DİSK Ege Bölge Temsilciliği İzmir’de sokağa indi. SGK İzmir İl Müdürlüğü önünde toplanan sendika üyeleri, “Kayyum halk iradesine darbedir! Faşizme karşı omuz omuza” pankartı açtı. Sık sık, “Baskılar bizi yıldıramaz”, AK Parti’den hesabı emekçiler soracak”, “Hak hukuk adalet”, “Gün gelecek devran dönecek AK Parti halka hesap verecek” sloganları attı.
DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, kayyum atanmasının hukuki değil, siyasi bir hamle olduğunu aktararak, “Demokrasinin olmazsa olmazı, vatandaşların kendi temsilcilerini özgürce seçebilmesidir. Ancak kayyum uygulamaları, bu temel hakkı ayaklar altına alarak seçilmişlerin yerine atanmışları getirmekte, halkın iradesine ipotek koymaktadır. Bugün bir kez daha, halkın iradesinin gasp edilmesine, demokratik hakların yok sayılmasına şiddetle karşı duruyoruz. İktidarın, demokratik değerleri sistematik olarak yok saydığı ve ülkemizde büyük bir hak ihlali dalgasını normalleştirmeye çalıştığı bir dönemdeyiz. Kayyum uygulamaları, demokratik hukuk devleti ilkesiyle ve yerel demokrasi anlayışıyla bağdaşmamaktadır. Türkiye demokrasisine ve toplumsal barışa verdiği zarar telafi edilemez noktaya ulaşmış, halkın demokratik kanallarla yönetimde söz sahibi olma hakkı bir kez daha budanmıştır” dedi.
“İktidar, daha önce kayyum atamaları ile sonuç alamadığını, halkın bu yöntemi reddettiğini görmüş olmasına rağmen, yine aynı antidemokratik yola başvurmaktadır” diye devam eden Memiş Sarı, “Halk, sandıkta bu yönteme ve iktidarın baskıcı uygulamalarına net bir şekilde “hayır” demiştir. Fakat iktidar, sandıkta aldığı bu güçlü mesajı görmezden gelerek otoriter ve baskıcı yöntemlerle demokrasiyi askıya alma çabasını sürdürmektedir. İktidar, siyasi geleceğini korumak adına her türlü yolu mubah görerek, kendi çıkarları uğruna halk iradesine set çekmekte, halkın demokratik tercihlerine ipotek koymaktadır. Yargı süreci devam ederken, halk tarafından seçilmiş bir belediye başkanının yerine kayyum atanması, belediye meclisinin yok sayılması ve bir “memur”un göreve getirilmesi, hiçbir demokratik ülkede kabul edilebilecek bir yöntem değildir. Bu uygulama hem Anayasa’ya hem de Türkiye’nin imzaladığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve evrensel hukuk ilkelerine tamamen aykırıdır. Demokratik hukuk devleti ilkelerine ve temel insan haklarına aykırı olan bu uygulamalardan derhal vazgeçilmelidir. Unutulmamalıdır ki demokrasilerde, seçimle gelen seçimle gider” ifadelerini kullandı.