İBB Başkanı İmamoğlu’nun siyaset kulislerini hareketlendiren açıklaması, saat 12.00 itibarıyla Haliç Kongre Merkezi’nde başladı.
İmamoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
Seçim sonrasında sadece temmuz ayında 30 yılın en yüksek aylık enflasyonunu yaşattılar. Net ifade etmemiz gerekir ki iktidar enflasyon canavarıyla mücadele edemiyor. Bu enflasyon canavarını da iktidar yarattı. Seçim sonrası iktidar motorine yüzde 105 zam yaptı.
Hükümet yetkilileri vatandaşı sık sık tasarrufa davet ederken iki kamu bankasının yıllık reklam harcaması 2 milyar lira. Tasarruf sadece vatandaştan mı istenir? Hayır. Bu kadar verginin toplandığı bir coğrafyada açlık, yokluk ve yoksulluk olmamalıdır. Şayet oluyorsa orada çok büyük bir israf, adaletsizlik ve paylaşım sorunu vardır. İktidarın ekonomik tercihlerinin sonunda toplumun en zengin yüzde 20’lik kısmı toplam gelirde aldığı payın arttığını görüyoruz. Bu yıl bu payın yüzde 48’e ulaştığını tespit ediyoruz.
Buna karşın en yoksul yüzde 20’nin aldığı pay ise yüzde 6’ya gerilemiş durumda. Zengin ile yoksul arasındaki fark 8 katına çıkmış durumda. Özetle bu iktidar zenginin cebini tıka basa doldururken halkımızı açlığa mahkum etmeye devam ediyor. Geçen dört yılda İBB iktidarın baskılarına karşı en üst seviyede direncin simgesi oldu. Saraçhane hukuksuz seçim iptaline ve içi boş ahmak davasına karşı güçlü demokrasi meydanına dönüştü. Biz yılmadan ve asla vazgeçmeden yüksek iradeyle çalışmaya devam ettik. İstanbullulara hizmet ettik.
İSTANBUL’U KAZANAN TÜRKİYE’Yİ KAZANIR, BU SÖZÜ ÖNEMSİYORUM”
Şunu açıkça ifade etmeliyim ki mayıs seçimlerinden sonra iktidarın muhalefeti topyekun tasfiye çalışmalarına en güçlü karşı duruş başta İBB olmak üzere ülkemizin metropollerinde gerçekleşecek. 31 Mart 2024 mahalli seçimlerinde tüm vatandaşlarımızı demokrasimizi yeniden yeşertmek için şehirlerimize sahip çıkmak için beraber yol yürümeye davet ediyorum.
İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır. Ben bu sözü çok önemsiyorum. Yerel seçimlerde İstanbul’u kazanmak büyük siyasi başarıdır. İstanbul’u kazanan belediye başkanı dünyanın en önemli şehrine hizmet etme onuruna ulaşır. O kişi milletin takdirini kazanırsa bu başarı onu ulusal ve uluslararası siyasette önemli yere ulaştırır. Ben İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır sözünü seçim galibiyeti olarak algılamıyorum sadece.
Türkiyemizde gerçek toplumsal barış ancak Cumhuriyetimizin asli amacını yani yurttaşların hiçbir ayrım gözetmeksizin ülkelerinin şehirlerinin, sularının dağlarının tarihi mirasının eşit hissedarı olduğu zaman gerçekleşecek. İstanbul’un sorunlarını çözmek Türkiye’nin sorunlarını çözmektir. Kuşkusuz İstanbul uzun süre ihmal edilmiş, devasa sorunlarla iç içe bir şehirdir. Şehrimizde tahammülü imkansız hale gelen bir nüfus yoğunlaşması vardır. Özellikle iktidarın teşvik ettiği sığınmacı ve mülteci akını, güvenlikten konut krizine kadar kentimizi boğmaktadır. Resmen insanlarımız bundan en derin haliyle yüksek bir şikayet içindedir.
“KENDİMİ İSTANBUL İLE MÜHÜRLÜ KABUL EDİYORUM”
Hayat pahalılığı toplumsal düzeni tehdit eder hale geldi. Vatandaşın yoksulluğu hızlandı ve derinleşti. İşte tüm bunlardan dolayıdır ki Mayıs 2024’te yapılacak yerel seçimler tam da bu fütursuzluğa dur deme seçimi olacaktır. İstanbul’un bu devasa sorunlarını çözmek, aynı zamanda Türkiye’nin sorunlarının nasıl çözüleceğinin de sınav yeridir. Tam da bu nedenle benim anladığım şekliyle ‘İstanbul’u kazanmak Türkiye’yi kazanmak’tır. İstanbul ve Türkiye’nin kaderi mühürlüdür. Ben de kendimi İstanbul ile mühürlü kabul ediyorum.
İstanbul’da oluşturduğumuz yeni yönetimde vatandaşlarımıza daha mutlu Türkiye olma ihtimalini burada kanıtlıyoruz. Bu şehre ihanet ederek hepimizin ortak evini gri beton yığınına çeviren, rantçı, yoksullaştırıcı yönetime bu büyük milletin mecbur olmadığını gösteriyoruz.
Bizi çeşitli mecralardan izleyen vatandaşlarımın tam da burada özenle kulak kabartmasını rica ediyorum: Ben hayatım boyunca bir koltuğa değil bir misyona aday oldum. Bugün bu misyon Türkiye’nin yeni bir siyaset ve yeni bir yönetim anlayışına kavuşturulması misyonudur. Bu topraklarda cesur bir demokrasinin, adaletin, bölgemize ve dünyaya ilham kaynağı olacak özgürlüklerin, hukukun üstünlüğünün ve güçlü bir devletin yeniden tesisi öncelikli hedefimdir.
‘LİDERLİK’ VURGUSU
Vatandaşın hayat kalitesi için yerelden neşet eden kapsayıcı, adil ve paylaşımcı bir kalkınma; insanlarımızın hayat güvenliğinin sağlanması için çevre krizi ve depreme karşı ödünsüz ve etkin önlemler; gelecek nesiller için gerçek bir refah toplumu ve yaratıcı-girişimci bir teknoloji hamlesi siyasal vizyonumuzun ana kolonlarıdır. Bu hedefler doğrultusunda güçlü ama demokratik, aktif ama denetlenen, cesur ama şeffaf bir liderlik anlayışının altını çiziyorum.
Zira biliyorum ki, cesur demokrasi; cesur bir toplum ve cesur liderlerle mümkün olabilir. Ben hayatımın hiçbir döneminde siyaseti sadece siyasal partilerden ibaret görmedim. Siyasi partiler demokratik hayatın vazgeçilmez ve önemli organlarıdır. Ama gücünü yerelden alan bir yönetici olarak siyaseti hep toplumla omuz omuza yapılan dönüştürücü bir eylem olarak anladım. O nedenle geçmişte olduğu gibi bundan sonraki yolculukta da benim yol arkadaşlarım gençler ve kadınlardır. Emekçiler ve güvencesizlerdir. Emekliler ve yaşlılardır. Engelliler ve keşfedilmeyi bekleyen girişimci ve yaratıcı zihinlerdir.
“KOLTUĞA DEĞİL, MİSYONA ADAY OLDUM”
Hayatım boyunca bir koltuğa değil sürekli olarak bir misyona aday oldum. Bugün bu misyon Türkiye’nin yeni yönetim anlayışına kavuşmasıdır. Hukuk üstünlüğünün ve güçlü devletin yeniden tesisi öncelikli hedefimdir.
İBB’yi hep birlikte korumalıyız. İBB’yi bu iktidarın eline geçmesinin maliyetini farketmeliyiz. İBB’yi gayri hukuki yoldan elde etmek için denediler ve denemeye devam edecekler. Ama hep birlikte engelledik başaramadılar. İstanbul’u hep birlikte kazanmak için bir araya devam etmeliyiz. Aramızdaki tartışmaları bırakıp bu sürece odaklanmalıyız. Partiler ötesi İstanbul ittifakını kurmak için elimden geleni yapacağım. Muhalefet partilerinin bu şuurla hareket edeceğine yürekten inanıyorum.
“SEÇİM MAĞLUBİYETİNDEN DOLAYI ÖZÜR DİLİYORUM”
Bu süreçte özellike CHP’li yol arkadaşlarıma seslenmek istiyorum. Değerli yol arkadaşlarım Mayıs 2023 seçiminde yaşadığımız hayal kırıklığı beni çok derinden üzmüştür. Ben bunu birçok vesile ile dile getirdim. Halkımızından bu seçim mağduriyetinden dolayı özür diledim.
Bu hayal kırıklığının nedenlerinden biri de yenilginin sorumluluğunu üstlenme ve gerçekle yüzleşme konusunda gerekli duyarlılığın gösterilmemesidir. 28 Mayıs gecesinden başlayarak ortaya konan tavır partililerimizi ve seçmenlerimizi anlamak kaygısından çok uzaktır. Benim dünyamda asla umutsuzluğa yer yoktur.
Artık Cumhuriyet Halk Partisi seçim kaybedemez kaybetmemeli. Cumhuriyet Halk Partisi ikinci parti olmakla övünmemeli. Cumhuriyet Halk Partisi önderliğindeki toplumsal ve siyasal muhalefetin yerel seçimleri kazanması bir zorunluluktur. CHP küçük iktidarların partisi olamaz. Değişim dönüşüm köklü bir kadro hareketidir. Yenilenme değişim dönüşüm kolay değildir ama bunu hep birlikte gerçekleştirmek zorundayız. İstanbul dünyanın en önemli merkezlerinden birisidir. Mukaddes bir şehirdir. Kültürel mirasımızdır İstanbul’a hizmet dünyaya hizmettir. İstanbul’a ihanet edilemez. Ben İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak ilk yola çıktığımda tüm halkımıza en başarılı başkan olacağıma söz verdim bu sözü tutmaya devam edeceğim. İstanbul’u savunmak için bir kez daha yola çıkıyorum. İnanınız ki her şey çok güzel olacak.
“SÖZÜMÜ TUTMAYA DEVAM EDECEĞİM”
İstanbul dünyanın merkezlerinden biridir. Üç İmparatorluğun başkentliğini yapmış, mukaddes bir şehirdir. Ecdadımız bize büyük bir kültürel ve doğal miras bırakmıştır. İstanbul’a hizmet dünyaya hizmettir. İstanbul’a ihanet E-Dİ-LE-MEZ! Çünkü bu sadece Türkiye’ye değil, insanlığa ihanet olur. Ben Büyükşehir Belediye başkanı olduğumda tüm halkımıza bu mukaddes şehrin en başarılı belediye başkanı olacağıma söz verdim. Bu sözü tutmaya devam edeceğim.
Sözlerime son verirken şunu ifade etmek istiyorum: Şehrimizin yağmalanmasına, adaletsizlik ve çevre katliamına karşı İstanbul’u bir kez daha savunmak için yola çıkıyorum. Dört sene boyunca olduğu gibi, 16 milyona eşit hizmet götürmek için yola çıkıyorum.
Yoksulluğu söküp atan refah içinde bir şehir oluşturmak için yola çıkıyorum; Katılımı ve ortaklaşan aklı merkeze almak İÇİN, dünyanın tüm teknolojik yeniliklerine ve gelişimine EVSAHİBİ OLMAK İÇİN YOLA ÇIKIYORUM.
Bu anlayışla 2019’DA OLDUĞU GİBİ, CUMHURIYET HALK PARTİLİ YOL ARKADAŞLARIMLA, FARKLI PARTİLERE GÖNÜL VEREN İSTANBULLULARLA, kentine sahip çıkan, oyuna sahip çıkan İSTANBUL GÖNÜLLÜLERİYLE TEKRAR İSTANBUL İTTİFAKINI KURMAYA GELİYORUM.