Etkinliğe Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, CHP Eski Genel Başkanı Altan Öymen, DSP Eski Genel Başkanı Zeki Sezer ve SHP Eski Genel Başkanı Murat Karayalçın konuşmacı olarak katıldı.
Anma etkinliğinde konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, çarpıcı mesajlar verdi. Kurultay’da yaşanan genel başkanlık değişimi sonrasında adaylığı tartışılan Tunç Soyer’in İzmir ve yerel seçim vurgusu ile değişim mesajları dikkat çekti.
İzmir CHP ilişkisi tesadüf değil
Tunç Soyer konuşmasında şöyle dedi:
“Partimiz CHP, demokrasi ve barışın ülkemiz siyasetindeki en güçlü savunucusudur. İşte bu nedenle CHP ve İzmir arasındaki güçlü ilişki bir tesadüf değildir. Atatürk’ün CHP‘si ve Atatürk’ün İzmir’i her zaman bu topraklarda barışın ve demokrasinin teminatı olmuştur.
Bu yüzden İzmir, bu ülkede halkın iradesi tecelli ettiği günden bu yana sandık başına sadece bir partiyi ve bir adayı seçmek için gitmez. İzmir’in bu iradesini çok iyi anlamak lazım. İzmirliler her seçimde demokrasiye, insan haklarına, bağımsızlığa ve laikliğe oy veriyor.
Türkiye’de bu değerleri en iyi temsil eden partiyi ve adayı seçiyor. Ne mutlu ki bize, bu parti Cumhuriyet Halk Partimiz.”
Geçen yıl İzmir’in Avrupa Ödülü’ne layık görüldüğünü ve yakın zamanda da kendisinin Avrupa Konseyi Bölgeler Meclisi Başkanı seçildiğini hatırlatan Başkan Soyer, şunları söyledi:
“Biz İzmir’de kendimizle yarışıyor, büyük hareket alanını sonunda kadar kullanıyoruz. Bunun da tek yolu İzmir’i dünyayla, Avrupa’yla buluşturmak. Biz bu nedenle beş yıldır kent diplomasisine büyük önem veriyoruz.
Bu gayretimizin dünyada tahmin ettiğimizden çok daha büyük bir anlamı var. Çünkü İzmir hem kadim demokrasinin doğduğu hem de modern Cumhuriyetimizin kurtuluş ve kuruluşunun başladığı yer. Tüm bunları dünyayla buluşturmak için büyük bir çaba içindeyiz.
Bu çalışmalarımızın bir meyvesi olarak 2022 yılında Avrupa’nın demokratik değerlerini en iyi taşıyan şehir seçildik. Avrupa Konseyi tarafından Avrupa Ödülü’ne layık görüldük.
Birkaç hafta önceyse Avrupa Konseyi Bölgeler Meclisi başkanı seçilen ilk Türk belediye başkanı oldum. Çünkü biliyoruz ki Avrupa’dan, dünyadan uzak durdukça bağımsızlık ve özgürlüğümüzü de kaybediyoruz. Onlar karar alıyor, biz uyguluyoruz.
Dünyayla ne kadar uyum içinde olursak, özgürlük ve bağımsızlığımızı da refahımızı da o kadar büyütüyoruz. Karar süreçlerine dahil oluyoruz.”
“Cumhuriyet Halk Partisi’nin tarihi değişimin tarihidir” sözleriyle açıklamalarını sürdüren Başkan Soyer, CHP 38. Olağan Kurultayı öncesinde parti içinde yaşanan değişim tartışmaları kapsamında yayınladığı Yeni Siyaset Belgesi: İzmir Duruşu deklarasyonunu vurguladı.
Başkan Soyer: “Her değişim bir kabuk kırmayı, yeniden mayalanmayı gerektiren zorlu bir süreçtir. Bundan yaklaşık 5 ay önce, 22 Haziran’da, “Yeni Siyaset Belgesi: İzmir Duruşu” başlığıyla bir yazı kaleme aldım. 14 Mayıs seçimlerinin ardından, partimizde değişimin öncelikli olarak sol, sosyal demokrat değerlerle daha sıkı sarılmaktan geçtiğini ifade ettim.
Bu deklarasyonun ana fikri şuydu: 8500 yıllık bir demokrasi ve barış şehri olan İzmir, otoriter ve popülist siyasal iklimin ülkemizdeki biricik panzehridir. İşte bu nedenle üzerimizde büyük bir sorumluluk taşıyoruz.
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, insan onuruna yakışır bir yaşamın herkes için mümkün olduğu bir Türkiye’yi, Geleceğin Türkiyesi’ni inşa etmek mecburiyetindeyiz” ifadelerini kullandı.
Özgür Özel’e başarılar..
Partinin yeni Genel Başkanı Özgür Özel ve yöneticilere başarılar dileyen Başkan Soyer:
“Ne mutlu ki, 100 yıllık bir siyasi hareket olarak, tarihimizden, eski Genel Başkanlarımızdan, geçmiş kadrolarımızdan öğrenmeye, birlikte tartışmaya ve düşünmeye devam ediyoruz. Bu vesileyle, Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel olmak üzere Merkez Yönetim Kurulu, Parti Meclisi ve Yüksek Disiplin Kurulu üyesi tüm yöneticilerimize yeni görevlerinde başarılar diliyorum. Bu memlekette biz Cumhuriyet Halk Partililer var olduğu müddetçe ne bu ülkenin ne de bu milletin sırtı yere gelmez” dedi.
O hep halk için çalıştı
CHP 3. Genel Başkanı Bülent Ecevit’i de saygı ve rahmetle anan Başkan Soyer, şöyle konuştu:
“Türkiye siyasetinin en değerli aktörlerinden biri olan geçmiş Genel Başkanımıza bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. O, hayatı boyunca halk için çalıştı. Öyle ki, şu sözleri siyasi tarihimize altın harflerle nakşetti: ‘Bizim iki gücümüz var: Hak ve halk.’ İşte o halk, onu Karaoğlan olarak bağrına bastı. Ona güvendi.
Sayın Bülent Ecevit tam 5 kez ülkemizin Başbakanlık görevini büyük bir özveriyle yürüttü. ‘Bu düzeni değiştireceğiz’ dedi, 20. yüzyılın ikinci yarısında ülkemizdeki değişimin öncüsü oldu. Kıbrıs Barış Harekatı’yla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin egemenliğini sağladı. O, hak bildiği yoldan asla dönmedi. Bu yolda mahkum edilse de doğruyu savunmaktan ve halkının yanında olmaktan vazgeçmedi.
Onun icraatlarının arkasında aynı zamanda bir fikir insanı olması yatıyordu. Entelektüel birikimi, şair kimliğiyle bilinen Ecevit, yazı ve denemeleriyle toplumun sorunlarına ışık tutan bir aydındı. Bir lideri anmanın en güzel yolu onun fikirlerini ve icraatlarını daha ileriye taşımaktır.
Ecevit, 1974’te toplanan 22. CHP Kurultayı’nda “Cumhuriyet Halk Partisi demokratik sol bir partidir” ifadesini parti tüzüğüne koyulmasına öncülük etmiştir. ‘Ortanın Solu’ yaklaşımını geliştirerek Cumhuriyet Halk Partisi’nin söylemlerini toplumun geniş kesimlerine ulaştırmış ve Partimizin iktidara ulaşmasını sağlamıştır.
Değerli eski Genel Başkanımız Ecevit bu yaklaşımın çıkış noktasını şu sözlerle açıklar; ‘Bir insanın düşüncesi baskılardan kurtulabilir ve kişiliği serbestçe gelişebilirse, eğilim ve yeteneğine göre eğitim görebilirse erişebileceği bir düzey vardır. Herkesin o düzeye erişmesine imkân vermeyen bir devlet ve toplum düzeni insanlığa aykırıdır.
Bazı insanların o düzeye erişmelerine imkân verip bazılarını bundan alıkoyan bir devlet ve toplum düzeni ise hem insanlığa hem adalete aykırıdır.’ Karaoğlan’ın bu sözleri insanca ve adil bir yaşamı kurmak ve kalıcılaştırmak üzere ortaya çıkmış bir dünya görüşünü, yeni bir siyaseti tarif ediyordu.
Bu siyasetin iki katmanı vardı. Birinci katmanda Cumhuriyet Halk Partisi’nin, Türkiye’nin sorunlarına yaklaşımında ve bu sorunların çözümünde takınacağı tavrı tarif ediyordu. İkinci katmanda ise Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisinin 60’ların, 70’lerin iki kutuplu dünyasında, Türkiye’yi de aşacak şekilde dünyanın geleceğine dönük bir amacı tarif ediyordu.”