Kalp ritmi bozukluklarının erken teşhisi, hayat kurtarıcı olabiliyor. Yaşar Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Doktora Programı öğrencisi Çağla Sarvan Cibil, Atriyal Fibrilasyon teşhisinde devrim niteliğinde bir cihaza imza attı. Yapay sinir ağlarıyla desteklenen bu cihaz, yüksek doğruluk oranı ve hızlı analiz kabiliyetiyle dikkat çekiyor.
Çağla Sarvan Cibil’in geliştirdiği cihaz, Ege Üniversitesi Kardiyoloji Anabilim Dalı’ndan alınan hasta kayıtlarıyla test edildi. Yapılan denemeler sonucunda, cihazın yüzde 95’in üzerinde bir ön tanı başarısına ulaştığı görüldü. Bu yenilikçi teknoloji için faydalı model başvurusu da yapıldı.
Giyilebilir teknoloji ile evde takip mümkün olacak
Cihazın proje danışmanlığını üstlenen Yaşar Üniversitesi Yapay Zeka Mühendisliği Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Nalan Özkurt, geliştirilen sistemin özellikle evde bakım gören yaşlı hastalar için büyük bir kolaylık sağlayacağını belirtti. Özkurt, “Bu yöntem, giyilebilir teknolojilere entegre edilerek kalp hastalarının yaşam kalitesini artıracak” dedi.
TÜBİTAK ve Yaşar Üniversitesi destekledi
Çağla Sarvan Cibil, Doç. Dr. Nalan Özkurt danışmanlığında, Ege Üniversitesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Evrim Şimşek’in katkılarıyla iki önemli proje geliştirdi. TÜBİTAK 1001 Programı kapsamında desteklenen “Uzaktan Hasta Takip Cihazları için Dalgacık Dönüşümü ve Derin Öğrenme Tabanlı Kalp Aritmi Tespit Yöntemi ve FPGA Gerçeklemesi” ile Yaşar Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri desteğiyle yürütülen “Evrişimsel Otomatik Kodlayıcı Tabanlı Kalp Aritmi Tespit Sistemi ve FPGA Gerçeklemesi” projeleri başarıyla tamamlandı. Bu projeler kapsamında yapılan çalışmalar sonucunda, “Biyomedikal Sinyaller için Temel Dalgacık Üretim Yöntemi ve Biyomedikal Sinyaller için Bir Cihaz” başlıklı patent başvurusu gerçekleştirildi.
Proje kapsamında geliştirilen cihazın en önemli özelliklerinden biri, sinyal işleme yöntemlerinde dalgacık analizini ileri seviyeye taşıyan yenilikçi bir yaklaşım sunması. Atriyal Fibrilasyon ön tanısına yönelik yapılan çalışmalar, gerçek hasta kayıtları üzerinde yüzde 95’i aşan doğruluk oranı sağladı. Bu başarı, geliştirilen yöntemin tıp dünyasında çığır açabileceğini gösteriyor.
Endüstriyel kullanım alanlarına da uygun
Çağla Sarvan Cibil, sadece biyomedikal alanda değil, farklı sensörlerden ve ölçüm cihazlarından elde edilen sinyallerde de uygulanabilen bu yöntemin, endüstriyel ve bilimsel birçok alanda kullanılabileceğini belirtti. “Bu çalışmalar, sinyal işleme ve biyomedikal alanında geleceğe yön veren yenilikçi çözümler sunuyor” diyen Cibil, teknolojinin farklı alanlarda da devrim yaratabileceğine dikkat çekti.