“Hayat gelip geçiyor ağlamakla gülmekle, zaten komiklik yapıyorum ben böylesine bir dünyaya gelmekle.”
Bir gün gelecek tiyatronun zilleri susacak,tiyatronun ışıkları sönecek.
Tiyatro perdesi bir daha açılmamacasına üstüme kapanacak.
Hiç üzülmeyin seyircilerim.
Söz veriyorum sizlere, dertlerinizi ben götüreceğim.
Kahkahalar sizlere kalacak. ”
“Bu ülkenin esprisi, koca koca adamlar üç genç fidana kıydığında bitti.”
**
Nejat Uygur…
Tiyatromuzun büyük ustası.
Sahnelerin efsane ismi.
Hepimizi güldürdü, güldürürken düşündürdü.
Onun için;
“Kel Hasan’dan, Küçük İsmail’den, Dümbüllü’den, Muammer Karaca’dan süzülmüş büyük bir oyuncuydu” derler.
Ressamdı…
Karikatürler de çizerdi.
İzmir Fuarı’na gelir, Çamlık Senar Bahçesi’nde oyununu oynardı.
Ege Ekspres gazetesi yayımlanırdı o dönemde.
Beyaz renkli motoruyla gazeteye gelir, çizdiği karikatürleri teslim ederdi.
Nevi şahsına münhasır bir kişilikti Nejat Usta.
1987 yılında kendi yaptığı yağlı boya
Atatürk tablosunu Denizli Belediyesine hediye etmiştir.
Çok iyi CimBom’luydu;
“Sigara tiryakiliktir bırakabilirsiniz ama Galatasaray’ı asla!”
**
Tuluatın tartışılmaz ustasıydı.
Mizah geleneğimizi son ana kadar yaşatandı.
“Hayatımda ilk defa katıla katıla gülüyorum,
Çünkü daha kırkım dolmadan unutulacağımı biliyorum!” demişti.
Kendisi gibi tiyatroyu seçen çocukları, Behzat ve Süheyl Uygur, onu unutturmadı.
Nejat Uygur ‘un 9.ölüm yıl dönümü bugün.
Ama asla unutulmadı asla!
Anısına, sanata bıraktığı izlere, renklere saygıyla.