CHP İzmir Milletvekili Rıfat Nalbantoğlu; AK Partili Mahmut Atilla Kaya’nın İzmir’in çöp sorununa dair, ‘ Harmandalı Gerçeği ‘ başlığıyla yayımladığı mesaja tepki gösterdi. Nalbantoğlu, yeni çöp depolama alanı olarak geçmişte Karşıyaka Yamanlar Dağı’nı önerdiklerini söyleyen Kaya’ya, Yamanlar Bölgesi’nin içme suyu bakımından hayati değere sahip yer altı su kaynaklarına sahip olduğunu hatırlattı.
Nalbantoğlu; “Maalesef bildiği yanıldığına yetmiyor. Söylüyoruz söylüyoruz anlamıyor, araştırma deseniz o da yok!. Yamanlar ile ilgili verilen Hidrojeolojik Etüt Raporu’ndan, bu bölgenin yer altı su yoğunluğu gibi hayati nedenlerle çöp tesisi için uygun görülmediğinden bihaber olamaz. Olamaz diyorum, sonra düşünüyorum, gerçekten yok! İzmir’in çöp sorunu, sloganlarla özetlenemeyecek kadar; bilgisiz, alt metinsiz tartışılamayacak kadar ciddi. Sloganı bırakıp alt metne bakmalı” diye konuştu.
“SAVUNMA VE SALDIRI POZİSYONUNDAN VAZGEÇMELİ”
Atilla Kaya’nın savunma ve saldırı içeren davranışlarından kaçınması gerektiğinin altını çizen Nalbantoğlu,
“İzmir’in çöp bertaraf sorunu yıllardır öngörülüyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 2005 yılından bu yana sürdürdüğü modern bir katı atık bertaraf tesisi kurma girişimlerini ve bizzat kendilerinin ördükleri duvarlara nasıl çarpıldığını kamuoyu da biliyor. Harmandalı, zaten Büyükşehir Belediyesi tarafından da ömrünü tamamladığı için tarih verilmiş bir alan. Ama; ‘Biz Yamanlar’ı önerdik, uygundur dedik, yapmadılar!” demeleri, asıl niyetlerini ortaya koyuyor. Çünkü; bölgeye ilişkin verilen bilimsel raporlar var. Ki birazdan onları da aktaracağım, böylelikle öğrenmiş olacak. Sayın kardeşim Atilla Kaya; külliyen kuru sıkı bir savunma ve saldırı pozisyonunda çok ısrarcı, bence vazgeçmeli. Söylediği, halka aktardığı her sözün altını doldurması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“ANLAŞILAN TANE TANE ANLATMAYA İHTİYÇ DOĞACAK”
Yamanlar’da içme suyu sağlayan yer altı kaynaklarının olduğunu hatırlatan Nalbantoğlu, “Üzgünüm! Sayın Kaya’nın Yamanlar konusundaki iddiaları da gerçekleri yansıtmıyor. Çünkü bu bölge için İZSU Genel Müdürlüğü’nce hazırlanan tesis ve depolama sahasının olduğu bölgeyi kapsayan ayrıntılı bir ‘Hidrojeolojik Etüt Raporu’ var. Bu ne demek? Şu demek: Bu raporda depolama sahasında yeraltı su seviyesinin belirli bölgelerde yüzeye çok yakın, hatta 1 metre civarında olduğu belirtiliyor. Alanın yeraltı suyu kaynaklarının beslenme sahasını oluşturduğu, depolama alanı ve yakın çevresinde küçük debili çok sayıda yeraltı suyu kaynağı çıkışı olduğu ve yeraltı su akışı olduğu belirtiliyor.Hatta bu su kaynakları, Çiğli, Koyundere ve Ulukent’in de su kaynaklarını besliyor. Halkımızın doğrudan içme suyunu sağlayan yer altı kaynakları Yamanlar’da! Bunlar defalarca yazıldı, çizildi, açıklandı. Ne yapılmasını bekliyorlar? Buraya yapılacak çöp tesisi için yer altı su seviyesinin daha aşağı alınmasını bölgede önce “ Susuzlaştırma Projesi”nin hayata geçirilmesini mi? Oradaki yer altı su dengesini değiştirmemizi mi?” diye konuştu.
“İŞİ YOKUŞA SÜRMEK İŞLERİNE GELİYOR”
CHP İzmir Milletvekili Rıfat Nalbantoğlu açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı:
“Biz buraya not düşmeye devam edelim. Edelim ki; kamuoyunun da bildiği ‘iş yokuşa nasıl sürülür’ taktikleri bir kez daha ortaya çıksın. Ayrıca bu bölge 1/25.000 ölçekli kentsel nazım imar planında “ağaçlandırılacak alan” olarak belirlenmiş; ağırlıklı çalı formunda bitkilerin yanı sıra, zeytin ağaçları da var. Bitmedi! Alanda hazine parseli ve 72 şahıs parseli bulunuyor. Bitmedi! Çöp tesisi kursunlar dedikleri bu alanda; sahanın toplam büyüklüğünün % 49’u tescil harici, % 21’i mera niteliğinde. Yani optimum proje yerleşiminde şahıs parsellerinin kullanılmaması mümkün değil. Kamulaştırma ve tevhid işlemlerinin ardından ancak iş bir yükleniciye ihale edilebileceğinden açılacak bir dava süreci tıkayacak. Bitmedi! Bu durumu aslında hükümet temsilcileri de çok iyi biliyor. İşi biliyorlar ama işe gitmiyorlar! Menderes için tüm bilimsel raporlar olumlu görüş belirtirken, yeniden Yamanlar’ı gündeme getirmelerinin tek nedeni var: Mağduriyetten siyasi medet! Yazıktır, günahtır! Bu İzmir’in çöpü, kendilerinin de çöpü, onlara oy verenlerin de sağlığı”
