Hatırlayın… “Varmak istediğimiz amaçlarla ilgili tüm beklentiler sıfırlandı” diyerek istifa etmişti Durmuş Yılmaz… Aytun Çıray’dan Bahadır Erdem’e… İyi Parti’nin bir çok önemli ismi istifa ederken eleştirilerinin ortak noktası AKP ile mücadelede ana amacın dışına çıkılmasıydı…
Oysa, İYİ Parti merkez sağdaki büyük boşluğu doldurmak üzere yola çıkmıştı. Sağ siyasette kendisi dışında “ot bitmesine dahi” tahammül edemeyen Erdoğan; Mehmet Ağar’dan Erkan Mumcu’ya, Süleyman Soylu’dan Numan Kurtulmuş’a ve son seçimde Sinan Oğan’a kadar her adayı ve parti girişimini AKP tavasında eritiverdi…
İYİ Parti Erdoğan’ın transfer et- erit stratejisine direniyordu… Saray’ın küçük ortağı MHP’nin zorunlu zeytin dalı uzatmasına, Erdoğan’ın açıktan davetlerine rağmen Meral Akşener İyi Parti’yi sağlam bir muhalefet zemininde tutuyordu.
Akşener Saray ile mücadele ettikçe büyüyordu. İYİ Parti seküler, Atatürkçü yapısı ile CHP seçmeninden milliyetçi yüzü ile MHP ve sağ seçmenden oy alma potansiyelini artırıyordu. 2019 yerel seçimlerindeki ittifak genel seçimlerde devam edince seçmen CHP-İYİ Parti ikilisini sevdi…
KAYBET- KAYBETTİR FORMÜLÜ
Ancak ne olduysa İYİ Parti kaybedeceği kesin olan, hatta kaybet- kaybettir diye özetlenecek bir dönüş ile CHP ile yerel seçimlerde işbirliği yapmama kararı aldı! Bir önceki GİK toplantısında “CHP ile ittifak yapılmasın” kararı alan İYİ Parti, dün tekrar ettiği ikinci toplantıda da aynı karara imza attı.
Dünkü GİK toplantısındaki oylama kapalı oylama usulü ile yapıldı.. Edindiğim bilgilere göre bunun anlamı şuydu; Meral Akşener aslında kapalı oylama yaparak GİK’in ilk kararından vazgeçmesini istiyordu. Oylama kapalı olacak böylece üyeler ilk kararlarının dışında “ittifaka evet” diyebilecekti…
Yöntemin etkisi oldu. İttifak isteyenlerin sayısı 4 ten 14 e yükseldi ancak yetmedi. İYİ parti GİK, kaybet- kaybettir kararına imza attı. *
İYİ PARTİ NEDEN KAZANIMLARDAN VAZGEÇTİ?
Bir parti yönetimi kaybedeceğini bile bile neden böyle bir karar alır? İttifaksız yerel seçimlerde İYİ Parti’nin tek bir belediye kazanma şansı yok. Bırakın belediyeyi tek bir meclis üyesi bile çıkaramaz. Oysa 2019’da yapılan ittifak sonrasında İYİ Parti 19 ilçe ve 6 belde belediyesinin yanı sıra büyükşehirler dahil çok sayıda belediyede başkan yardımcılığı, meclis üyeliği, şirket yöneticiliği aldı…
Üstelik ittifaktan kaynaklı çok sayıda İYİ partili, belediyelerde iş buldu… 31 Mart yerel seçimlerine bağımsız girmesi halinde İYİ Parti tek bir belediye, tek bir meclis üyesi çıkaramayacak.
Seçime bağımsız girmesi yalnızca AKP ve MHP’ye yarayacak.. İYİ Parti’nin oy oranları da ciddi anlamda gerileyecek. Neden, neden, neden?
İYİ Partili isimlerle konuşuyorum. Onlar da genel merkezin bu kararı karşısında şaşkınlar.. Sizinle bomba bir kulisi paylaşayım.
Yönetime çok yakın isimler İYİ Parti’de ittifak istemeyenlerin, ağırlıklı olarak milletvekili olamayanlar arasından çıktığını dile getiriyorlar. Mevcut milletvekillerinin ortak görüşü ise seçimlerde kesin olarak işbirliği yapılması…
Ancak GİK’teki ağırlık, eski vekil ve vekillik başvurusu yapıp da olamayanlardan yana.
Yani bir anlamda Meral Akşener’e de küskünlükleri olan isimler… İddia şu; Meral Akşener ittifak istemesine rağmen yönetim kadrosuna bunu kabul ettiremiyor. Akşener’i istemeyenler seçimlere “özümüzle girelim, kendimiz olalım” paketi içinde aslında liderlerinin altını oyuyor..
Meral Akşener büyük bedeller ödemiş bir siyasetçi… Okyanusu geçip derede neden boğulsun? CHP’ye ders verme güdüsü ile hareket eden, muhalefete muhalefet eden, küçük olsun bizim olsun mantığı ile hareket eden ve hatta İYİ Parti içinden öğrendiğim iddiaya göre Meral Akşener’e tuzak kuran bu insanlar kime hizmet ediyor? İYİ partiye olmadığı açık…
İYİ Parti’yi küçültecek, Akp’yi büyütecek bu akıl tutulmasına karşı Meral Akşener’in yeniden oylama yapıp, seçim işbirliğine zemin yaratacağına inanıyorum… Aksi halde 31 Mart sabahı İYİ Parti istemese de, AKP’nin ülkede yarattığı karanlığın ortaklarından biri haline gelecektir.