İttifaklar Gölgesine benim penceremden gördüklerim

» Köşe yazarları » İttifaklar Gölgesine benim penceremden gördüklerim

Prof. Dr. Yüksel Gürüz yazdı

Sevgili okuyucular bir kısmınız kaybettik diye sıkıntılı, bir kısmınız kazandık diye sevinçli, bazıları ile bana ne yahu diyordur.

Adam sendecilik bu seçimde oldukça az gibi görünse de %11 gibi ciddi bir oya denk geliyor. Yani bu kişiler bir parti kursa Yeşil Sol partiden ve İYİ partiden de daha çok millet vekili (MV) çıkaracaklardı.

Ya da seçim ilk turda bitecek, öğrenciler, yaşlılar ve sağlık sorununa rağmen vatandaşlık görevini yapmak için yollara düşenler ikinci bir kez zorluklara katlanmayacaktı. Seçimin ciddi maliyeti olmayacaktı. Seçimde partilere verilen hazine katkısı 4,5 milyar TL. Seçmen sandık görevlilerine verilecek ücretler, YSK’nun seçim için yaptığı baskı ve dağıtım ne kadar bilmiyorum. İkinci tur için yapılacak masrafları düşündüğüm de ben bu bencillere iki kat kızıyorum.

Bana ne diyen sorumsuzlara, Bize çok şey kardeşim, sen vatandaşlık görevini yapmadığın için devlet milyonlarca TL sokağa atıyor. Git sana en yakın gelen bir partiye oyunu at. Yatak çarşafı gibi listeyle sandık kabinine girdik, seni hiçbir parti temsil etmiyorsa, sen ne istiyorsun be kardeşim?

Seçim usulü esasıyla baştan bence eşitliği bozdu. Hatırladığım Adalet, İç işleri ve Ulaştırma bakanları seçimden aylar önce istifa ederler, yerlerine tarafsız kişiler atanırdı. Bakanlar MV adayı olmasaydı eh su kaldırır bir yanı olabilirdi. MV olmak istemeyen iki bakan hariç ki bence Sağlık Bakanı Koca pandemi sürecinde çok kişiden olumlu puan almıştı, hepsi aday oldukları illerin 1. sırasında boy gösterdi.

Devletin gücüyle programlarında diğerlerine üstünlük sağladılar. Hizmet ürettiler ve bunu kendi hanelerine yazdırdılar. AK parti seçim işlerini bugüne kadar tüm partilerden daha iyi yönetiyor. Erdoğan Atatürk’ten sonra kendisine kitleleri ölümüne bağlayan tek lider konumunda. Kendi oyu her zaman partisinin üzerinde olan bir lider.

AK partinin 21 yıllık icraatlarında yöneltilen suçlamalardan birisinin bir başka partiye söylenmesi ilk seçimde o partiyi tarihe gömecekken, AK partinin bu istikrarının arkasındaki motivasyon nereden geliyor? Hatalarını çok güzel kamufle ediyorlar, hiçbir seçime hazırlıksız girmiyorlar, hiçbir seçimi şansa bırakmıyorlar, vatandaşın aklına girecek yolları çok iyi kullanıyorlar, kendi hatalarını bile muhalefetin hatası gibi çok güzel allayıp pulluyorlar.

Karşı mahallede işler karma karışık, bir iki Pirus zaferi dışında elle tutulur bir başarı yok, seçim girdabına girdiklerinde hatalarını su yüzüne bağrış çağrış gösteriyorlar, istifalar, kopmalar, masaya tekme atmaklar, yola çıktıkları kişileri kumar masası etrafında oturan kişiler olarak tasvir temekler, sonra o masaya geri dönmekler, il başkanlığı seçimlerinde senin adayın, benim adayım kayıkçı kavgaları, ayrılanların sorumsuzca beyanatları halkın aklından çıkmadan girilen seçim atmosferi.

AK parti iç temizliği seçimden bir yıl önce yaptı. Babacan, Davutoğlu ve siyasi olarak ortada olmayanları partinin dışına radikale kararlarla çıkardı, onların yarattığı depremi tsunami yaratmadan tarihin tozlu sayfalarına gömdü. Seçmeninin kafasını karıştırmadı, tek hatası HÜDAPAR’ı meclise taşıması oldu, bunu da son yılların en düşük oyunu alarak ödedi. YRP’ yi 5 vekille meclise taşıdı, daha çok oy olan Özdağ ise 0 MV ile başlangıç çizgisinden meclise gidenlere el salladı.

Seçimleri bir hınç alma şekline sokan demokrasiler hastalıklıdır. Dünya’da son ABD seçimleri hariç, savaş alanına dönen seçimler geri kalmış Güney Amerika, Afrika ve Asya ülkelerinde yaşanmaktadır. Yüzüncü yılını kutlamak üzere olan Cumhuriyet’imizde bu manzaralar hiç Türkiye’ye yakışmıyor. Son 2 gündür deprem bölgesindeki vatandaşların tercihlerine edilen küfürler ve lanetler ne yazık ki MİLLET ittifakının içindeki kafatasçıları ortaya çıkarmış ve beni tedirgin etmiştir.

Beter olun, keşke hepiniz ölseydiniz diyen hayır yapmış veya yapmamış tüm fanatikler yuh olsun. Ayıptır ve biraz edep diyorum. Bir hayır işledinizse, bu hayır sahibine ancak hayır dua ile ödenir. Oy veya başka bir beklenti ile hayır yaptıysanız lanet olsun hayrınıza diyorum. Oradakiler insan, vatandaş, arkadaş veya akraba, dini, dili, seçimdeki oyu bizi ne ilgilendirir. ALLAH böyle düşünenlerin iktidarından tüm ülkeleri korusun.

Neyse 2. Tur ne olur diyorsanız ilk turda oy kullanmayanlar lütfederse her şey olur. Bunun dışında oyunu koruyanlar arasında Erdoğan’a %1 oy yeter de artar bile. Millet ittifakı için her şey bitmiş olmayabilir ama matematik yalan söylemez.

Seçime gitmeyen %11’ i uyandırabileceklerse, bu oyu koruyup Oğan, İnce ve Özdağ taraftarlarının tüm oylarını alabilirlerse meclis aritmetiğinde zayıf ama yetkilerinin devasa olduğu Cumhurbaşkanlığı makamına uzanabilirler.

Yani denklem çok bilinmeyenli, ama “DÜN DÜNDÜR, BUGÜN BUGÜNDÜR” diyerek siyaseti 4 kelime ile özetleyen sayın 9. Cumhurbaşkanım Süleyman Demirel’i rahmetle anıyorum.

Türkiye’yi yaşanabilir bir ülke yapan herkesin hizmetinde olmalıyız.