Yüzük, dünden bugüne gücün, mevkiinin, bağlılığın, sonsuzluğun, süsün ve kimi zamanda
sınıf farklılığının simgesi olmuştur.
Varlıkları tarih öncesi çağlara dayanan yüzüğün ilk örnekleri Tunç Çağında görünür. Bunlar
çok kaba biçimde yapılmış çemberlerdir. Ancak Girit ve Miken uygarlıklarında ince bir işçilikle
süslenmiş yüzükler yapılmaya başlanmış ve süs eşyası olarak yaygınlaşmıştır. Altından ya da
demirden yapılan, üzerinde mühürler bulunan yüzükleri takan kişiler için, taktıkları yüzükler
egemenlik ve gücü yansıtan simgesel bir önem kazanmıştır. Roma döneminde senatörlerin
kullandıkları yüzükler M.S. 1. yüzyılda özgür kişilerin kullandıkları birer simge olmuştur.
Tarihte ilk evlilik yüzüğü Antik Mısırlılar dönemine aittir. Eski çağlarda Mısırlılar evlilik
yüzüklerini Nil Nehri’nin çevresindeki sazlıklardan topladıkları bitkilerden yaparlardı. Bu
bitkilerden yapılan yüzüklerin bolluk ve bereket getireceğine inanılırdı.
Zamanla bu yüzükler fildişi ya da kemik gibi sert malzemelerden yapılmaya başlandı.
Evlilik yüzüğünü ilk defa eski Mısır Kraliçesi Nefertiti takmıştır. O yıllarda tıbbın ne kadar
ileride olduğu bilinmez ama, yüzyıllar sonra direkt kalbe giden tek damar, evlilik yüzüğümüzü
taktığımız parmaktadır. Başka hiçbir parmakta direkt kalbe giden damar yoktur.
Nefertiti yapmış olduğu bu hareket ile eşine, kalbine giden yolun onun tarafından
bağlandığını göstermiştir.
Mısırlılardan Romalılara geçen evlilik yüzüğü, gelin ve damat arasındaki bağı arttıran bir yol
olarak görülür. Yüzük o dönemlerden günümüze kadar uzanan yüzük takma törenleriyle,
aileler ve çiftler arasında bir söz verme töreni olarak gerçekleştirilir.
Türk tarihinde yüzük kullanımı milattan önce ki yıllara dayanmaktadır. Göktürk alfabesi ile
üzerinde inanç unvanı yazısı bulunan yüzük, Türk tarihinde keşfedilen ilk yüzüklerden birisi
olarak kabul edilir.
Tarihimizde, yüzük gösteriş ve süs eşyası olarak kullanımının yanı sıra, savaşlarda askeri
amaçla da kullanılmıştır. Bunlardan en bilineni günümüzde de kullanımı devam eden Zihgir
veya Zıhgir, aynı zamanda okçu yüzüğü olarak da bilinir. (Yani o zamanlarda da romantizm
yok Türk kadınının çilesi)
Savaş, ok falan derken birden aklıma ‘’YÜZÜKLERİN EFENDİSİ’’ filmi geldi. Yüzüğün temsil
ettiği iktidar. Güç yüzüğü üzerinde ne yazıyordu peki?
‘’ Hepsine hükmedecek bir yüzük, hepsini o bulacak, hepsini bir araya getirecek, karanlıkta
birbirine bağlayacak’’
Kurulmak istenen yeni dünya düzeni dünyayı ne yönde değiştirecek?
Pandeminin etkisi ne?
Yeni düzende kripto paranın yeri ne?
Nasıl bir dünya kurulmak isteniyor?
Gülmeyin ama, yüzük kimin parmağında diye sorasım geldi ve özellikle Türkiye bu düzenin
neresinde?
Kötülükleri üzerine çeken yüzüğü parmağında taşıyan Fruda Baggins kim?
Aklıma 1994 yılında siyasete damgasını vuran ‘’işte bütün servetim bu yüzük’’ diyerek yola
çıkan siyasetçimiz geldi. Acaba hala aynı yüzüğü mü takıyor öyleyse yandık.
***
Yüzüklerin, mitolojik anlamlarının ruhsal etkilerine bakalım bir de.
Yüzüklerin dış etkilere karşı korunmaya yardımcı olduğu düşünülmektedir. Enerji şifacılığına
göre enerjilerin yüksek çoğunluğu eklem bölgelerimizden girer veya çıkar. Bu yüzden enerji
çıkışını engelleyip hastalıklardan korunmak için tüm parmaklara yüzük takılır.
Ellerdeki yüzükler her şeyden önce yabancı,davetsiz enerjiden korunma işlevini yerine
getirir.
Her parmağın temsil ettiği enerjiler vardır. O parmağa niyet ile takmaksa temsil ettiği şeyi
bize çeker.
Başparmağa yüzük takmak duygusal alanımızı genişletmek, harici parayı çekme konusunda
destekçi olur.
İşaret parmağına yüzük takmak enerjimizin gücünü tetiklemenin yanı sıra iç güven ve
hedeflerimize ulaşma gücü verir.
Orta parmak Atasal parmak olarak geçer, oraya atalarımızdan kalan yüzükler takmalıyız.
Anadolu’da bu bilgi bilindiği için, her zaman ölmeden önce yüzükler en yakınlarına takılır.
Yüzük parmağına yüzük takmaksa, kişiye ilham verir, yaratıcılık enerjisini tetikler, iletişim
sorunlarını ortadan kaldırır. Bu yüzden de sevdiklerimizden gelen yüzükleri yüzük parmağına
takılır ki, iletişim her daim sağlıklı kalsın.
Küçük parmağa yüzük takmaksa duygusal alanımızı güçlendirecektir.
Çocukluğumda bütün parmaklarına taktığı yüzükleriyle Barış Manço’nun elleri öyle kazınmış
ki zihnime, el hareketleri o yüzükleri çok daha ölümsüzleştirdi. Şarkılarını söylerken işitme
engellilerin dilini kullandığı için el hareketlerini yüzüklerle daha ön plana çıkardığını biliyor
muydunuz?
Yüzük cinsiyeti olmayan bir takı. Kadına da erkeğe de çok yakışıyor. Edindiğimiz bilgilerle
takacağımız yüzükler daha bir anlamlı olacak şimdi.