Marmaris Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Anadolu Buluşması-Yerel Medya 2023’ çalıştayı, 6-8 Ekim tarihleri arasında 60 şehirden 300’e yakın gazetecinin katılımıyla gerçekleştiriliyor. Çalıştayda, radyo televizyon yayıncılığı ve denetimi, televizyon gazeteciliği, basın yasası, kadın ve yazarlık, internet gazeteciliği gibi konular ele alınacak. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da katılım sağlayarak basın meslek örgütü temsilcileri basının sorunlarını değerlendirecek.
CHP, Marmaris Belediyesi ve basın meslek örgütlerinin katkılarıyla 3. kez düzenlenen ‘Anadolu Buluşması – Yerel Medya Çalıştayı’ başladı. Çalıştay kapsamında 300’e yakın basın mensubu Marmaris’te buluştu. CHP’nin gazeteci kökenli milletvekilleri, basın meslek kuruluşları ve sivil toplum örgütleri temsilcilerinin de katılacağı çalıştayda, Cumhuriyet Halk Partisi Medya, Planlama ve Sosyal Medya politikalarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem’in karşılama konuşmasıyla başladı, hemen akabinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açılış konuşmasıyla devam etti.
Çalıştayın açılış konuşmasını yapan ve 21. yüzyılın Türkiye’sinde farklı düşündüğü ve yazdığı için gazetecilerin tutuklandığının altını çizen Kılıçdaroğlu, “İnsanların düşüncelerini açıklamaları nedeniyle tutuklandığı, gözaltına alınmaları 21. Yüzyılın Türkiye’sine yakışmıyor. Her yerde söylediğim gibi aslında bizim aykırı fikirlere ihtiyacımız var. Çünkü düşünemediğiniz, bilmediğiniz konuları aykırı bir düşünce farklı bir gözle bizim ufkumuzu açabilir. Aykırı düşüncelerden korkmamak, çekinmemek gerek. Özellikle siyaset kurumunun bu konuda son derece dikkatli olması gerekiyor. Ama bizde maalesef farklı düşündüğü diye insanların süründüğü, farklı yazdığı diye gazetecilerin hapse atıldığı, tutuklandığı, gözaltına alındığı bu ülkede yaşayarak görüyoruz. Ve üzülerek ifade ediyorum; 21. yüzyılın Türkiye’sinde yaşıyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Basın milletin müşterek sesidir” diye bir sözü var. Acaba basın gerçekten bugün milletin müşterek sesi konumunda mıdır? Bunu da bütün medya mensuplarının da sorgulaması lazım. Bir siyasetçinin en çok ihtiyaç duyduğu şey sağlıklı eleştiridir. Sağlıklı eleştiriye siyasetçi ihtiyaç duyar. Çünkü siyasetçi bazen çalışma koşulları içerisinde, yoğun ortamda yaptığı hataları fark edemeyebilir ama medya mensupları yazar eleştiriler dolayısıyla biz de bu eleştirilerden ders çıkartıyoruz” diye konuştu.
“Medyanın içinde olduğu durum iç açıcı değil”
Gelişmiş demokrasilerde medyanın dördüncü güç olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, “Medya demokrasinin ana aktörlerinden birisi olarak yargı, yasama ve yürütme gibi bir faktör olarak ortaya çıkmıştır. Biz de ise yasama, yürütme ve yargının ne halde olduğunu görüyoruz. Ama medyanın içinde bulunduğu pozisyon da pek iç açıcı değil. Hepimizin bu sorunu çözmek için düşünmesi lazım. Farklı siyasi düşüncelerimiz olabilir ama ortaklaşacağımız konular olmalı. Öyle bir duruma geldik ki ortaklaşamıyoruz. Demokrasi, insan hakları konusunda, adalet konusunda ortaklaşmalıyız. Yolsuzluklar bir ulusal spor haline geldi. Yolsuzluk yapanların el üstünde taşındığı bir sürece doğru Türkiye sürüklendi. Hepimizin bu konuda oturup düşünmesi lazım. Çünkü bunda sadece benim sorumluluğum yok, hepimizin sorumluluğu var. Özellikle medyanın sorumluluğu belki benden de fazla. Biz eğer ortaklaşacağımız konuları büyütürsek ve o konular üzerinde ortak payda üzerinde düşüncelerimizi açıklarsak siyaset kurumunun yanlışlarını, bundan sonra yapacak yanlışları, siyasetçinin daha dikkatli adımlar atmasını, daha dikkatli konuşmasını sağlamış oluruz. Bu görev demokrasilerde medyaya düşüyor” dedi.
“MEDYAYI DESTEKLEYEN KURUMLAR İNFAZ KURUMUNA DÖNÜŞTÜ”
Medyayı desteklemesi gereken kamu kurumlarının infaz kurumlarına dönüştüğünü dile getiren Kılıçdaroğlu, “Geldiğimiz atmosfer, iç açıcı bir atmosfer değil. ‘İktidarı eleştirirseniz burnundan getireceğiz’ diyorlar. Öbür tarafa her türlü destek var, istedikleri gibi yalan haber de yapabilirler, kimse onlara dokunmuyor. Hayatımda bu kadar bölünen, ayrışan, düşmanlaşan bir medya yapısı görmedim; ilk kez karşılaşıyorum. ‘300 – 400 bin tirajımız var’ deniliyor, hepsi hikaye. ‘Gerçek tirajlar üzerine yardım edin’ dedim. Süreç yanlış gittiği için medya ve halk arasındaki ilişkilerde de güven erozyonu çıkıyor. Bunun bir şekilde kapatılması lazım. Doğru haberlere erişim yasağı hiç olmazdı, bunu da yapmaya başladılar. İktidarı, bakanı eleştiriyorsunuz mahkemeden istediği kararı çıkarıyor ve habere erişim yasağı geliyor. Yargı kararı ile haksızlıklar bir şekilde geniş kitlelerin duymasına engel olunuyor. Bunu beraber mücadele ederek kaldıracağız. Etik değerlere aykırı olan ne yapılıyorsa ona karşı mücadele etmemiz gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
Belediye meclislerin aldığı kararların yerel gazetelerde yayınlanması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Belediye başkanlarımız da burada; belediye meclisleri karar alıyor. Aldığı kararlar neden yerel gazetelerde ilan edilmez; bir engel mi var? Yayınlanmalı. Bunun da yasal güvencesi sağlanmalı. Belediye meclisinin aldığı kararları belde halkı da medya aracılığı ile öğrenir. Bunun iki yararı var, bir medyanın desteklenmesi iki halkın bilgi alması” dedi. Devlet yönetiminde liyakatin olduğu, medyanın haksızlıklara karşı çıktığı ve bunu yazdığı, yargıya kimsenin müdahale etmediği bir Türkiye özleminin olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Bu özlem şu anda bizim içimizde. Eminim ki medya mensubu olarak sizin de içinizde. Hangi görüşten olursak olalım bu hepimizin ortak sorunu. Bu ortak sorunda umut olan sizsiniz; sizin kaleminiz, sizin mürekkebiniz. ‘Alimin mürekkebi şehidin kanından daha evladır’ diyoruz ya sizin kaleminiz doğru yazdığı sürece bu ülke kurtulur” diye konuştu.
“KOCA TÜRKİYE’DE GÜNLÜK GAZETEDEN Mİ TASARRUF ETTİNİZ?”
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, tasarruf genelgesi de dahil medyanın karşılaştığı bütün sıkıntıları, maruz kaldığı durumları eleştirdi ve gazete alımından tasarruf mu olur diyerek tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, “Bir kriz daha var, ekonomik kriz. Özellikle yerel medya büyük sorunlarla karşılaşıyor, geldiğimiz noktada tasarruf yapıldı, yeri geldi çocukların yemeğini kestiler yeri geldi sizler için tasarruf yaptılar. Koca Türkiye Devletinde günlük gazeteden mi tasarruf ettiniz? Belediye Başkanı ve çalışanları o günlük gazeteyi görmeli. Yerel gazetelerden tasarruf edilmemeli. Medyaya düşman olan bir siyasal iktidarı desteklemeyin sonunda çekilen sizin ipiniz olur. Siz ne kadar kapanırsanız baskıcı hükümet o kadar memnun olur.”
CHP Medya, Planlama ve Sosyal Medyadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem, “Bir meslektaşınız olarak buradayım. Sizlerle aynı sıkıntıları yaşamış, ne yapmakta olduğunuz, ne yaşadığınızı çok iyi bilen bir arkadaşınız olarak buradayım. Parti olarak bütün meslektaşlarımızı gerçekçi bir biçimde analiz ediyoruz. CHP’nin gelenekselleşmiş bir toplantısı. Bu toplantıda Anadolu’nun basınının sorunlarını dinleme ve bunlara sahici çözümler üretmek adına yapılıyor. Bu toplantılar devam edecek. Buradan elde ettiğimiz izlenimleri siyasetimize yansıtacağız” diye konuştu.
Sertel: “Anadolu’nun sesini dünyaya duyurmak istiyoruz”
TBMM 27’nci Dönem CHP İzmir Milletvekili, gazeteci Atila Sertel de Anadolu’da çok büyük sıkıntıların olduğunu belirterek, “Gazetelerin birer ikişer değil 15’er 20’şer kapandığını; gazetelerin sayısının bin 200’ün üzerinden 800’lere düştüğünü son çıkan internet yasası ile birçok gazetenin gelir kaynaklarına el konulduğu bir süreçten geçiyoruz. 3 ila 5 televizyon ve gazete dışında Türkiye tamamen iktidarın güdüm altında görev görüyor. Bütün bunları biz görüyoruz. Anadolu’nun sesini Türkiye ve dünyaya duyurmak için bu organizasyonu yaptık¨ diye konuştu.
Marmaris ve Türkiye’nin sorunlarına dikkati çekerek yerelde medyayla yaptıkları çalışmaları anlatan Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay ise, ¨Marmaris’te ve ülkemizde yaşadığımız sorunlar ortada. Özellikle işin ekonomik kısmında her geçen gün daha da derinleşen sıkıntılarımız mevcut ama bu ve benzeri çalışmalarla birlikte bunları aşabileceğimizi düşünüyorum. Göreve geldiğimizden beri yerel basındaki arkadaşlarımıza destek olmaya çalıştık ve onlardan sadece art niyetli olmadan şeffaf ve özgür şekilde mesleğinizi yapın; bizler onlara ihtiyaç duyan insanlarız isteğinde bulunduk. Bugüne kadar büyük oranda bunu başardığımızı umut ediyorum. Sizler güncel sorunlara dair bizim bilgilenmemizi sağlayacaksınız, biz de dersler çıkarıp gerekli iyileştirmeleri yapacağız¨ ifadelerini kullandı.
Gappi: Yerel medyanın yüzde 90’ı nefes alamıyor
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, ¨Tüm bu karmaşanın içinde doğruları bulmak daha zor. Geçmişten bu yana bu bedeli ödeyen meslektaşlarımı anıyorum. Ulusal medyanın yüzde 90’ı artık ‘yandaş’ niteliğinde. Yerel medyanın da yüzde 90’ı nefes alamıyor. Peki biz nasıl gazetecilik yapacağız? Bazı gazeteler kağıt fiyatları nedeniyle sayfa sayısını azalttı. Kasım ayında biz 12 sayfalık bir gazete ile 60 bin lira matbaa parası ödüyorduk; şu anda 8 sayfaya 145 bin liraya sadece matbaa parası ödüyoruz. İkinci problem dijitalleşme türbülansı. Bu gerçekleri bilerek ne yapacağız; yol bulacağız diyorlar ama bizim yolumuz var. Bizim güç bulmamız lazım. Herkes biliyor, yeni süreçle birlikte biz 1 Godot’yu bekler gibi Ekim’i bekledik, hala kargaşa hakim” dedi.
Çalıştayın oturumlarında Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Yılmaz Karaca, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Kenan Şener, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı Cem Kaytan, Küresel Gazeteciler Konseyi Genel Başkan Yardımcısı Hüsniye Karakoyun basın meslek örgütleri adına yapacağı konuşmalarla devam edecek.
Çalıştayın öğleden sonraki bölümünde ise “radyo televizyon yayıncılığı ve denetimi, televizyon gazeteciliği, Avrupa’da yerel basın işleyişi, gazetecilerin örgütlenmesi, Basın Yasası, Cumhuriyet’in 100’üncü yılında kadın ve yazarlık, internet gazeteciliği, yüksek trafikli sitelerin yönetimi ve alternatif gelir kaynakları, fotoğraf ve videolarda manipülasyon seçim dönemini nasıl etkiledi” konu başlıklarında da sunumlar yapılacak.