Sizce Gülen’i yakından takip eden ve hatta bir dönem destekleyen kişiler, onun ölümüyle içten içe üzülseler. Ancak bunu açıkça ifade etmekten çekinebilirler. Bu durum, bireylerin geçmişleriyle olan bağları, örgüt içindeki sosyal ilişkileri ve toplumdaki imajları gibi birçok faktöre bağlı olabilir diye düşünmemle beraber bugün FETÖ’cü olmadığını söyleyen dünün FETÖ’cülerinin yasta olduğunu düşünüyorum.

Bir terör örgütünden kopmanın kolay olmadığını ve uzun süreli bir süreç gerektirdiği gün gibi ortada öyle değil mi?

Örgütten ayrılmak isteyen kişilerin bile, örgütün ideolojisinden tamamen sıyrılamayabileceğini ve geçmişte benimsedikleri bazı düşüncelerin etkisi altında kalabileceği aşikar değil mi? örgütten ayrılan çok kişi yine kol kola yürümüyor mu?

Fetullah Gülen’in ölümü, uzun yıllardır ülkemizi ve milletimizi derinden yaralayan bir terör örgütünün karanlık yüzünü bir kez daha gözler önüne serdi. Dün ona methiyeler düzenleyenler, bugün farklı duygular içinde olabilirler. Ancak unutmayalım ki, bu örgüt sadece bir kişinin değil, yıllarca sistematik bir şekilde örgütlenmiş bir yapının ürünüdür.

FETÖ’nün sadece bir cemaat olmadığı, siyasi bir yapılanmaya sahip olduğu uzun yıllardır bilinmektedir. Bu örgüt, devlet kurumlarına sızma, yargıyı etkileme ve siyasi alanı şekillendirme gibi birçok faaliyette bulunmuştur. Siyasi isimlere kumpaslar kurmuş, 15 Temmuz darbe girişimi, FETÖ’nün siyasi hedeflerinin ne kadar büyük olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir.

Bazı siyasilerin FETÖ ile geçmişte ilişkili olduğu iddiaları, bu örgütün siyasi ayağının ne kadar güçlü olduğunu göstermektedir. İzmir’den uçak kaldıran STK’ların ABD’ye giderek Terör örgütü liderinin el etek öptürmeleri, ABD de bulunan cemaat okullarını ziyaret etmeleri gibi olaylar, bu ilişkilerin boyutunu gözler önüne sermektedir. Bu durum, FETÖ’nün siyasi alandaki etkinliğini ve bazı siyasilerin bu örgütle işbirliği yaptığını düşündürmektedir.

FETÖ, sadece bir darbe girişimiyle kalmamış, aynı zamanda binlerce masum insanın hayatını söndürmüş, adalete gölge düşürmüş ve ülkemizin itibarını zedelemiştir. Ergenekon ve birçok kumpas davaları, Kozmik odaya girerek elde ettiği bilgileri yabancı güçlerle paylaşması, bu örgütün vatan hainliği boyutunu göstermektedir.

FETÖ’nün siyasi ayağının ortaya çıkarılması ve bu örgütün köklerinin kazınması, ülkemizin geleceği için büyük önem taşımaktadır. Aksi takdirde, FETÖ gibi yapılar farklı isimler altında yeniden ortaya çıkabilir ve ülkemizi tehdit etmeye devam edebilir. Bu nedenle, tüm siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının bu konuda duyarlı olması ve gerekli adımları atması gerekmektedir.

FETÖ ile mücadele kapsamında yasal düzenlemelerin güçlendirilmesi,

Adaletin etkin bir şekilde işletilmesi,

Medyanın objektif ve tarafsız bir şekilde haber yapması.

FETÖ gibi terör örgütleri, sadece güvenlik güçlerinin çabasıyla değil, tüm toplumun duyarlılığı ve katılımıyla bertaraf edilebilir. Bu mücadele, ülkemizin geleceği için hayati bir öneme sahiptir.

Cehennem de Ateşi bol olsun Vatan haini FETÖ’nün