Yaptığı açıklamada, Türkiye’de yaşanan sosyal medya hesabı instagrama erişim sınırlamasına değindi. Deniz Yücel konuya ilişkin şunları söyledi:
Yaşananlar muz cumhuriyetlerinde bile yaşanmaz
“Cuma günkü rezaletten anlıyoruz ki, Türkiye artık Anayasa Mahkemesi üyelerinin bile ifade özgürlüğünün olmadığı bir ülke… Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle İletişim Başkanlığı’nın, iletişim özgürlüğüne müdahale etmesine olanak tanıyan düzenlemeleri iptal ediyor. Bu konudaki gerekçeli kararın basın duyurusu Anayasa Mahkemesinin internet sitesinde yayınlanıyor. Kararda, Anayasanın “düşünceyi ifade” ve “basın özgürlüğü” ile ilgili maddelerine vurgu yapılıyor. Ancak kısa bir süre sonra önce gerekçeli kararın basın duyurusuna, sonra da Anayasa Mahkemesinin internet sitesine erişilemiyor. AYM’nin iptal kararına rağmen, hatta kör gözüm parmağına, sosyal medya platformu İnstagrama erişim kısıtlanıyor. Ulaştırma Bakanlığı saatler sonra suya sabuna dokunmayan, hiçbir sorunun cevabı olmayan bir açıklama yapıyor. Aynı gün geç saatlerde Anayasa Mahkemesinin internet sitesi yeniden erişime aşılıyor, Anayasa Mahkemesi Kararı’nın basın duyurusu yeniden yayınlanıyor, ancak içeriğindeki “Düşünceyi ifade özgürlüğü” ve “basın özgürlüğü” ile ilgili kısımları çıkarılmış. Görünen o ki; Anayasa Mahkemesi’nin internet sitesine ve Anayasa Mahkemesi kararına görünmez bir el müdahale ediyor, internet sitesi kapatılıyor, kararın basın duyurusu değiştiriliyor, internet sitesi yeniden açılıyor. Bu yaşananlar “Muz Cumhuriyetlerinde” bile yaşanmayacak bir olay. Dijital çağda iletişim platformlarına yasak getirmek ancak medeni dünya ile bağlarını koparmış olan “sansürcü ve baskıcı AKP’ye” ve onun direktiflerini sorgulamadan yerine getiren bir kısım bürokrata yakışır.Hak, hukuk, adaletten nasibini almamış olanların 21’inci yüzyılda Anayasa’ya ve Anayasal kurumlara meydan okumasına üzülerek tanıklık ediyoruz. İşte AKP’nin ileri demokrasi anlayışı, işte AKP’nin “Türkiye Yüzyılı” masalı…”
Hizmetler hız kesmeden devam edecek
AKP iktidarının 31 Mart yerel seçimleri hazımsızlığının hız kesmeden devam ettiğine değinen Yücel, sözlerine şöyle devam etti:
“Hazine ve Maliye Bakanlığı, SGK borçlarını tahsil edeceklerini duyurdular. Binlerce özel şirketten alacağı olan SGK, her ne hikmetse sadece belediyelerdeki alacaklarını tahsil etme yolunda…
Ekonomi biliminden uzak, popülist ve “Nas” temelli uygulamalardan dolayı, boş bir kasa ile baş başa kalan AKP iktidarı, boş kasayı Sosyal Güvenlik Kurumunu kullanarak CHP’li belediyelerden doldurmanın derdinde… Sokaktaki çocuk dahil herkesin bildiği gibi SGK primleri bahane… Asıl amacınızı biliyoruz. Kendi iktidarınızda sanki hiç seçim kaybetmeyecekmişçesine, sanki elinizdeki belediyeler başka bir partinin yönetimine geçmeyecekmişçesine tüm kaynaklarını har vurup harman savurduğunuz belediyeler üzerinden, kaybettiğiniz seçimin intikamını almaya çalışıyorsunuz. Geçtiğimiz günlerde Mersin Büyükşehir Belediyemiz 280 milyon lira SGK ve vergi borçlarına yönelik ödeme yaptı. Birkaç gün sonra da iştirak şirketlerine haciz geldi.
CHP’li belediyeleri hizmet yapamaz duruma getirmeye çalışıyorsunuz görüyoruz. Belediyelerin kasalarını boşalttınız, şimdi de siyasi kararlarla, bu enkazı sanki sorumlusu bizmişiz gibi bizim üzerimize yıkmaya çalışıyorsunuz. Eğer iktidar gerçekten SGK’nin alacaklarını tahsil etmek istiyorsa, belediyelerden önce, yandaş şirketlerin borçlarını kalem kalem açıklasın. Eğer iktidar samimiyse önce yandaş şirketlerin oluşturduğu yüzde 88’lik borcu tahsil etsin. Borçsuz devralmadığımız tek bir AKP’li belediye yok. Bugüne kadar hizmet nasıl devam ediyorsa bundan sonra da aynı hızla hatta katlanarak devam edecek. Cumhuriyet Halk Partili Belediyelerin elini kolunu bağlamak, hizmet veremez hale getirmek istiyorlar. Bunların amacı halka hizmet değil, AKP’ye hizmet.”
Can Atalay kararına tepki
CHP’li Yücel, Anayasa Mahkemesi geçtiğimiz hafta açıkladığı Hatay Milletvekili Can Atalay ilgili gerekçeli kararın, huku ve adalet açısından ders niteliğinde olduğuna dikkat çekti. Yücel, “Kararda belirtildiği gibi; Anayasa’nın 84’üncü maddesine göre hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı olmaksızın bir kişinin milletvekilliğinin düşmesi mümkün değildir. Ancak burada çok daha önemli bir tespit vardı.
TBMM’de Yargıtay 3.Ceza Dairesi Başkanlığı’nın yazısının okutulması işlemi “Yok hükmündedir. Anayasa Mahkemesi aslında şunu dedi; O kadar bariz, o kadar açık ve o kadar ağır bir hukuka aykırılık var ki; bu nedenle bu işlem yok hükmünde dedi. Hal böyleyken, isminin başında başdanışman ünvanı olan “Sarayın bir başka memuruysa” AYM’nin bu kararının “İcrai etkisi yoktur” diye abuk ve hukuk tanımaz bir açıklama yaptı. Bunu söyleyen kişinin özgeçmişinde bir de Hukuk fakültesi bitirdiği yazıyor! Hukukçu olduğunu iddia eden bu Saray Danışmanına hatırlatalım. Anayasa Mahkemesi kararları, Anayasa’nın 153’üncü maddesinde yazıldığı gibi yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Dolayısıyla bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nde AYM kararlarını uygulamak ya da uygulamamak tercihe bağlı değildir. Şunu kimse unutmasın. Kamu kurumlarının üzerinde; AYM kararlarını uygulatmamak için siyasi baskı oluşturanların hukuk önünde hesap verecekleri günler yakındır” dedi.
CHP’li Yücel, Hatay Milletvekili Can Atalay’ın durumuna ilişkin olarak TBMM’nin 14 Ağustos günü olağanüstü toplantıya çağrılması için Meclis Grubuna görev verildiğini, en yüksek imza sayısı ile başvuru yapılması için TBMM’de bulunan siyasi partilerle de temas kurulacağını ifade etti.
İkinci yüzyıl değişim kurultayı kararını aldık
CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel, İl Başkanları, Parti Meclisi ve MYK toplantılarında kurultay sürecine ilişkin kararlar alındığını hatırlatarak,
“Parti Meclisi toplantımızda 4 – 9 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek “İkinci Yüzyıl Değişim Kurultayımızın” kararını aldık. Kurultayımız 4 Eylül günü Sivas’ta yapılacak sembolik açılışla başlayacak, 5 Eylül günü Tüzük Komisyonumuz son toplantısını yapacak. 6 Eylül günü tüzük değişikliğimizi gerçekleştireceğiz. 7 ve 8 Eylül tarihlerinde yerli ve yabancı çok sayıda siyasetçi, akademisyen konuğun da zenginleştireceği gündemlerle Program değişikliğinin ilk adımlarını atacağız” dedi.