Sanatsal yaratıcılık tarih öncesi dönemlerde başlamıştır. İlkel toplum aşamasında sanat, insanların doğaya, vahşi hayvanlara üstün olmasını sağlayan bir eylemdi. Dans, büyü törenleri gibi sanatsal eylemlere topluluğun tüm üyeleri katılırdı.

Buca'dan depreme karşı farkındalık filmi Buca'dan depreme karşı farkındalık filmi

İlkel toplum insanı bedenini, yüzünü boyalarla süslerken de kendi kabilesine bağlılık duygusunu pekiştirmek ve diğer kabilelerin üyelerinden farklı görünmek çabası İçindedir.

Güzel ve çekici görünmek gibi estetik kaygılar söz konusu değildir. Burada, ilkel toplum insanını çağdaş İnsandan ayıran şey bireysel zevklerin değil, topluluğun ya da aşiretin genel ilkelerinin, çıkarlarının belirleyici olmasıdır. İnsanoğlu sanatı bulmuş ve tarih boyunca hep daha ileriye doğru götürmüş, yetkinleştirmiştir. Sanatın, dıştan fark edilen açık bir belirtisi yoktur.

***

En belirgin ölçüt, içinde taşıdığı ve iletmeye çalıştığı kendine özgü sanatsal bildirimdir; izleyenler üzerindeki etkidir. Belki de üzerinde durulması gereken şudur: insanoğlu böyle bir bildirime niçin ve ne zaman gereksinim duymuş ve bu gereksinimi karşılama yeteneğini nasıl kazanmıştır?

Bunun için insanın, öncelikle gerçekliği sanatsal olarak algılayabilme ve düşünce gücüyle hayal edebilme yeteneğini kendinde oluşturması gerekiyordu. "İmgesel düşünme yeteneği" doğa vergisi değildir; doğrudan doğruya görme ya da işitme olayı değildir; İnsan bilincindeki karmaşık bir sürecin sonucudur.

***

İlkel toplum aşamasındaki sanat yapıtları (mağara resimleri, heykeller) incelendiğinde, bunların 'doğaya bakılarak” değil, bellekten yapıldığı bilimsel olarak saptanmış bulunmaktadır. Demek ki sanatçı, doğrudan doğruya gözüyle gördüğü somut nesnelerin basit bir kopyasını yapmamış, kendi düşünce gücüyle hayal etme yeteneğini kullanarak “genel tasarımlar" oluşturmuş ve buradan yola çıkmıştır. İnsanlık tarihinde, en eski sanat yapıtları, arkeologlar tarafından ancak üst paleolitik katmanlarda bulunmuştur. O çağlardan binlerce yıl önce de insanoğlu yaşıyordu ama, sanat henüz ortaya çıkmamıştı. İnsan bilincinde en basit şekil algılarını genel tasarımlara dönüştürmek İçin gerekli karmaşık mekanizma henüz oluşmamıştı.

***

Avrupa’da Üst Paleolitik dönemde (MÖ 38.000-12.000) yapıldığı anlaşılan yüzlerce mağara resmi bulunmuştur. En çok bilinen tarih öncesi sanat eserleri, kıta Avrupası’ndaki hayvanları, özellikle de Fransa'da, Lascaux'daki hayvanları betimleyen büyük Paleolitik mağara resimleridir.

At

Lascaux’da bulunan at resmi Dar ve karanlık mağaralara bu hayvanların (mamut, bizon, at, geyik, yaban öküzü) getirilmesi olanaksız olduğuna göre insanoğlu hayal edebilme gücü ve yeteneğiyle onların resimlerini yapmıştır. Milattan on binlerce yıl önce mağara duvarlarına söz konusu resimleri yapan insanlar elbette sanat eseri ürettiklerini düşünmüyorlardı. Yaygın görüşe göre, bu sanatsal faaliyet, zorlu doğa koşullarında av sırasında başarı kazanabilme amacıyla yapılan dini ritüellerin bir parçasıydı. 

Yararlanılan Kaynaklar:

KAGAN, Estetik ve Sanat. E.FİSHER, Sanatın Gerekliliği.