Mustafa Kemal Atatürk, tam 102 yıl önce; 6 Aralık 1922’de şöyle der:
“Milletin her sınıf halkından, hatta İslam dünyasının en uzak köşelerinden bana ebedi olarak iftihar duyacağım şekilde gösterilen teveccüh ve itimata layık olabilmek için en mütevazı bir millet ferdi sıfatıyla hayatımın sonuna kadar vatanın hayrına vakfetmek emeliyle barıştan sonra halkçılık esası üzerine dayanan ve Halk fırkası adıyla siyasi bir fırka kurmak niyetindeyim.”
Ve bu sözlerinin üzerinden çok fazla geçmeden, 9 Eylül 1923’te Halk fırkası kurulur… Yani bugünkü CHP…
***
Bu tarihsel sözlere neden gönderme yapma gereği duyduğuma gelince…
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, sürekli “Atatürk’ün partisi” diye vurgu yapıyor ya işte onun için… Atatürk’ün parti kurma ile ilgili sözlerinden “halkçılık esası” ve “milletin her sınıf halkından” tespitlerine vurgu yapmak istedim de onun için…
Bakın !
Özgür Özel’in ısrarla, toplumun her kesimiyle iletişim kurma ve uzlaşma talebini yerinde buluyor ve çok önemsiyorum. Bu bağlamda Sn. Özel’e iktidar partilerinin ya da kimi değişik çevrelerin CHP’yi “DEM Parti ile uzlaşı kuruyor diye” suçlayıp toplum nezdinde “itibarsızlaştırma stratejisine” pabuç bırakmamasını ve sonuna kadar direnmesini öneriyorum !
Son seçimler gösterdi ki; CHP toplumun her kesiminden oy aldı… Sağcılar, muhafazakarlar, sol, sosyal demokrat kesimler, merkezci liberaller, işçi, köylü, memur… Tüm kesimler…Ve bu tüm kesimlerin hepsine halk deniyor. CHP’ye oy vermeyen tek kesim mukaddesatçılar, yobaz dinci marjinaller… Onlar da vermesin zaten…
Peki bu ne anlama geliyor?
Bu; geçen süreç içerisinde her ne kadar çağdaş yerel ve evrensel değerler değişkenlik gösterse de CHP’nin Atatürk’ün söylediği gibi toplumun tüm katmanlarıyla uzlaşan bir partiye dönüştüğü anlamına geliyor. Yani halkçılık esası… En azından seçmen nezdinde öyle… Yönetim kadroları itibariyle kimi farklı değerlendirmeler olsa da bu gerçek değişmez. Ve hiçbir siyasi parti “seçmenine rağmen” aksi davranamaz… Davranırsa kaybeder.
Kısacası; CHP’nin son yerel seçimlerden sonra ortaya çıkan fotoğrafı; “sol, sosyal demokrat söylemlerine rağmen” bir “Türkiye ortalaması merkez partisi” görüntüsüdür. Bu da Atatürk’ün düşüncelerine ters değildir.
Bu tespite itiraz edenler olabilir, katılanlar olabilir… Mümkündür… Ancak bu şu anki gerçeği değiştirmez.
Sonuç olarak demem o ki; “Atatürk’ün partisi CHP” 31 Mart 2024 yerel seçimleri büyük bir başarıyla çıkmıştır. CHP yönetiminin bundan sonraki görevi; seçmenin yerel yönetimlerde verdiği bu desteği, “merkezi yönetimi de kazanma”ya taşımaktır. Bunun için çaba göstermelidir. Bunun için de sadece toplumun beklentilerine yanıt veren değil “toplumda talep yaratan siyaset” de üretmelidir !
