Depremin, Kuzey Anadolu Fayı’nın Kumburgaz segmentinde meydana geldiğini belirten Prof. Dr. Sözbilir, bunun beklenen büyük deprem olmadığını vurguladı. Ayrıca, kırılan fay parçasının uzunluğuna ve bilimsel verilere dayandırarak 7.4 büyüklüğünde bir depremin yakın vadede olası olmadığını ifade etti. Türkiye'deki afet bilincinin yetersizliğine de dikkat çeken Sözbilir, doğru bilgiye dayalı değerlendirmelerin önemine işaret etti.

Büyük İstanbul depremi değil

Prof. Dr. Hasan Sözbilir, “Depremin olduğu yer Kuzey Anadolu Fayı üzerinde ve Kumburgaz segmenti dediğimiz segment üzerinde oldu. Bu segmentin komşu segmentleri üçü birlikte kırılırsa büyük İstanbul depremini üretecek olan fayların sınıfına giriyor. Bu anlamda baktığımızda şu an olan deprem büyük İstanbul depremi değil. Bu deprem sadece büyük İstanbul depreminde kırılması gereken fay partının bir tanesinin bir kısmında gelişen bir deprem. Kumburgaz semgemntinin 11-12 kilometrelik bir kısmı kırılmış oldu. Bu şu anlama gelebilir bundan sonra 7.4’e varan bir deprem olma olasılığı çok düşük. Burada kişilerin kendi kişisel görüşlerini değil son yüz yılda yapılan bilimsel çalışmaları ifade etmesi gerekiyor. Marmara Denizi’nde yaklaşık 90 kilometre uzunluğundaki üç fay birlikte kırılırsa 7.4’ e varan bir deprem bekleniyor ama o olmadı. Kumburgaz segmentinin yakın bir gelecekte tekrar kırılma şansı yok. Dolayısıyla kırılacak olan fay parçasının uzunluğu düşmüş oldu. Artık o büyüklükte bir deprem olmaması gerekir. Böyle düşündüğümüzde Kumburgaz segmentinin sağına soluna bakmamız lazım bundan sonra nerelerde deprem olabilir diye. Bir deprem olduğunda kırılan fay parçasına en yakın fayda enerji birikimi başlar. O fayın kırılma zamanı gelmişse orada bir deprem olur. Bu da teorik anlamda bütün dünyada geçerlidir. Şu an Kumburgaz segmentinin doğu parçası var 10 kilometre uzunluğunda şu an onun kırılması gerekiyor bu aşamadan sonra” dedi.

Hasan Sözbilir1

Medyatik hocalarımız daha çok konuşuyor

Program konuğu tarihçi yazar Sinan Meydan'ın, "Bilim insanları farklı farklı açıklama yapıyor, hangisi doğru? sorusuna ise Sözbilir, “Bilimde farklı görüşler olması çok doğal ama sistemin içinde olup çalışan, bilim üreten, üniversitelerde görevine devam eden insanlarla hemfikiriz. Farklı fikirler daha çok hocalarımızda. Biz aktif olarak çalışan arkadaşlarımızla ortak bir görüş birliğine vardık. Ama bizim büyüklerimiz var emekli olmuş. Bizden çok daha büyük yerlerde yer almışlar. Şu an emeklilik sınıfında olan hocalarımız daha fazla tanındıkları için daha çok konuşuyorlar ve daha medyatikler. Bizler bilim üreten insanlarız. Türkiye’deki bilim insanları zayıf değil çok güçlüler. Bizim geldiğimiz nokta bilimin geldiği noktadır. Kişisel görüşlerimiz değildir” dedi.

Bilimsel çalışmalar zamanla değişebilir

Bilimsel çalışmaların zaman içerisinde değişebileceğine dikkat çeken Sözbilir, “Önceki bilimsel çalışmalar belirli bir zaman sonra değişebiliyor. Doğru bilinen şeyler yanlış olabiliyor. Çünkü bilimde sabit bir görüş yoktur. Çalıştıkça fikir ve doğrular değişebilir. Geldiğimiz noktada o bölgede yapılan çalışmalar çok yeni ve son 5 yılda yapılan çalışmalarda büyük olan fayın bir kısmının artık kırılma şansının olmadığını gösteriyor. Şu andan itibaren 7.4’ü bekleme şansımız iyice düştü. Adalar segmenti, Avcılar segmenti gibi faylar tek başına kırıldığında yine 6 civarı büyüklüğünde olabilir” diye konuştu.

Yılda 30 kilo beyaz et tüketilmeli Yılda 30 kilo beyaz et tüketilmeli

Deprem 5 şiddetinde hissedildi

İstanbul depreminin 5 şiddetinde hissedildiğini belirten Prof. Dr. Sözbilir, “Türkiye’deki bütün depremlerde karadaki bütün faylar sığ deprem üretir. Yani ortalama 10 kilometre derinliktedir odak derinliği. 30 veya 40 kilometre olmaz. Dolayısıyla etkisi ve şiddeti yüksek olur ve alan genişler. Bugünkü deprem İstanbul’da oldu ama İzmir 250 kilometre uzakta ve hissetti. Bu şu anlama geliyor; 300 kilometre çapında bir yarıçap çizersek o yarıçapın içinde kalan bütün iller bu depremi hissedecektir. Bu da Türkiye’nin geneli için geçerli bir şey. Deprem büyüklüğü 7’ye çıktığında bu yarıçap 500 kilometreye çıkar. Örneğin 6 Şubat depremini Kayseri’nin ilçeleri de hissetti. Kuzey’deki ve Güney’deki ülkeler bile hisseti. Deprem büyüklüğü arttıkça etkileme alanı genişliyor. Şu anki depremin ortalama 300 kilometreyi etkileme durumu vardı. Biz bu depremi İstanbul’da 5 şiddetinde hissettik. 5 şiddetindeki bir deprem de hiçbir zaman yıkıma neden olmaz” ifadelerine yer verdi.

Büyük bir depremin öncüsü değil

Silivri depreminin yeni büyük bir depremin öncüsü olmadığının da altını çizen Sözbilir, “Bu deprem büyük bir depremin öncüsü olamaz çünkü ana şokun artçıları yaşanıyor. Ana şokun artçıları bittikten sonra  şu an olan bütün depremlerin enerjisi en yakın koldaki faylara aktarılıyor enerji. Bu enerji aktarımı tamamlandığında o fayın deprem üretme zamanı geldiğinde o sefer o başlayacak deprem üretmeye ama artık 7.4’ün üzerinde deprem üretme şansı olmayacak. Bilim yaptıkça değişen doğrularla sınanır.  Bizim doğrumuz iki gün sonra elde ettiğimiz başka bir bilimsel veriyle yanlış olabilir, ama şu anki doğrular bunu söylüyor” açıklamasında bulundu.

Kaynak: Haber Merkezi