Türkü ERBİL/ EGE SAATİ- Bir deprem ülkesi olan Türkiye’nin, 2023 raporlarına göre en kalabalık 23. şehri olan Muğla’nın kanayan yarası ‘Menteşe Devlet Hastanesi binası’ sorunu güncelliğini korumaya devam ediyor. 2018 yılında Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin açılmasıyla birlikte ‘depreme dayanıksız’ raporu verilen Menteşe Devlet Hastanesi kapatıldı. Yine aynı sene hastanenin tekrar faaliyete geçmesi için Sağlık Bakanlığı’na başvurunun ardından hastane, 5 Mayıs 2020 yılında acil servisin açılmasıyla faaliyete başladı. İlerleyen zamanlarda poliklinikler, klinikler, ameliyathane, bakım servisi ve yoğun bakım gibi diğer birimler de hizmet vermeye devam etti. Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu (BASK) ve Birlik Sağlık Sen (BSS) Muğla İl Başkanı Abdullah Gül, binanın tekrar açılması amacıyla bakanlıktan 800 bin TL ödeme alındığını fakat bu ödemenin deprem önlemleri dışında boya badana gibi işler için harcandığını aktardı.
‘BAKANLIKTAN YANIT BEKLİYORUZ’
Binanın ‘depremde yıkılır’ raporu olmasına rağmen bu raporun sumen altı edildiğine dikkati çeken Gül, “Bina için bakanlıktan gizlenerek tekrar ruhsatlandırma yapılıyor ve faaliyete sokuluyor. Biz o dönemin yönetimi hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Bu durumla ilgili bir soruşturma başladı, valilik bu soruşturmayı yürütüyor. Parayı isteyenler hakkında soruşturma devam ediyor. Sağlık müdürlüğü yaklaşık olarak iki hafta önce hastanenin bloklarının depremde yıkılacağı hususu ile ilgili bir komisyon kurdu. Komisyon kararını aldı, bakanlığa gönderdi. Şu an bakanlıktan yanıt bekleniyor. Oradaki insanlar hayati riskleri ortada bir şekilde çalıştırılmaya devam ediyorlar” ifadelerini kullandı.
“…HASTANEMİZ OLMAYACAK”
Kurulan komisyonun; sağlık müdürlüğü bünyesinde bulunan inşaat mühendisi, elektrik mühendisi, mimar ve daire başkanlarından oluşan yedi kişilik bir grup olduğunu; il sağlık müdürünün ise komisyon başkanı olduğunu belirten Gül, “Sağlık müdürlüğü içerisinde bir sağlık yerleşkesi bulunuyor. Menteşe Devlet Hastanesi’nin blokları da sağlık yerleşkesine dahil. Burası eskiden Sosyal Güvenlik Kurumu (SSK) ve devlet hastanesiymiş. Binanın blokları daha sonra fiziki olarak birleşiyor ve Menteşe Devlet Hastanesi oluyor. İki blok kapalı durumda ve kullanılmıyor. Onların da ‘depremde yıkılır’ raporu mevcut ama asıl olarak hastaların tedavi gördüğü servis ve acil bloğu aktif. Bir deprem olduğunda ilk lazım olacak olan acil bölümü ve servis yıkılacak. Elimizde yaralıları götürebileceğimiz bir hastanemiz olamayacak” diye konuştu.
“RİSK HASTANEYLE SINIRLI DEĞİL”
Hastane çalışanlarının ellerinde olmayan sebeplerden dolayı çalışmaya devam ettiğini, hastaların da mecbur kalmalarıyla birlikte hastaneyi tercih ettiklerine değinen Gül; sağlık personellerinin de vatandaşın da bu durumdan rahatsız olduğunun altını çizdi. Gül, yalnızca Menteşe Devlet Hastanesi’nin değil eskiden sağlık ocağı olarak bilinen günümüzün aile sağlık merkezleri binaları hakkında da önemli açıklamalarda bulundu. Gül, konuyla ilgili sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Yıkım kararı olan birçok bina şu an aktif olarak faaliyette. Bu risk yalnızca bu hastaneyle sınırlı değil. Ellinin üzerinde sağlık kuruluşu bu riskle sağlık hizmeti veriyor. Biz konuyla ilgili bakanlıktan yanıt bekliyoruz. Hatay’da Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ek Hizmet Binası raporları olup faaliyette tutulması sebebiyle yıkıldı ve 8’i sağlık çalışanı olan 72 vatandaşımızı kaybettik. İskenderun Devlet Hastanesi Ek Hizmet binası yine aynı şekilde yıkıldı. Orada da 15’i sağlık çalışanı 100’den fazla insan hayatını kaybetti. Hatay eğitim Araştırma Hastanesi Ana Binası zemin olarak çok yüksek riskli bir yere yapıldığı için bina ağır hasar aldı yine 100’e yakın vatandaş hayatını kaybetti”
“MEZAR OLDU’
Hatay’da yıkılan hastanelerin enkazlarında birçok vatandaşın hayatını kaybetmesine rağmen, Menteşe Devlet Hastanesi hakkında sessiz kalınmasının ‘manidar’ bir tutum olduğuna dikkati çeken Gül, “ ‘Bu hastanenin açık kalması kimin menfaatine geliyor?’ sorusu bizim aklımızdan hiç gitmiyor. Şifa vermesi gereken hastaneler vatandaşlarımıza ve sağlık çalışanlarına mezar oldu. Bu çok ciddi ve acı bir tablo. Dünyada hiçbir depremde bir hastanenin yıkıldığını göremezsiniz, örneği yok. Birilerinin buradan bir çıkarı var yoksa açık kalmasının mantığı yok. Bu bölge bilim adamlarının 7 şiddetinin üzerinde deprem beklediği 15 ilden biri, Muğla fay hattı üzerinde yaşayan illerden biri. Bu kadar büyük riskli bir bölgede, böylesine riskli bir hastane neden açık tutulur akıl alacak bir durum değil” açıklamalarında bulundu.