Hayvanları öldürmek !

» Büyük Manşet » Hayvanları öldürmek !

İdris Akyüz yazdı…

 

 

Yahu bu devletin satmadığı ne kaldı? Cumhuriyetin tüm ekonomik birikimleri yok pahasına, gerçek fiyatının çok altında yerli ve yabancıya peşkeş çekildi. Tüm fabrikaları satıldı… Limanları, tersaneleri, oto yolları, havaalanlarını… Hele hele AKP iktidarı döneminde elde avuçta hiçbir şey kalmadı…

Derken…  Gözden kaçan bir başka satış daha vardı ki gazete sayfalarındaki aberlerde rastlayınca ilgisiz kalamadım…

Mesele şu;

Tarım ve Orman Bakanlığı her yıl açtığı ihalelerle ormanlarımızdaki yabani hayvanların avlanmasına izin veriyor. Kısacası diyor ki; ben bu yıl şu sayıda hayvanın avlanmasına izin veriyorum, gelin onları vurun !

Bu ihaleye yerli avcılardan ziyade yabancılar itibar ediyor, ABD’li, Alman ve İngilizler daha çok meraklı… Bu yıl İspanyollar da eklenmiş onlara…  Sözde bu “avcı turistler” Türkiye’nin değişik bölgelerindeki coğrafyalarında yaşayan vahşi hayvanları avlayacaklar.

İhalelerle ilgili küçük bir araştırma yaptım… Güncelleyebildiğim tarih, 2020 yılı oldu… Sonrasına ulaşamadım… 2000-2020 arası yapılan “yabani hayvan avlama” ihalelerinden elde edilen gelir, yaklaşık 23 milyon Tl…

5 yıl önce yapılan 21 ihalede, toplamda 189 yaban keçisi, 27’si ceylan 70’i geyik, 11 yabani koyun olmak üzere 297 hayvanın avlanması için izin verildi. Ayrıca 10 yıllığına kınalı keklik, yaban tavşanı ve yaban domuzu ihalesine çıkıldı. O günkü ihalelerin bedeli 17 milyon 145 bin 42 lira 48 kuruş… Bu arada bakanlığın öngördüğü avlama sayısının nasıl denetlendiğini de çok merak ediyorum. Kim kaç keçi, kaç ayı ya da ceylan vurmuş… Her bir avcının başında bir ormancı, bir nöbetçi mi konuyor? Hepsi meçhul.

Bakanlık bu yıl da ihaleler yapıyor… En son, Tunceli ve havalisi için yapılan av ihalesini alan 21 yabancı uyruklu avcı geçenlerdeTunceli’ye geldi… Tabi, oradaki doğa ve hayvan severler de haklı olarak kıyameti kopartmaya başladı.

Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) isyan ediyor ve diyor ki;

Bu masum hayvanların öldürülme kararını reddediyoruz. Ey yetkililer, nesli tükenen bu canlılar sizin babanızın malı değil. Öyle canınız istediğinde ihaleye çıkarıp öldüremezsiniz. Avcılık spor değil cinayettir !

 

Munzur ve çevresinde bu mevsimde hangi “yabani hayvan”ların avına izin veriliyor bilmiyorum. Hatırımda yanlış kalmadıysa kış aylarında kurt avı ve sonbahara doğru ise ayı avına izin veriliyor… Bu mevsimde de olsa olsa, ceylan, geyik ve keklik… Ama emin değilim.

 

***

 

Hakikaten, ben mi eskidim yoksa değer yargılarım mı değişti bilmiyorum. Çocukluğum doğa ile haşır neşir geçti. Çakal, domuz ayı başta olmak üzere bir çok yabani hayvanla aynı yaşam alanlarını paylaşarak büyüdüm… Ahırımızda ineğimiz, kümesimizde tavuğumuz, kapımızda köpeğimiz, hatta tavşanlarımız bile vardı…

Kış aylarında, sarı gagalı karatavuk, çulluk ve dere boylarında ördek avlardık ta sonra kardeşlerimle birlikte anamın dizlerine kapanıp hüngür hüngür ağlardık.

Yıllar sonra hayvan öldürmenin de bir hukukunun olması gerektiğini tespit ettim. Durup dururken, nasıl kıyılır onlara… Bir ceylana bir geyike…Ya da bir yaban  domuzuna… Sana zararı olmayan, sana saldırmayan savunmasız bir hayvanın pusuya düşürülerek öldürülmesinin “cinayet” olduğuna karar verdim.

Bu bağlamda dünyada doğa ile en barışık insan topluluğu olan “İndian”lar (Kızılderililer) geldi hatırıma. Bir tek yaş ağaç kesmez… Gereksiz ve zararsız bir tek hayvan avlamaz… Tüm isimleri de doğadan alırlar…Kartal gözü, oturan öküz, yavru ceylan gibi…

Ve onların bir atasözü ile bu yazıya nihayet edelim;

Bu dünya bu doğa bize atalarımızdan yadigar kalmadı, onu çocuklarımızdan ödünç aldık.

İyi bayramlar…