Her felaket bir uyarıdır

Hayattan koparılanlar

Yangında yaşamını yitirenlerden biri, 32 yaşındaki Melike Hanım'dı. Uzun zamandır yoğun tempoda çalıştığı işinden bir haftalığına kaçıp, kayak yaparak stres atmayı planlıyordu. Arkadaşlarına, "Bu tatilden döndüğümde her şey daha güzel olacak," demişti. Ancak onun hayalleri, dumanlar içinde kayboldu. Bir başka kayıp ise 8 yaşındaki Derin'di. Ailesiyle birlikte kardan adam yapacağı günü sabırsızlıkla bekleyen bu küçük kız, tatilin heyecanıyla doluydu. Annesinin aldığı yeni kayak montunu giyemeden, otelin alevlere teslim olduğu gece hayatını kaybetti. Ahmet Bey, 57 yaşındaydı ve bu tatili yıllardır ertelediği emeklilik hediyesi olarak planlamıştı. Torunlarına döndüğünde hediye edeceği oyuncakları bavuluna koyarken, belki de onları göremeyeceğini hiç düşünmemişti. Artık o oyuncaklar bir anı olarak kaldı.

Ders alacak mıyız?

Ne yazık ki geçmişte yaşanan benzer facialardan sonra da ders almadığımızı acı bir şekilde gördük. Daha önce yaşanan facialarda, yangınlarda da aynı ihmallerden bahsedildi, aynı eksiklikler dile getirildi. Ancak, her defasında acı olayların ardından yükselen sesler zamanla sustu ve hayat, hiçbir şey olmamış gibi devam etti. Bu trajedi, yalnızca Kartalkaya'daki otel için değil, tüm otelcilik sektörü için bir uyarı niteliğinde olmalı. Yetkililer, benzer felaketlerin önüne geçmek için sıkı denetimler gerçekleştirmeli ve bu denetimlerin sonuçlarını şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşmalıdır. Otel yöneticileri ise yalnızca kâr odaklı değil, aynı zamanda insan hayatını korumayı önceliklendiren bir yönetim anlayışını benimsemelidir.    Peki ya bizler? Bir otele adım attığımızda gerçekten güvende miyiz?  Bu soruyu kendimize sormak ve yanıtını aramak zorundayız. Çünkü bir daha böyle bir facia yaşanmaması için herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor.

Sorumluluk kimin?

Türkiye’de 2003’ten bu yana 24 facia oldu. Bu facialarda "resmi verilere göre" 54 bin 780 kişi hayatını kaybetti. İstifa eden yetkili sayısı ise sıfır...

Şaka yapmadım, istifa SIFIR Bu tür facialarda, sorumluluk bir kişiye ya da kuruma indirgenemez. İhmali olan otel yönetimi, denetim görevini yerine getirmeyen yetkililer ve yasaları gerektiği gibi uygulamayan sistem bir bütün olarak bu trajediden sorumludur. Bunun yanında, vatandaş olarak bizlere de görev düşüyor: Kaldığımız yerlerde güvenlik önlemleri olup olmadığını sorgulamak, eksikleri yetkililere bildirmek ve bu konuda farkındalık yaratmak. Ama bir gerçek daha var: Kaybettiğimiz canları geri getiremeyeceğiz. Onların son anlarını, dumanların arasında kaybolan yüzlerini ve geride kalan ailelerinin gözyaşlarını düşünmek bile tarifsiz bir acı yaratıyor. Onların anısını yaşatmanın en iyi yolu, bir daha böyle acıların yaşanmasına izin vermemek.

Bir daha yaşanmasın

Bu yangında hayatını kaybedenlerin her biri birer insan; birer hayat hikayesi. Onlar geride ailelerini, hayallerini, yarım kalmış yaşamlarını bıraktılar. Kimileri annesine dönme sözü vermişti, kimileri çocuklarına oyuncaklar alacaktı. Onların anısına, bu tür trajedilerin bir daha yaşanmaması için elimizden geleni yapmalıyız. Unutmayalım, her felaket bir uyarıdır. Ancak bu uyarıyı dikkate alıp almadığımız, bir sonraki yangında ortaya çıkacaktır.