Karınca gibi yazar; Kemal Tahir 

» Köşe yazarları » Karınca gibi yazar; Kemal Tahir 

Sadece edebiyatçı değil aynı zamanda bir gazeteci, çevirmen, düşünür de olan Kemal Tahir, yapıtlarında Anadolu insanına, köy yaşamına, Cumhuriyet döneminin siyasal ve sosyal gelişmelerine ayna tutmuştur. Edebiyat eleştirmenlerine göre o “tarihi, edebiyat kılıfında sunan benzersiz bir yazar ve aydın olarak saygıyı hak edendir.” “Devlet Ana”, “Esir Şehir Üçlemesi” ile “Yorgun Savaşçı” gibi tanınmış romanlara imza […]

Sadece edebiyatçı değil aynı zamanda bir gazeteci, çevirmen, düşünür de olan Kemal Tahir, yapıtlarında Anadolu insanına, köy yaşamına, Cumhuriyet döneminin siyasal ve sosyal gelişmelerine ayna tutmuştur.
Edebiyat eleştirmenlerine göre o
“tarihi, edebiyat kılıfında sunan benzersiz bir yazar ve aydın olarak saygıyı hak edendir.”
“Devlet Ana”, “Esir Şehir Üçlemesi” ile “Yorgun Savaşçı” gibi tanınmış romanlara imza atandır Kemâl Tahir.
19 romanı vardır.
1968’de “Yorgun Savaşçı” ile Yunus Nadi Armağanı’nı, “Devlet Ana” ile Türk Dil Kurumu Roman Ödülü’nü kazanmıştır.
Nâzım Hikmet ile birlikte Donanma Davası’nda yargılanıp hapis cezasına çarptırılmıştır.
Nâzım ile çok sıkı dosttur.
10 yıl mektuplaşmalarını kitaplaştırmıştır.
O kitabının önsözünü de
şöyle bitirmiştir;
“Seni, aziz Nâzım Hikmet, sevgiyle selamlarım.
Şiirimizi, yani, Anadolu halklarının yüce duygularını, bir
‘şair başı boyu yükselten’ mübarek ellerini saygıyla öperim. Sağol!
****
Kemal Tahir için Nâzım Hikmet, “büyük aşamaların yetiştirdiği, büyük aşamaları belirleyen büyük şairlerdendir.”
Bir mektubunda şöyle hitap etmiştir Nâzım’a;
“Sen Nâzım Hikmet, sen Türklerin ve dünyanın en büyük şairi, sen yirminci asırda 35 sene ağır hapse mahkûm edilmiş şair, sen 11 senedir zindanlarda inleyen budala kahraman!
Aziz yurdumuzda şiirin, sahici şiirin başlı başına en büyük suç olduğunu, sahici şiiri düşünmenin, yazmanın, okumanın, sevmenin, yanında bulundurmanın, adını anmanın günah sayıldığını hala öğrenemedin mi?”
****
12 yıl İstanbul, Çankırı, Çorum, Kırşehir, Malatya ve Nevşehir’de hapis yatmıştır.
Hapishanedeki yıllarını okuyarak ve ünlü
“sarı defterine” yazarak geçirdi.
Marksist dünya görüşüyle yoğurduğu
önemli bir kültürel sermaye biriktirmiştir.
Hapishane edebiyatımıza önemli yapıtlar kazandırmıştır. “Karılar Koğuşu, bunlar içinde filmi de çevrilendir.
(Hülya Koçyiğit-Kadir İnanır-1989)
Prof.Dr.Emre Erdoğan,
“Fikir Turu” nda şöyle söz eder yazardan;
“Kemal Tahir’in entelektüel olarak hak ettiği statüyü kazanması, toplumsal hareketliliğin hızlandığı 1960’lara denk gelir. Çeşitli ödüllere lâyık görülen üç romanı (Yorgun Savaşçı, 1965, Devlet Ana, 1967, Kurt Kanunu, 1969) dönemin edebi ve siyasi tartışmalarında odak noktası haline gelir ve çok büyük övgülerden nasiplenir.”
****
Cezaevinden
1950 affıyla çıkar Tahir.
Kemal Tahir’in Amerikalı yazar Mickey Spillane’den çevirdiği
“Mayk Hammer” dizisi büyük ilgi görmüştür. Kitapların tamamını çevirdikten sonra “Mayk Hammer’in Yeni Maceraları”‘nı yazmaya devam etmiş; böylece kaleminden dört yeni “Mayk Hammer” romanı ortaya çıkmıştır.
6-7 Eylül olayları sırasında bir kez daha tutuklanmıştır.
Aziz Nesin ile birlikte kurdukları Düşün Yayınevi’ni yönetmiştir.
(Kitabevi esrarengiz bir şekilde yakılmıştır)
Metin Erksan, Halit Refiğ, Atıf Yılmaz ile senaryo çalışmaları yapmıştır.
****
Ve ünlü “Yorgun Savaşçı”…
Kemal Tahir’in kendisiyle, Osmanlı Devleti, Cumhuriyet ve Batılılaşma ile hesaplaşmasının sonucu olarak 1965 yılında “Yorgun Savaşçı” adlı romanı ortaya çıkar.
Resmi tarih söylemine aykırı görüşler içeren
bu eser, tarihi çarpıtmakla eleştiriler alır.
1980 yılında romanın TRT tarafından Halit Refiğ’in yönetmenliğinde filme çekilmesi ile yeniden gündeme gelen eleştiriler, 1983’te filmin başbakan Bülent Ulusu’nun emri ile Genelkurmay’ın fırınlarında yakılmasına yol açar.
O dönem
“Devlet Tiyatroları Genel Müdürü” olarak görev yapan Turgut Özakman, yıllar sonra şunları söyler:
‘Bu işe devlet memuru olarak görevlendirildim. Ne yazık ki kuruldan önce filmin yakılma kararı verilmişti. Bunun çok ayıp olduğunu, yapılamayacağımı söylesem de bir işe yaramadı. O komisyonda imzamın olması büyük bir talihsizlik. Yakılmasına gereksiz korku ve kaygıdan ortalığı telaşa veren adamlar tarafından karar verilmişti. Filmin tamamının yok edilmemesi için
2 kişi emek verdi. Bunlardan biri bendim. Diğeri de komisyonda bulunmayan Kerim Aydın Erdem’di. Bizim yoğun çabamızla filmin bir nüshasını korumayı başardık.
Zaten Kerim Aydın Erdem daha sonra TRT Genel Müdürü oldu ve kasasından bu film çıktı. Eksiksiz olarak da yayınlandı.
Ben kendimi bununla akladım.”
****
Aziz Nesin ve Kemal Tahir ilişkisine gelince…
Nesin ve Tahir hayatlarının hiçbir döneminde ve de hiçbir konuda anlaşmamalarına rağmen birbirlerini çok severlerdi. Kader onları sık sık bir araya getirmiştir.
Yazınımızın iki devinden bir anı:
“12 Mart 1971 darbesi…
Sıkıyönetim ilân edilmiştir.
Gözaltına alınacağını düşünen
Aziz Nesin valizini hazırlamıştır çoktan.
Beklemeye başlamıştır evinde. Kapı çalınır.
Bir asteğmen Aziz Nesin’e,
“Sen o komünist yazar mısın?”diye sorar.
Aziz Nesin de
”Komünistliği bilmem de yazar benim” der.
Asteğmen: “Ne var o valizin içinde?”
Aziz Nesin: “Özel eşyalarım, pijama, iç çamaşırı gibi…”
Kapıdaki cipe binerler.
Biraz gittikten sonra Aziz Nesin arka koltuktan direksiyondaki ere “şu söğüt ağacının yanından sağa sap” diyor.
Asteğmen elindeki kağıda bakıyor sonra da ere sapmasını söylüyor.
Birkaç yüz metre sonra, Aziz Nesin “şimdi sola gir …. düz git, beyaz boyalı dört katlı bir apartman göreceksin, onun önünde dur” diyor.
Er, asteğmenden onay aldıktan sonra Aziz Nesin”in dediklerini yapıyor ve belirtilen apartmanın önünde duruyor. Aziz Nesin açık camdan “Gel Kemal.. ” diye sesleniyor.
Ve Kemal Tahir, elinde valiziyle cipe biniyor. Asteğmen şaşkın şaşkın bakıyor iki arkadaşa: “Nereden biliyordunuz sizi almaya geleceğimizi” diye soruyor.
Kemal Tahir acı acı gülümsüyor:
“Bu ülkede ne zaman ortalık karışsa, ne zaman sıkı yönetim ilân edilse önce bizleri götürürler. Alıştık artık!”
****
50 yıl önce bugün aramızdan ayrıldı
Kemâl Tahir.
Ölümünden sonra eşi Semiha Tahir’in öncülüğünde “Kemal Tahir Vakfı” kurulur.
Semiha Tahir’in ölümünden sonra vakfın başkanlığını 2004 yılında ölümüne dek Nazım Hikmet’in kız kardeşi Melda Kalyoncu, sonrasında ise Cengiz Yazoğlu yürütür.
****
Cumhuriyet tarihinin
en üretken romancılarındandır
Kemal Tahir…
Haldun Taner’in şu benzetimi ne doğrudur:
“Karınca gibi çalışan bir yazar…”
Toplumsal gerçekçi edebiyat anlayışıyla eser veren Kemal Tahir, günümüzde de en fazla okunan yazarlardan biridir.
Anısına saygıyla…
#KemalTahir
#DevletAna
#YorgunSavaşçı
#21Nisan1973