Cahil ve fakir kal!
“reenkarnasyon” mu yaşıyor yoksa? Yeni bir Selçuklu ya da Osmanlı döneminin için de mi var sayıyorlar kendilerini?
Unutulmamalıdır ki; bugün dünden öndedir, yarın bugünden önde olacaktır. Teknolojinin geldiği yer belli. Dünya bu kadar küçülmüşken, bilgiye ulaşım bu kadar kolaylaşmışken, bir avuç “oligarşi” koca bir toplumu geriye, “yüzlerce binlerce yıl geriye” taşımak için elinden geleni yapmaya çalışıyor. Üstelik bunu yaparken, bugünkü sistemin enstrümanlarını ve argümanlarını kullanarak yapıyor bu işi… Sözde cumhuriyetçiler, sözde demokratlar.., Daha vahimi; dünya bilgi toplumuna giderken, bizimkiler hala din tartışıp, dini kuralların hakim olduğu bir toplum düzenin özlemiyle yanıp tutuşuyor…
İşin dramatik yanı ise; yönetilenlerin per perişan olması…Ve hala “birey olarak” toplumsal bir örgütlenmeyle bu yönetim anlayışına itiraz etmekte gecikmesi…
Yukarıdakiler aşağıdakilere diyor ki; cahil kal, fakir kal ! Bana, bilgili, zengin, okumuş bir toplum lazım değil.
Ne olur ne olmaz ! Okursan bilgi sahibi olursun, fikrin değişir, zenginleşirsin ve beni istemeyebilirsin… Dolayısıyla bu benim işime gelmez. Bu nedenle ben seni başka şeylerle meşgul etmeliyim…
Seçim dönemi geldiğinde, vatan millet, ülkenin beka meselesi…Karadeniz’de doğal gaz, Gabar’da petrol çıktığı mavalları… 55 milyon dolarlık biletle uzaya yolculuk cakası, savaş uçağı, denizaltı imalatları… Ve binlerce yıl önceki zaferlerin duygusallığı… Bunlar size yeter…
Demek isteniyor ki; aç kalmak, işsiz kalmak, hastanelerde randevu alamamak… Adalet, hukuk… eğitim… Bunlar dünya malı… Bunların hiçbir önemi yok. Ben varsam var dünya, ben yok o da yok, siz de yoksunuz !
Bu bağlamda bugün ülkeyi yöneten siyasi zihniyetin; 30 Ağustos Zafer Bayramı, 29 Ekim cumhuriyet Bayramı gibi tarihlerin önemi sadece onları kullanmasıdır.
Meselenin özeti ve AKP iktidarının da öyküsü budur !