Özgür Özel bugünkü grup toplantısında İsrail’le ticaretin devam ettiğini şu sözlerle ifade etti:
“Şimdi yasak olduğu söylenen İsrail ile ticaret de cayır cayır devam ediyor. Fiili durum şu anda şöyle; mal limandan çıkıyor, denizde giderken evraklar kağıt üstünde düzenleniyor, başka gemiye aktarılıyor, ticaret devam ediyor. Ey Recep Tayyip Erdoğan; sen mi samimisin biz mi?”
Ancak ticaret, yalnızca CHP liderinin dile getirdiği şekilde ilerlemiyor olabilir. TÜİK verilerine göre hazırlanan aşağıdaki tabloda görüldüğü gibi Mayıs ayında İsrail’le ticaretin kesilmesinin ardından Filistin’le yapılan ihracatta dolar bazında görülmemiş bir artış yaşandı. Bu artış öyle bir seviyeye ulaştı ki Nisan’dan Ağustos’a kadar Filistin’le yapılan ticaret öncesindeki 28 ayın toplamından fazla oldu. Dolayısıyla iktidarın Filistin kılıflı İsrail şirketleriyle ticareti sürdürüp sürdürmediğini sormadan edemiyorum…
Peki, neden? Bunun birçok nedeni ve bu nedene bağlı olarak zihnimde beliren sorular var:
1- Filistin, daha önceden yapmadığı ölçüde bu ticarete neden ihtiyaç duyulmuş olabilir?
2- Dikkatinizi çekmek isterim, Filistin’le ticaretten bahsediyorum… İnsani yardımdan değil yani… Filistin’de bu ölçüde büyük bir parayı (Mayıs-Ağustos arası 378 milyon dolar) hangi iş insanı/insanları ödedi?
3- Ocak 2022’den Nisan 2024’e kadar geçen 28 ayda toplam ihracat 306 milyon dolarken, Mayıs-Ağustos 2024 arası sadece 4 ayda bu rakamlara ulaşılmasında ve bu dönemin tam da İsrail’le ticaretin kesildiği döneme denk gelmesinde bir tuhaflık yok mu?
4- İhracatı en çok arttıran kalemlere bakarsak inşaat malzemesi ve mobilyanın öne çıktığını görüyoruz (%36’sı). Gazze’de savaş devam ederken Filistinli tüccarlar bu kadar inşaat malzemesini ne yapacaklar?
5- Bu ürünler Filistinli tüccar kılıfıyla İsrail’e gidiyorsa, -Gazze’de savaş olduğuna göre inşaat yapılamayacağından- bu ürünler Filistin toprağı olan ve İsrail’in yıllardır inşa ettiği evlerle Batı Şeria’ya yerleştirdiği yerleşimcilere yeni yerleşim birimi inşa etmek için mi kullanılıyor? Yani iktidar, İsrail’in Batı Şeria’yı sessiz işgaline destek mi oluyor?
Yani İsrail’le savaş ihtimali üzerinden içeride milliyetçi-muhafazakâr bir konsolidasyon yaratmaya çalışan iktidar, dış politikada ise İsrail’le ticaret yapmaktan geri durmuyor gibi…
Hâl böyle olunca insan rahmetli Uğur Mumcu’yu anmadan edemiyor:
“İçeride muhafazakârlık, milliyetçilik edebiyatı, dışarıda boynu bükük kredi dilenciliği!”
(12punto.com.tr)