“Açıklamaları kendi Bakanlık dönemine o kadar odaklı ki, ülkemizin içinde bulunduğu ve her geçen gün daha da derinleşen göçmen krizini anlatırken, sanki kabine değişikliği değil de hükümet değişikliği olmuş gibi bir havada… Ayrıca program boyunca Cumhurbaşkanına düzenli aralıklarla dizdiği methiyelerle de yine kendi dönemini aklama gayreti içinde…” diyen CHP’li Murat Bakan, Yerlikaya’nın bazı açıklamaları için ‘kara mizah gibi’ dedi.
“Adres bilgisini güncelleyen Suriyelilerin adresleri, daha önce kayıtlı oldukları ilde ve mahallede mi yoksa farklı bir il ya da mahallede mi?” diye soran CHP’li Bakan, “Bunun bilgisi henüz paylaşılmadı. Bu çok önemli. Çünkü il değişikliği, yol izin belgesi olmadan yapılamaz. Eğer adres değişikliği il bazında olduysa bu kaçak hareket edildi demek. Yani sorun, adresinde olmayan Suriyelilerin adres güncellemesiyle çözülmüyor. Bunun tüm detaylarıyla araştırılıp irdelenmesi ve kamuoyunun bilgilendirilmesi gerekiyor” diye konuştu.
Bakan, Yerlikaya’nın rakamlar üzerinden fitne çıkarılmaya çalışıldığını söylemesiyle ilgili ise, “Farklı rakamlarla yaptığı farklı açıklamalar nedeniyle bizzat kendisi karışıklık yaratıyor. Biz sayın Bakan’dan uzun uzun prosedür anlatmak yerine bir an önce kapalı nüfus sayımının ne zaman yapılacağını açıklamasını istiyoruz. Bu veriler ülkemizin içinde bulunduğu göçmen krizinin ne aşamada olduğunu tüm açıklığıyla ortaya koyacak. Kapalı nüfus sayımını ertelemek göçmen sorununu çözmekten uzaklaşmak demek” ifadelerini kullandı ve başarısızlıktan bir başarı hikayesi yazma gayretlerinin, göçmen sorununu çözemeyeceklerini gösterdiğini belirtti.
CHP’li Murat Bakan’ın açıklaması şu şekilde:
“Sayın Ali Yerlikaya’nın adreslerinde bulamadıkları Suriyeli sayısını açıklamasının ardından, göç krizinin nasıl kontrolden çıktığı bir kez daha tescillenmiş oldu. Kamuoyunun ciddi tepkisinden sonra, durumu kurtarmak için bir televizyona kanalına çıktı ancak yine göçün beraberinde getirdiği hem milli güvenlik tehditlerini hem de sosyo-ekonomik ve demografik tehditleri görmezden geldiği ve tam olarak PR tadında bir yayınla itibarını kurtarmaya çalıştı. Açıklamaları kendi Bakanlık dönemine o kadar odaklı ki, ülkemizin içinde bulunduğu ve her geçen gün daha da derinleşen göçmen krizini anlatırken, sanki kabine değişikliği değil de hükümet değişikliği olmuş gibi bir havada… Ayrıca program boyunca Cumhurbaşkanına düzenli aralıklarla dizdiği methiyelerle de yine kendi dönemini aklama gayreti içinde…
Kara mizah gibi
Tüm dünyada bulunan Suriyeli sayısının yarısının ülkemizde bulunmasının normal karşılanması, ‘daha ekonomik’ oluyor diye charter uçuşlarla kaçakları geliş ülkelerine göndermenin öve öve anlatılması, sınır güvenliğinde hiçbir sorun olmadığının iddia edilmesi, göçmen kaçakçılarının araçlarına el konulurken 2 bin 150 göçmen kaçakçısına adli kontrol uygulanması kara mizah gibi. Madem her şey bu kadar yolunda, yaşanan bunca sorunun kaynağı nedir, Sayın Yerlikaya bunu açıklamalı.
Sorun, adresinde olmayan Suriyelilerin adres güncellemesiyle çözülmüyor
Adresinde olmayan 731 bin 146 Suriyeliye uyarı mesajı atılarak 90 gün içinde Göç İdaresi Başkanlığına bildirim yapmaları istendi. Uyarının ardından 203 bin 978 Suriyeli bilgilerini güncelledi, 130 bin 430 Suriyeli de adres bilgisi güncellemek üzere Göç İdaresi’nden randevu aldı. Adres bilgisini güncelleyen Suriyelilerin adresleri, daha önce kayıtlı oldukları ilde ve mahallede mi yoksa farklı bir il ya da mahallede mi? Bunun bilgisi henüz paylaşılmadı. Bu çok önemli. Çünkü il değişikliği, yol izin belgesi olmadan yapılamaz. Eğer adres değişikliği il bazında olduysa bu kaçak hareket edildi demek. Ayrıca mahalle değişimi de önemli, çünkü o konuda da kota uygulaması var. Yani sorun, adresinde olmayan Suriyelilerin adres güncellemesiyle çözülmüyor. Bunun tüm detaylarıyla araştırılıp irdelenmesi ve kamuoyunun bilgilendirilmesi gerekiyor.
Kapalı nüfus sayımını ertelemek göçmen sorununu çözmekten uzaklaşmak demek
Sayın Yerlikaya bir de ‘rakamlar üzerinden fitne çıkarılmaya çalışıldığını’ iddia etti. Oysa farklı rakamlarla yaptığı farklı açıklamalar nedeniyle bizzat kendisi karışıklık yaratıyor. Biz sayın Bakan’dan uzun uzun prosedür anlatmak yerine bir an önce kapalı nüfus sayımının ne zaman yapılacağını açıklamasını istiyoruz. Bu veriler ülkemizin içinde bulunduğu göçmen krizinin ne aşamada olduğunu tüm açıklığıyla ortaya koyacak. Kapalı nüfus sayımını ertelemek göçmen sorununu çözmekten uzaklaşmak demek.
Pasif ve edilgen bir tutum içindeler
Göçmen krizinde tam olarak iç ve dış politikanın birbirine bağlı halini görmezden gelmeleri nedeniyle dünyada en çok ülkemiz etkilendi. Düzensiz göçe karşı dünyadaki paradigma değişimini de takip etmediklerini görüyoruz. AB’nin yeni Sığınma ve Göç Paktın içeriği ve amaçları ile yeni anlayışın ülkemizin göç ve sınır politikalarına etkisine dair hala pasif ve edilgen bir tutum içindeler. Altın Pasaport ve Altın Vize Uygulamasının ülkemize verdiği zarara ilişkin tek bir cümle duyamıyoruz. Ülke vatandaşlarımız bırakın vize almayı, vize randevusu dahi alamaz hale geldi, pasaportumuzun gücü de itibarı da her geçen gün azalıyor, bundan da sorumluluk hissetmiyorlar. Tüm bu başarısızlıktan bir başarı hikayesi yazma gayretleri, göçmen sorununu çözemeyeceklerini net olarak gösteriyor.”