Osmanlı Devleti’nin 1352 yılında ilk kez ayak bastığı ve 350 yıl boyunca hüküm sürdüğü Balkanlar’dan çekilmesiyle birlikte, Sırplar’ın Müslüman nüfusu ortadan kaldırmaya yönelik baskıları artmış, toplu kıyımlar ve çeşitli mezalimlerle Müslümanlar göçe zorlanarak, coğrafyanın etnik haritası değiştirilmek istenmiştir. Tüm dünya 90’larda Bosna’da yaşanan katliama odaklansa da, Boşnaklar daha başka bir çok insanlık dışı olayla karşı karşıya kalmıştır. “Şahoviç Katliamı” da bunlardan biridir.
Balkan Savaşları’nın (1912-1913) sona ermesinden sonra, Ortodoks, Balkan devletlerinin (Sırbistan, Karadağ, Yunanistan, Bulgaristan ve Romanya, Balkan Birliği’ni kurdular) ittifakı Osmanlı Ordusu’nu Balkanlar’dan çıkarmayı başarmış ve Osmanlı’nın 350 yıllık Balkan saltanatı sona ermiştir.
Sırp ve Karadağ rejimi, Novopazar Sancağı’nı fetheder ve böler. Hemen, “Hükümet kim ise, din de odur” ilkesini uygular. Boşnak ve Arnavut sakinlerinin Sancak, Kosova ve Makedonya’dan toplu sürgünleri ve katliamları başlar.
Osmanlı Balkanlar’dan çekilinceye dek Müslümanlar’la çok iyi geçinen Hristiyanlar’ın gerçek yüzü Osmanlı’nın Balkanlar’dan çekilmesiyle gün yüzüne çıkmıştır.
Topraklarından ayrılmayan Boşnaklar, mevcut hükümetten memnun olmayan Sancak Boşnakları silahlı direniş göstermeye başlar. İlk başta düzensiz olarak, daha sonra organize bir biçim alırlar. Bu zulme itiraz eden isyancı (Komitacı) hareketinin başında BijeloPolje (Akovo) yakınlarındaki Şahoviç Belediyesi’ne bağlı Grançareva köyünden olan Jusuf Mehonjiç (1883-1926) vardı.
Anneannem akça pakça beyaz bir kadındı; Pamuk Prenses gibi. Çocuktum hatırlıyorum az da olsa. Bize zaman zaman ağlayarak anlatırdı, çektiklerini. Çok güzel bir kadınmış, Sırp askerleri kaçırmak istiyorlarmış. Tanınmasın diye, yüzüne mangal ya da sobadaki karayı sürermiş.
Artık dayanamaz olmuşlar. Dedemin annesi; “Al karını buralardan git oğlum” demiş ve Şahoviç Katliamı’ndan bir süre önce evlerini terk ederek, dağlardan haftalarca yaya yürüyerek Üsküp’e, 1926 yılında da Türkiye’ye gelmişler. Eşimin baba tarafı da bu bölgeden gelerek Karşıyaka’ya yerleşmişler.
Boşnaklar’ın topraklarını terk etmek zorunda kaldığı ve göç ettirilmesinde en etkili olan katliamların başında “Şahoviç Katliamı gelir” dersek, abartı olmaz herhalde. Şahoviç veya bugünkü adıyla Tomaşevo, Karadağ sınırlarının içerisinde Sancak Bölgesi’nde bulunan Müslümanlar’ın yaşadığı bir yerdir.
Osmanlı’nın bölgeden çekilmesiyle can ve mal güvenliği kalmayan Boşnaklar’ı dağlardaki Boşnak çeteler korumaya başladı. 9-10 Kasım 1924 tarihlerinde Boşnaklar’a karşı Sırplar’ın yaptığı en büyük katliamlardan biri olan Şahoviç Katliamı’na dünya şahitlik etmiştir.
Peki, bu Şahoviç Katliamı nasıl ve neden gerçekleşti?
7 Kasım 1924’te Karadağ’lı Ortodoks Komitacılar, Kolaşin Bölge Jandarma Kumandanı Sırp Boşko Boşkoviç’i öldürür. Fakat Sırplar suçu Müslüman Komitacı Jusuf Mehonjiç’in üstüne yıkarlar. Mehonjiç, cinayet işlendiği yerde olmadığını, o sırada Arnavutluk’ta bulunduğunu kanıtlamasına rağmen, inandıramaz Şahoviç ve Pavino Polye’de yaşanan katliamların nedeni olarak gösterilir.
Boşkoviç’in cenazesinde intikam için hazırlıklar yapılmıştır.
Hükümetten iki bin silahlı Ortodoks komitacıya iki gün verilir. Ne yaparlarsa yapsınlar, müdahale edilmeyecektir. Boşnaklar kendi kaderlerine terk edilir. Katliamcılar 9 Kasım 1924’te Şahoviç ve Pavino Polye köylerine girerler. Müslüman evlerini yağmalayıp ateşe verip, Müslümanlar’ı 2 gün boyunca katlederler.
Bilge Kral Alija İzetbegoviç’in bu unutulmaz sözünü söylemeden geçemeyeceğim; ‘Unutmayalım, unutturmayalım. Unutulan soykırım tekrarlanır.’
Sağlıcakla kalın.