CHP Genel Başkanı Özgür Özel partisinin grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Özel TÜİK’in enflasyonu hesapladığı madde fiyatlarına tepki göstererek “Türkiye’de yoksullara dar gelirlilere devlet kurumu tarafından yapılan açık bir ihanetle karşı karşıyayız. Açıkladığı enflasyon rakamı istatistik değil, cebe giren ekmek, çocuğa alınacak süt, evde yakılacak kömür doğalgaz.” dedi.
Asgari ücrete zam yapılması çağrısında bulunan Özel “1 Temmuz’da zam bekledik. Size gelmedi ama her şeye zam geldi. Türkiye’de çalışanların yüzde 53 asgari ücretli. Asgari ücret 3 aydır açlık sınırının altında seyrediyor. Bir bakan var asgari ücrete zam yapılmaması karşısında direniyor.” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE’Yİ SAAT 21:00’DA EYLEME DAVET ETTİ
Tüm Türkiye’ye ışıkları açma kapama eylemine davet eden Özgür Özel “Türkiye bu akşam saat 9’da ayağa kalk. Evlerinde yanan ışıkları eğer zam istiyorsan, asgari ücrete emekliye zam istiyorsan, çaya buğdaya kaysıya fındığa üzüme fiyat istiyorsan. Asgari ücret artsın istiyorsan bu akşam 9’da başlıyoruz ışıkları yakın ışıkları kapatın uzaydan görülecek. Zam isteyenler bizimle birlikte olsun. Ayağa kalkın ışığı yakın hep birlikte sesimizi duyuracağız. Zammı söke söke alacağız. Ya zam olacak geçim olacak ya da başka yol yok seçim olacak. ” diyerek sözlerine son verdi
Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Geçen hafta Sivas’taydık. 31 yıllık bir insanlık ayıbının 31. yılında ama birinci yılındaki kadar tepkili, yüreğinde acıyı hisseden ve adalet arayışındaki inancımızla Sivas’ta hep birlikteydik. Buradan, Madımak’ta katledilen 33 canımızı ve o günden bu yana acıyı yüreğinde hisseden aileleri, davayı ilk günden itibaren büyük bir sabırla, kararlılıkla takip eden hukukçu dostlarımızı, Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanındaki canlarımızı ve o canların can dostu tüm insanlarımızı saygıyla selamlıyoruz.
MADIMAK KATLİAMININ ATEŞİ SOĞUMADAN BİR ATEL DAHA DÜŞTÜ
Öyle acı günlerden geçtik ki, Sivas’ta daha acı yanarken, Madımak katliamında daha ateş soğumamışken yüreğimize bir ateş daha düştü. Öyle bir plan vardı ki, sanki Sivas’taki canlar ve o canların ölümünden canı yananlar, güya bir başka yerdeki bir acıya duyarsız kalacaklardı, hatta birilerinin zihin altına ‘misilleme’ gibi kazınacaktı. Bu sefer Erzincan Başbağlar’da 28’i kurşuna dizilerek, 5’i köyü bütün evleri ateşe verildiği için yanarak, yine 33 kişi öldü. Sivas’ta semaha duranları yaktılar diye, orada camiden çıkanları kurşuna dizdiler, evleri yaktılar. Ve bir tek amaç vardı, Türkiye’de bir mezhep çatışmasını tetiklemek, ,insanlar arasına nifak tohumları saçmak, kutuplaştırmak ve bu ülkeyi bir zaafiyet içinde bırakarak kolayca ele geçirmek. Sivas’ı yakan zihniyet ne kadar kara, ne kadar kötü, alçaksa; Başbağlar’ı da kurşuna dizip yakanlar aynı kötülükte, aynı alçaklıktadır. Türkiye’de Aleviler ile Sünniler, Türklerle Türkler kardeştir, onları birbirine düşürmeye çalışan kim varsa da kalleştir. Tüm Türkleri, Kürtleri, Alevileri, Sünnileri birlikte selamlıyoruz. Yaşasın halkların kardeşliği, yaşasın Aleviler ile Sünnilerin kardeşliği.
Ve buradan bir kez daha eşit yurttaşlığa, anayasa önündeki eşitliğe, bir mezhebin bütün ihtiyaçları karşılanıyorken, diğerini görmeyen devlet anlayışına dikkati çekiyoruz; cemevleri ibadethane sayılıncaya kadar, devlet Alevilik inancını Sünnilik inancından ayırmayana kadar bu mücadelenin takipçisiyiz.
MİLLİ TAKIM’A YAPILAN HAKSIZLIKLAR
Hafta sonu, bizim Türkiye ittifakı dediğimiz, yani milli takım gol atınca sevinen, filenin sultanları kazanınca sevinen herkes milli takımı izledi. Gerçekten de hak etmiştik, çok yaklaşmıştık ama maalesef futbolun cilveleri, kendi içindeki hataları ve elbette ki milli takımıza yapılan haksızlıklar, verilen haksız ceza, futbol yerine tartışmayı başka zeminlere çekenler ve bu konudaki UEFA’nın yaptığı büyük adaletsizliğin sonucunda milli takımımız son dakikaya kadar pes etmemesine rağmen, son 15 dakikadaki iki şanssızlık sonucunda kupaya veda etmek zorunda kaldı. Ama bütün takımımızı ve Türkiye’nin bütün renklerini birlikte kucaklayan, farklılıklarını Türkiye’nin gücü sayan ve milli takımı bir bütün olarak sahiplenen herkesin başarısını kutluyorum.
AVRUPA’DA AŞIRI SAĞ
Toplumu göçmenler göçmen olmayanlar, sağcılar solcular, o mezhepten olanlar bu mezhepten olanlar diye bölüp her meseleyi bir başka tarafa yükleyip nefret üretenler Avrupa’da güçlenerek, faşizan ideolojileri, faşizmi hortlatarak aşırı sağı yükseltmeye çalışıyorlar. Avrupa bu konuda çok kötü deneyimler yaşadı ama yeniden hortluyor. Dünyanın bütün demokratları bir araya gelecek, faşizmi eninde sonunda yenecek!
BİR SIFIR ATACAĞIZ
CHP iktidarında yaşanacak olan şudur; AK Parti’nin yaptığı gibi yapacağız. Biz de sıfır atacağız. Ama onlar gibi enflasyonu yükseltip sıfırlar sığmayınca hem paradan, hem maaştan, hem etiketten sıfır atmayacağız. Altı tane de sıfır atmayacağız. Bir tane sıfır atacağız. O bir sıfır etiketlerden atacağız, fiyatlardan atacağız ama maaşlardan atmayacağız.
“BAYKAL’I DİNLEMEDİLER”
Şüphesiz perşembe günü sizlerin de yakalarında olacak olan, her sene yakamıza taktığımız artemisin, ölüm çiçeğini, hafıza çiçeğini bugünden yakama takmak istedim. Çünkü yarın Saraybosna’ya gidiyoruz. Bu çiçekte 11 yaprak var. Bu 11 yaprak 11 temmuz gününü sembolize ediyor. Yeşil umudu, beyaz masumiyeti temsil ediyor. Ve katliamdan 3 yıl önce Sırp kuşatmasındaki Bosna’ya ateş altında, Mostar’a ilk ziyareti genel başkanımız Deniz Baykal gerçekleştirdi. Deniz Baykal, o gün tüm dünyayı uyardı; tedbir almazsak burada büyük bir felaket, soykırım yaşanacak dedi. Deniz Bey’i dinlemediler. Aynı şimdi Filistin’e yaptıkları gibi, hepsinin bir bahanesi vardı. Ama şimdi BM 11 Temmuz’u Srebrenitsa Soykırımı’nı Anma Günü ilan etti. Biz, Sivas’ı, Başbağlar’ı, Srebrenitsa’yı unutturmayacağız, Filistin’i yalnız bırakıp bu felaketin sürmesine izin vermeyeceğiz.
20 Temmuz’da hep birlikte Kıbrıs’ta olacağız. Önceki dönem genel başkanlarımızla, 1974 Barış Harekatı’nda bakan olan Sayın Önder Sav ile, sağlığı el verirse Sayın Erol Çevikçe ile beraber ve yine Ayşe Ayata yani dönemin dışişleri bakanının kızıyla birlikte Kıbrıs’ta olacağız. Ayşe Hanım, barış için tatile çıkmıştı. Harekatın 50. yılında Ayşe Hanım’la bilikte adada barış, yurtta barış, dünyada barış demek üzere bir kez daha Kıbrıs’a gidiyoruz. Buradan bir kesim gerilim yükseltmeye çalışıyor. Sayın Erdoğan’a uçakta “Çağırdınız, Özgür Bey geliyor mu?” diye sordular. O da “Birlikte gitmeyi teklif ettik. Kendi uçaklarıyla gideceklerini söylediler” demiş. Kişi kendi gibi bilir herkesi, 13 tane uçağı olunca herkesin uçağı var sanıyor. AJet’teki, THY’deki tüm uçaklar CHP’nin uçağıdır. Kendi uçağımızla gidiyoruz. İhtiyaç olursa, çok zorda kalınırsa güçlüklerle kiralanır. Ama biz bir yıl önceden beri Kıbrıs’a 1974 Kıbrıs gazisi ile birlikte gitmek için çalışıyoruz. En son 174 gazi götürmek için Kıbrıs makamlarıyla mutabakata vardık. İki gün önce gidiyoruz. Ve gittiğimizde Kıbrıs’ın yaşayan, görev yapmış tüm başbakanlarına ve cumhurbaşkanlarına, mevcut görevdekilere, kardeş partimiz CTP’ye gidiyoruz. O yüzden burada “Erdoğan çağırdı, Özgür Özel reddetti. Onun uçağı, bunun uçağı” yok. Bir daveti reddetmek değil, çok önceden planladığımız şekilde, o davete kendi heyetimizle iki gün önceden gideceğiz. Ancak oradaki resmi törenlerde Türkiye’nin ana muhalefet partisini, CHP’nin 3. Genel Başkanı (Bülent Ecevit) ve o günden bu yana 50 yıldır Kıbrıs davasının arkasında duran partinin genel başkanı olarak gidiyoruz.
ERDOĞAN’A UÇAK YANITI
20 Temmuz’da Kıbrıs’ta olacağız. Sayın Erdoğan yine uçakta bize yönelik açıklama yapmış ‘Biz çağırdık onlar gelmedi’ diye. Biz kendi uçağımızla gidiyoruz. Erdoğan’ın kafası karışmış olabilir ama Ajet ve THY filosundaki tüm uçaklar CHP’nin uçaklarıdır.
KHK MAĞDURLARI
KHK mağduriyeti değimiz şudur hakkında KHK’dan işlem yapılmasına rağmen dava açılmamış, dava açılmış beraat etmiş hukuken suçsun insanların mağduriyetleri sürüyor. Darbe gecesi Meclisi açtırmış partinin genel başkanı olarak darbelerin karşındayız diye konuşma yapmış, biri olarak söylüyorum Fetullahçılarla işimiz olmaz ama gerçekten işi olmayan masumları haklarının iadesi yapılmalıdır.
TÜİK RAKAMLARI
Türkiye’de yoksullara dar gelirlilere devlet kurumu tarafından yapılan açık bir ihanetle karşı karşıyayız. Açıkladığı enflasyon rakamı istatistik değil, cebe giren ekmek, çocuğa alınacak süt, evde yakılacak kömür doğalgaz. Yıllardır TÜİK şeffaf olması gereken verileri açıklamaz. Onunla aynı işi yapan ENAG açıklar. ENAG’ın verilerine bakıyorsun doğru. ENAG yüzde 160 buluyor TÜİK 80. ENAG yüzde 120 buluyor TÜİK 60. ENAG’A göre zam verilse iki kat zam alacak. TÜİK’e göre yarı yarıya. TÜİK parti ayırıyor mu? TÜİK Ak Partili maaş alanların da cebinden para çalıyor. TÜİK’e çal demişler. Israrla istedik nihayet tebrik ediyorum Alaattin Aktaş’ı TÜİK’in hesabı nasıl yaptığını ilan etti. TÜİK açıklamada bu tabloyu doğruladı. Bakın ben buraya üç tane fosforladım.
Ben diyorum ki normal büyükşehir olmayan yerlerde kiralar 10- 15 lira büyükşehirlerde 20 bin lira. TÜİK ne diyor Türkiye’de kira 5 bin 800 liradır. Ekmek arası döner kaç para? En ucuz 200 lira. TÜİK diyor ki 77 lira. Zeytinyağı kaç lira 400-300 liraya var en ucuzu 240 liraya bulduk. TÜİK diyor ki ben bir yerde 113 liraya buldum siz de bulun. Zeytinyağında yüzde 110 et döner de yüzde 160 kiralarda yüzde 400 yalan var. Bunun önü söz arkası para. Maaşa verilen zam TÜİK’in rakamıyla yapılıyor. TÜİK bu iktidara oy verenden de vermeyenden de para çalıyor.
Bu ay maaşına 3 bin lira zam alacak birisi varsa TÜİK olmasaydı 6 bin lira alacaktı. Ama TÜİK kurumdur o kurumu yöneten birileri vardır onları da atayan biri vardır. Hani diyor ya ‘Sorumlusu benim ben’ işte cebinizden paraları çalan TÜİK’in başkanını atayandır.
ASGARİ ÜCRETE ZAM ÇAĞRISI
1 Temmuz’da zam bekledik. Size gelmedi ama her şeye zam geldi. Türkiye’de çalışanların yüzde 53 asgari ücretli. Asgari ücret 3 aydır açlık sınırının altında seyrediyor. Bir bakan var asgari ücrete zam yapılmaması karşısında direniyor. Ama onu atayan direniyor benim haberim yokmuş gibi olsun istiyor. Asgari ücretle yıl başında 2 bin 125 ekmek alınabiliyordu şu anda 1700 ekmek alıyor. Mehmet Şimşek bir şey değişmedi maaş da değişmeyecek diyor. Erdoğan Şimşek’i atağında bütün sorunları çözsün diye atadı. O geldiğinde enflasyon yüzde 39’u şimdi 71. Faiz 8,5’tu şimdi 50. O gün benzin 21 liraydı şimdi 43 lira. O nedenle iğneden ipliğe zam gelirken birileri durmuş asgari ücrete zam yapmayız diyorlar. Asgari ücretin 25 bin lira olmasını istiyoruz bekliyoruz sonuna kadar da arkasındayız.
Demişler ki 4 yıl seçim yok herkes hesabını öyle yapsın. Ben o güne kadar ezerim ezerim, o gün gelince ağzına bir parmak bal çalarım ben o seçimi yine alırım bu sefer işler kolay değil. 31 Mart’ta gördük emeklinin çektiği azabı sana da yaşattığı gazabı. Bundan sonra herkes bu iktidara sesini duyurursa karşınızda durabilecek hiçbir güç yoktur. Buradan yeniden sesleniyorum. Ey Recep Tayyip Erdoğan , Eyy Devlet Bahçeli, bu emeklilere zammı yapacaksın. Zam yaparsan geçim olur zam yapmazsan seçim olur
TÜRKİYE’YE AYAĞA KALK ÇAĞRISI
Türkiye bu akşam saat 9’da ayağa kalk. Evlerinde yanan ışıkları eğer zam istiyorsan, asgari ücrete emekliye zam istiyorsan, çaya buğdaya kaysıya fındığa üzüme fiyat istiyorsan. Asgari ücret artsın istiyorsan bu akşam 9’da başlıyoruz ışıkları yakın ışıkları kapatın uzaydan görülecek. Zam isteyenler bizimle birlikte olsun. Ayağa kalkın ışığı yakın hep birlikte sesimizi duyuracağız. Zammı söke söke alacağız. Ya zam olacak geçim olacak ya da başka yol yok seçim olacak.