FİKA kokartlı hakem oğlu olarak doğduğum gün gazete manşetlerine yansıya haber “Hakkı Gürüz bek hattını tamamladı”, daha 11 aylıkken Altay Alsancak stadı binası inşaat halindeyken kalenin önünde, gol çizgisi üzerinde topun üstüne oturur vaziyette siyah beyaz fotoğrafım. Kendimi bildim bileli futbol oymadım, dünyanın pek çok ülkesinde maç seyrettim, eski zamanların pek çok efsane başkanları ve futbolcuları ile tanıştım, sohbet ettim. 40 yıla yakındır Altay spor kulübü üyesiyim, 11 yıl yönetim kurullarında görev aldım, 10 yıl Yüksek Divan Kurulu üyeliği yaptım, 1 yıl TFF-Üniversite futbol koordinatörlüğü, 15 yıl Üst Klasman Temsilciliği yaptım. Halen aktif futbol dünyasındaki teknik direktör, hakem, yönetici pozisyonunda çoğu kişiyi doğrudan tanırım. Etrafımdaki hiç kimse Türkiye’de futboldan artık zerre zevk almıyor. Gerek TFF, gerek kurulların yapısındaki güvensizlik tüm futbol bileşenlerinin üzerine kabus gibi çöktü. Yasadışı bahis, karanlık ellerin uzandığı kişiler, baskı, paraların büyüklüğü, naklen yayın hakkını satın alan şirketin kaprislerine verilen tavizler, Kenan Evren’in Ankaragücü’nü kupa şampiyonu yaptırarak 1. Lige çıkartma kararı ile başlayan “ne olacak ki” yaklaşımı ne yazık ki bizim sporumuza çok olumsuz yansıdı. Bu güve yenikleri artık günümüzde TFF sayfasında sağlam doku bırakmadı. Forma aşkıyla oynayan kimse kalmadı. Kulüplerin artık simge futbolcusu yok. Bugün kime sorsanız 30-40 yıl öncesindeki takımların sembol isimlerini sayarlar. Günümüzde Muslera dışında takımında 10 yıl oynayan bir yıldız sayabilir misiniz? Alex, Hagi, Schumacher, Metin, Ali, Feyyaz, Oğuz, Aykut, Tanju, Rıdvan, Büyük Mustafa, Büyük Metin, Şenol-Birol kardeşler, Varol, Datcu, Baba Hakkı, Vahap Özaltay, Fuji Mehmet, Cudi Mehmet, Gürsel Aksel, Fatih Terim, Can Bartu, Gündüz Kılıç, Adnan Süvari, Ali Artuner,Zagor Zafer, Erol Togay, Tanzer Sencer, Kaleci Ercan, Zinnur, Sebahattin, Miço Mustafa, Mithat Mıhçı, VOSVOS Aytekin, Fevzi Zemzem Metin Oktay bunlar para için oynasaydı Türkiye GSMH onları oynatmaya yetmezdi. Burada daha ismini zikretmediğim yüzlercesi var, gönüllerimize sığdırdıklarımızı satırlara sığdıramıyoruz. Hepsi takımları ile ama takımların önüne geçmeden sevgiyle anılırlar.
Son 2 milli maçtaki yenilgiler beni her milli maç yenilgisi gibi çok üzdü. Eskiden TFF başkanları bu tip yenilgilerden utanır istifa ederlerdi. Trabzon-FB maçının cezaları 2 haftadır açıklanamıyor! Neden? Siyasi baskı ile soğutulmaya çalışıldığını düşünüyorum. Malum Pazar seçim var, taraftarları gücendirip Trabzon ve İstanbul seçimlerine benzin dökmeyin diye kulaklar çekilmiştir. Malum seçim, adaletten daha önemli. Sportif kayırmacılık, TFF kurulları bizden olanları alalım, üç beş kuruş ceplerine gitsin ama bizim dediğimiz yapsınlar zihniyeti ile oluştuğundan (görevini hakkıyla yapanları hariç tutuyorum) gerçeklerden ziyade istenilen tespitlere, istenilen cezalar veriliyor. Son toplantının tümü olmasa da pek çok içeriği tüm basına servis edildi. Bunları yapanlara ne olacak merak ediyorum. Kapalı bir yazışma gurubunda, bilgilendirme amaçlı yapılan paylaşıma idam cezası çıkaranlar bakalım şimdi ne yapacaklar. AİHM bunları dört gözle bekliyor. Futbol bu ülkenin en sevilen spor dalı olmaktan çıkmak üzere. Basketbol, voleybol daha saygın spor dalları olarak yükseliyor. Herkes takkesini önüne koyup düşünmeli. Özerklik, suya düşen bir cemre değildir.