İlk kez, Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1935 yılında başlatılan ve İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafındangeleneksel hale getirilen Balkan Halk Dansları ve Kültür Festivali’nin 17’ncisi 22-25 Eylül tarihleri arasında İzmir’de gerçekleştirildi. Ben de bir Boşnak olarak bu organizasyona emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Rumeli Balkan camiasına elimden geldiğince destek vermeye çalışıyorum.
İzmir’de belki de 150’nin üzerinde Rumeli Balkan derneği ve federasyonu var. 22 Eylül’de Kordon’dan Fuar alanına kortej düzenlendi. Haklı olarak bu kadar çok dernek var, korteje katılan da çok olur dediğinizi duyar gibi oluyorum; maalesef katılım yok denecek kadar az oldu bu üzüntü duyulacak bir şey aslında. Üç gün süren bu festival gerçekten çok güzel geçti. İzmir’in değişik ilçelerinde Balkanlardan gelen gençler ülkelerinin halk oyunlarını sergiledi. İzmir Büyükşehir Belediyesi festivalin son günü, 25’i akşamı Balkan coğrafyasındaki ülkelerden İzmir’e festival için gelen gençlere ve İzmir’deki dernek ve federasyon yetkililerine Tarihi Havagazı Fabrikası’nda veda yemeği düzenledi. Korteje katılmayan herkes bu yemekteydi; kimse kusura bakmasın şimdi yazacaklarım için!
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden düzenlemeyi yapan yetkili kişiler, dernek ve federasyonlardan veda yemeğine katılacakların isimlerini istiyor. Bazı aç gözlü dernek başkanları ne yaptı dersiniz? Verdiği isim listesi kadar da yanında fazladan insanlar getirdi. Örnek vermek gerekirse; on isim yazdırdığı yemeğe yirmi kişiyle gelenler oluyor, ismi yazılı olmayanlar içeri giriyor kapıda görevliler isim soruyor,kimlik istemiyor tabi ki. İsmi yazılı olmayan on kişi içeriye girerken dernek başkanının yazdırdığı isimleri söylüyorlar ve içeri giriyorlar.
Bir süre sonra dernek başkanı geliyor ve “İyi akşamlar ben şu derneğin başkanıyım,” diyor. Kapıdaki görevli kişiler, “Efendim sizin adınız işaretli, geldiğiniz görünüyor,” diyor ve yanındaki kişilere de aynı şey söyleniyor. Bu utanmaz dernek başkanı da “Ben buyum kardeşim biz gireriz,” diyor ve içeri giriyor. Görevliler haklı olarak onlar hakkında iyi niyetler beslemiyorlar. Bir bardak içecek, bir tabak yemek için makam ve mevki sahibi insanlar yalan söylemeye utanmıyorlar. Sonra siyesi partiler Rumeli Balkan derneklerine inanır mı? Böyle açgözlü dernek başkanları olunca!
Bir başka dernek başkanı yanında ismini yazdırmadığı bir kişiyi getiriyor, onlar zaten az isim yazdırmış olmasına rağmen, kapıdaki görevli, “Efendim derneğinizi temsilen üç kişi katılabilir yemeğe,” diyor ve o başkan, “Hata benim arkadaşlar siz girin ben geri dönüyorum,” diyor. Kapıdaki görevliler de, “Bakın! Kaç dernek başkanı neler yaptı, bu dernek başkanı da onurlu davrandı ve yemeğe katılmayıp geri döndü,” diye kendi aralarında konuştuklarına şahit oldum. Bu olayları ben gördüğüm için ve görevlilerin sitemlerinden haberdar olduğum için yazıyorum. Bu ve benzer yaşananları yıllardır yazıyorum.
İstanbul’da sevgili hemşehrim yakın dostum Hüseyin Agoviçpandemiden önce ‘Boşnak Dünyası’ adını verdiği gazete çıkarıyordu orada da yazıyordum yaşanan çirkinlikleri. İzmir’deki Rumeli Balkan derneklerinin büyük bölümünün yalnız belediye protokolünde olmak ve bedavadan bir şeyler yemek içmek için kurulduğunu herkes biliyor. Kendilerince makam ve mevki sahibi insanlar utanmadan yalan söylüyorlar ve Rumeli Balkan camiasına zarar veriyorlar; adını kirletiyorlar, lekeliyorlar. Aklı başında kimse bunları yapmaz. O gün ben utandım, kapıdan girerken o dernek başkanları utanmadı maalesef.
Sağlıcakla Kalın