Kredi Notu: Utanacakları yerde seviniyorlar

» Köşe yazarları » Kredi Notu: Utanacakları yerde seviniyorlar

Meriç Köyatası yazdı…

S&P Türkiye’nin B+ olan kredi notunu BB- (eksi) ye yükseltti. Görünümü de durağan olarak tanımladı. Anlamı “Önemli derecede Spekülatif ülke” statüsünden çıktık. “Spekülatif ülke” konumuna yükseldik. Bizim ekonomi yönetimi ve yandaş medya pek mutlu. Esen yalan rüzgârlarına bakınca, şu kredi notlarının ne anlama geldiğini bir kez daha hatırlatmakta yarar var.

Ülkeler ve şirketler için irili ufaklı birçok kuruluş kredi derecelendirmesi yapıp not veriyor. Bunların içinde en etkili olan üç kuruluş var. S&P, Fitch ve Moody’s… Daha önce Fitch ve Moody’s Türkiye’nin kredi notunu bir kademe yükseltmişti.

10 Mart 2024 Pazar günü 12 Punto’daki “10 üzerinden 1 alan öğrencinin notunu 2’ye yükseltme sevinci” başlıklı yazımdan:

“Seçimlere üç hafta kala uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye’nin kredi notunu “B”den, “B+”ya, not görünümünü de “Durağan”dan, “Pozitif”e yükseltti. Ekonomi yönetimi ve yandaş medya çok mutlu”

Şimdi bir kademe daha arttı ya… “10 üzerinden 2 alan öğrencinin notunu 3’e çıkarma sevinci” diye biz de not yükseltelim.

Şöyle diyebiliriz. İktidara yeni gelseniz, bir iki yıl içinde ülkenin ‘Çok Spekülatif ülke” konumundan, sadece “Spekülatif ülke” konumuna yükseltseniz, “Daha yapacak çok işleri var ama iyi yolda gidiyorlar” deriz. Ama öyle değil ki, 22 yıldır iktidardasınız. 22 yılda ülkeyi tek B notundan BB’ye yükseltmek maharet değil.

Yazının sonuna doğru, bu notların anlamını ve bulunduğumuz ülke gruplarını grafik ve tablo ile aktaracağım. Öncesinde şu değerlendirmeyi yapmak istiyorum. Sevinilecek değil, utanç duyulacak yerdeyiz. 22 yılda gelmemiz gereken seviye matematik sınavında 2-3 almak değil, 9-10 almaktı. Ülke notunun AA ve ya AAA seviyesinde olmasıydı. Çünkü Türk milleti, size ne istediyseniz verdi.

NE İSTEDİYSENİZ VERDİK…

Dünyanın en büyük 20 ekonomisi içindeyiz. Ama bu büyüklük yüksek nüfustan kaynaklanıyor. Güçlü değil hantalız. Kredi derecelendirme kuruluşlarına göre, Arnavutluk , Ermenistan, Bangladeş, Jamaika,  Türkmenistan, Honduras, Kuzey Makedonya, Güney Afrika, Özbekistan aynı kategorideyiz. Oysa 22 yıllık iktidarınızda bu millet size ne istediyseniz verdi. Öncelikle tek başına iktidar verdi. Meclis çoğunluğu verdi. Yetmedi, şaibeli anayasa değişikliğine muhalefetin beceriksizliği yüzünden gıkını çıkarmadı ve ülke yönetiminde denetimden uzak tek adam yetkisi verdi. Ve bu yetkilerle birlikte görülmemiş kaynak verdi.

Özel sektör dış borçlarını işin içine katmayalım.

Son 22 yılda kamunun dış borcunu 87 milyar dolardan 241 milyar dolara çıkarmışsınız. 154 milyar dolar artırmışsınız.

137 milyar dolar karşılığı iç borç almışsınız.

80 milyar dolara yakın özelleştirme yapmışsınız.

Üstüne Özel sektörün yapıp işlettiği havaalanı, köprü, otoyollar, hastaneleri için ayrıca 175 milyar dolar hazine garantisi vermişsiniz.

Sadece kamu kesimi olarak 154+ 137+ 80 + 175 = 546 milyar dolar vergi dışı kaynak kullanmışsınız.

Son 22 yılda sıcak para hariç 260 milyar dolar doğrudan yabancı sermaye, 70 milyar dolar gayrimenkul yatırımı geldi.

Bunları da eklersek, vergi dışı kullanılan kaynak,  546 + 260 + 70 = 876 milyar dolar…

Peki beğenmediğiniz eski Türkiye 80 yılda ne yaptı…

Kamu ve özel sektör dahil 131 milyar dolar dış borç + 89 milyar dolar iç borç + 14 milyar dolar doğrudan yabancı sermaye topla hepsini 234 milyar dolar. Gördüğünüz bütün yatırımlar, alt yapı üst yapı, sattığınız fabrikalar hepsi bu kadar kaynakla yapıldı.

Bir tarafta 234 milyar dolar, bir tarafta 876 milyar dolar… 

Bunların üstüne 3.5 Trilyon dolar vergi toplamışsınız. 22 yılda 4 trilyon 400 milyar dolara yakın kaynak kullanmışsınız. 

Ne verdiniz Türkiye’ye… Kredi notunu B+’dan BB-’ye yükseltmek…

TÜRKİYE’NİN KREDİ NOTU GEÇMİŞİ…

Grafik çok net gösteriyor. (Prof. Dr. Hakan Kara X hesabından)

Türkiye 1992 yılından itibaren kredi derecelendirme kuruluşları tarafından değerlendirilmeye alınıyor. 1992-1994 yılları arasında Süleyman Demirel- Erdal İnönü koalisyonunda notumuz BBB ile yatırım yapılabilir seviyede idi. Daha sonra Tansu Çiller’le birlikte Türkiye Çok Spekülatif Ülkeler kategorisine düştü. 2002’de şimdiki kredi notumuz B durağan seviyesinde idik. AB ile tam üyelik müzakereleri başlayınca, kredi notlarından bağımsız olarak yabancı yatırımlarda ciddi bir sıçrama oldu ama kredi notu yine de yatırım yapılabilir düzey olan BBB seviyelerine ulaşamadı. En yüksek 2013 yılında BB+ seviyesine gelebildi. Anlamı, bugünkü BB-‘den iki kademe yüksek ama yine “Spekülatif Ülke”… 2017’den itibaren tekrar tek B ile “Önemli Derecede Spekülatif Ülke” konumuna düşmüştük.

 KREDİ NOTLARININ ANLAMI VE TÜRKİYE HANGİ ÜLKELERLE EŞ

Tabloda çok berrak görüyoruz.

Eski notumuz B+’ kategorisinde hangi ülkeler vardı?

Bahamalar, Bahreyn, Senegal, Fiji, Bosna Hersek, Ürdün, Ruanda

Yeni notumuz BB- kategorisinde hangi ülkeler var?

Arnavutluk , Ermenistan, Bangladeş, Jamaika,  Türkmenistan, Honduras, Kuzey Makedonya, Güney Afrika, Özbekistan,

KREDİ NOTU VE HALKIN DURUMU

Kredi derecelendirme kuruluşlarının yüksek not vermesi iyidir ama bir ülke ekonomisinin iyi olduğunu göstermek için asla tek başına yeterli değildir. Burada önemli olan ülkedeki refah seviyesi değil, o ülkenin aldığı borcu geri ödeyip ödeyememe kapasitesidir. Ülkede uygulanan ekonomik politikalarla gelir dağılımını iyice bozabilir, halkı sefalete sürükleyebilir, toplumun önemli bir kesiminin iliğini kemiğini sömürebilirsiniz. Önemli olan borcunuzu ödeyip ödeyemeyeceğinizdir.

Nitekim S’P not artırımı açıklamasının gerekçesinde de açık açık yazmış:

“…yetkililerin halen yüksek olan enflasyonu düşürme, çalışanların ücret beklentilerini yönetme ve Türk ekonomisini yeniden dengeleme konusundaki iddialı planları…”

Türkçe’ye çevirirsek. “Ücretlere geçmiş enflasyon kadar değil, gelecek enflasyon beklentisi kadar (en fazla yüzde 25) zam yapın. Gelecek enflasyon beklentisi yüzde 25 seviyesinde olsa bile bize yüzde 50 faiz vermeye devam edin. Yüzde 45’e de indirebilirsiniz…” 

MEVCUT NOT İÇİN BENİM YORUMUM

Yerel seçimlerden önce Türkiye’nin notunun B+ seviyesine yükseltilmesi üzerine 10 Mart 2024 tarihli 12 Punto yazısında şu yorumu yapmıştım.

“Bu not, yabancı yatırımcılar ve Türkiye için su mesajı veriyor: Doğrudan yabancı sermaye yatırımları için Türkiye, hala yatırım yapılabilir bir ülke değil. Ama Türkiye’nin yakın bir gelecekte temerrüde düşme riski yok. Yüksek reel faizle borçlanma ve borçlarını geri ödeme kapasitesi var. Sıcak para, uygun faizi bulursa gidebilir.”

Nitekim, o tarihten sonra Türkiye’ye 15 milyar doların üzerinde sıcak para akışı oldu. Döviz rezervleri daha da arttı. Ancak hala doğrudan yatırım yapılabilir ülke konumunda değiliz. Enflasyonun kalıcı olarak düşmesi şimdilik uzak ihtimal… Enflasyon göreceli olarak birazcık düşse bile toplumun refahının artması bu iktidar döneminde söz konusu bile değil.

(12punto.com.tr)