Böyle bir yazı yazmak aklıma nereden geldi derseniz usta gazeteci benim de hocam sevgili Işık Teoman ağabeyim yaklaşık üç yıl önce Tepecik üzerine böyle bir yazı yazmıştı. Benim çok hoşuma gitti sırf benim değil tabi ki, Tepecik, Boğaziçi, Levent, Gültepe, Mersinpınar yani bizlerin doğup büyüdüğü kenar mahalle diye tabir edilen mahallelerde yaşayanlar, Işık Teoman’nın yazdığı o yazı büyük ilgi görmüştü adeta, geçmişe yolculuk yaptırdı bizlere.
Bizler halen o mahallelerde yaşayan akrabalarımızla dostlarımızla görüşüyoruz.
Ben de Işık Teoman’ı aradım ve Boğaziçi üzerine böyle bir yazı yazmak istediğimi söyledim ayıp olur mu sana dedim, olur mu? kardeşim tabi ki yaz ki ileride bu mahallede kimler yaşamış gençlerimize aktarmış olalım dedi ve ben de böyle bir yazı kaleme aldım. Benim Işık ağabeyle çok eskilere dayanan bir ağabey-kardeş dostluğumuz var. Aynı mahallede büyüdük aynı havayı soluduk Işık Teoman ustama saygılarımla.
Yaz akşamlarında güneş battığında
Kadınlar çıkardı kapı önüne
Altlarına sererlerdi kilimleri çıtlatırlardı çiğdemleri
Amire Teyze’nin kahkahası çınlatırdı sokağı
Çocuklar oyun oynardı
Bilye tekerlekli arabalarla
Topla değişik oyunlar
Yakan top, istop bazen de futbol
Osman Ağa’nın bahçesine
Kaçtı mı top
Üzerine bir bardak soğuk su iç
Rabiye Teyze kızardı top oynayanlara
Süpürge ya da terlik atardı
Akşamın son oyunu olurdu
Genelde saklambaç
Cambazhanemiz vardı Boğaziçi’nde
Üç kahvehane vardı
Ali Hoca’nın kahvhanesi
Nargilesi meşhur
Yarıcı Hüseyin’in kahvehanesi
Kaptanın kahvehanesi,
Fırıncı Kemal
Marangoz kemal
İkisi de akşamcıydı
Marangozhanede içerlerdi
Yan bastı Hüseyin abi
Ve
Baba manita ile
Oğlu Manita İsmail
Taksici Piç Hakkı
Kumarın alası dönerdi
Kavgası eksik olmazdı
Kahvelerde
Yanıklar
Pokerler
Bira yanı haşlanmış patates
Meyhaneci Arif
Kokoreççi Mahmut
Tatlıcı pala dayı
Fıstıkçı şahin
Piyangocu Yaşar
Spor Totocu Mustafa Amca
Taksicilerimiz Bursalı Nuri
Piç Hakkı
Sokağımızda fırın vardı
Fırın yandı mı
Buram buram kokardı ekmek kokusu
Akşamları
Evlerinde börek yapanlar
Götürürdü sokaktaki Kemal’in fırınına
Sokak börek kokardı
Yaz oldu mu
Pazar günü
Fırıncı Kemal yüklerdi kamyonete
Mahalle sakinlerini Götürürdü denize
Eşekçi Kamil
Eşek sepetine yükledi mi ekmekleri
Dağıtırdı bakkallara
Mahallenin iğnecisi İğneci göçmen Ayşe
Mahallenin ilk ve tek
Kadın polisi Boşnak Aynur
Trenci Hüseyin
Plakçı Işık
Biz de giderdik
Plakçı Işık abinin dükkanına
Kayıt yapar müzik dinlerdik
Akşamları da kafaları çekerdik
Muhtarlarımız
Boşnak Nazif Ağa
Sonra
Hüseyin Çatal
Balıkesirli Fahrettin abi
Boğaziçi parkının olduğu yerde evler vardı.
Bir de deremiz.
Balıkçı Ahmet abimiz
Filinta Kemal derken uzar gider sakinlerimiz.
En önemlisi herkes bir birine saygılı, küçük küçüklüğünü, büyük büyüklüğünü bilirdi. Saygı ve sevgi olmazsa olmazımızdı.
Mahallenin kızlarına bacı gözü ile bakılırdı.
Dışarıdan hiç kimse mahalle kızlarına takılamazdı. Kapılar kilitlenmez her komşu birbirini korur kollardı.
Boğaziçi külhanbeyi, bıçkın delikanlısı, çalışan emekçileri ile büyük bir aileydi.
Deve Renault dolmuşlar 50~60 kişiyi taşırdı aynı anda.
Işık Teoman ismi gibi ışık oldu bana. Yazıya ben başladım çocukluk arkadaşım gazeteci Turan Çatal sonuna eklemeler yaptı, ortaya böyle güzel bir yazı çıktı. Turan kardeşim bu yazıyı kendi sitesinde yaklaşık iki yıl önce yayımladı ben de bugün yayımlayım dedim.