Dünya Alarm Veriyor -2-

» Köşe yazarları » Dünya Alarm Veriyor -2-

Iraz Şensöz yazdı…

Dünyayı daha yaşanılır bir yer haline getirmek için yapılacak o kadar çok şey var ki… Dünyada çevre bilincine sahip insanlar, aktivistler de var elbette ancak mesele çok daha büyük.

Son araştırmalara göre dünyada sebep olduğumuz iklim değişikliğinin etkisi 50.000 yıl sürecekmiş. Korkunç bir şey bu. Dünyayı ne hale getirdik, farkında mıyız?

İklim krizi, temel olarak açgözlü oluşumuzdan kaynaklanıyor gibi geliyor bana. Bu; bir sofrada yemek yerken diğerlerini düşünmeden yemekleri bitirmek gibi. Düşüncesizce. Peki, gerçekten bu kadar basit mi? Evreni düşününce şu küçücük gezegende bir avuç insanız. Doğru ve adaletli kullanabilseydik dünyanın doğal kaynakları hepimize rahat rahat yeterdi. Mesele aslında; adaletsiz düzen. Küçük bir azınlık bolluk içinde yaşarken geriye kalanlar sofradan artanlarla idare ediyor. Ne çirkin bir görüntü bu. Ne acımasız…

Bizler sıradan insanlar olarak duş alırken fazla su harcamamaya gayret edelim elbette ancak asıl sorun mesela hayvancılık endüstrisi için harcanan su. Biz yerlere çöp atmayalım elbette ancak asıl sorun tankerlerin, sanayi endüstrisinin kimyasal atıkları.

İhtiyacımız olandan fazlasını üretiyoruz. Her gün daha çok tüketerek yaşamamız dayatılıyor. Lüks eşyalara sahip olmak kendimizi ifade ettiğimiz bir araç haline geldi. Bu bir düzen sorunu.

İklim krizi de doğrudan yaşadığımız düzenin aşırılıklara yol açan yapısıyla alakalı.

“Exchange” (Değiş-tokuş) ekonomisi, DIY (Do-it-yourself) akımı, ikinci el eşyaların kullanılmasına dair eğilimler de var dünyada. Dünya yaşam tarzı değişiklikleriyle direnmeye çalışıyor.

Peki, ufak adımlar atarak dünyayı değiştirmek mümkün mü? Tam bu noktada şöyle düşünmeliyiz sanırım; biriken enerji doğru zaman geldiğinde açığa çıkacaktır. Dünya enerji biriktiriyor. Dünya mücadele ediyor. Bir açıdan; açgözlülüğe karşı verilen bir mücadele bu. Başka bir açıdan; iyilik-kötülük mücadelesi…

Direnmek güzel çünkü direniş her zaman aydınlığın, yaşamın, güneşin tarafında. İnsan olma mücadelesi de bir çeşit direniş olarak yorumlanabilir.

Sol, her şeyden önce bir hayatı kavrayış olarak hep direnişin tarafında hatta direnişin kendisi oldu.

Dünya genelinde ise sağ siyasetin revaçta olduğu tuhaf bir dönemin içindeyiz bir süredir. Bir sonraki yazıda bunlara değinmeyi düşünüyorum.