olmuştur. TBMM’de “kürsü dokunulmazlığı” diye bir kavram var. Dün yaşananlardan sonra “kürsü yumruğu” kavramı ile de tanıştık. TBMM’nin kürsüsünde bir milletvekili dayak yemeden konuşamayacaksa Türkiye’de hiçbir vatandaşın özgürce fikirlerini dayak yemeden anlatma imkanı kalmamıştır. Bu, aslında yönetilemeyen bir Türkiye resmini” diye konuştu.
Erken seçim çağrısı
Türkiye erken genel seçime gitmesi gerektiğine değinen Özdağ, “Türkiye ekonomide, siyasette ve hukukta yaşadığı bu kilitlenmeyi aşmak için erken genel seçime gitmek zorundadır. Zafer Partisi olarak tek çareyi erken genel seçimde görüyoruz. Bu erken genel seçimde Türk halkı, seçmen sadece yeni bir partiyi seçmeyecek. Halk, bunun ötesinde yeni bir ekonomik yaklaşımı, modeli tercih edecektir. Ekonomiyi kur ve faiz denklemi arasına sıkıştıran Neo-Liberal ekonomik model, kalkınmadan ve istihdamdan bahsetmeyen bu modelin dışında istihdamı, tekno parkları, yüksek teknolojiyi, demir çelik sanayisinde yeni atılımları, yüksek katma değerli üretimi ve halk kitlelerinin dar gelirli olmaktan kurtarmaya başladıkları modeli Türk halkı seçecektir” diye konuştu.
Seçimlerde başkan mı başbakan mı seçeceğiz karar vermemiz gerek diyen Özdağ, “Erken genel seçim bizim değil, Türk toplumunun, dar gelirlinin, İzmir’in sıcağında dondurma isteyen kızına, oğluna dondurma alacak parası olmayan, çocuğun kolundan çekerek bakkalın önünden çeken annenin talebidir. Bu talep, sarayın ekonomik modelinin çöktüğüne inanan seçmenin modeli, bu talep Türkiye’de 10 milyon kaçak varken Irak’a vize muafiyeti getirilmesine tepki gösteren seçmenin talebi. Siz 2 sene dediniz, vatandaş seçim ne kadar erken olursa o kadar iyi olur diye düşünüyor. Böyle bir seçimde Zafer Partisi ne yapar? Zaten seçim için bütün kadrolarımızla çalışıyoruz. Biz kadrolarımızla sahada, pazarda, tarlada her yerde vatandaşla karşı karşıyayız. Koalisyon konusunda ise ülke seçim dönemine girince böyle şeyler konuşulur. Türkiye’nin nasıl bir seçime gideceği de belli değil, aslında Türkiye’nin önümüzdeki seçime nasıl gideceğini de belirlemesi gerek. Başkanlık seçimine mi gideceğiz Başbakanlık mı, bunu belirleyeceğiz” ifadelerini kullandı.