İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Ege Barış ve İletişim Derneği tarafından “Yurtta Barış, Dünyada Barış” ilkesiyle yapılan “Atatürk’ün İzinden Büyük Akdeniz Barışı” sempozyumuna katıldı. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’ndeki sempozyumda Vyronas Belediye Başkanı Grigoris Katopodis, Kesariani Belediye Başkanı Christos Voskopoulos, Eski Agia Paraskevi Belediye Başkanı Apostolos Komninakas, Eski Didim Belediye Başkanı Mehmet Soysalan, Eski Midilli Belediye Başkanı Stratis Pallis, PADOP Küreselleşme ve Uluslararası Örgütlenme Gözlemcisi Örgütü Başkanı Panos Trigazis, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ertuğrul Tugay, yurt içi ve dışından bilim, sanat, siyaset, diplomasi ve iletişim alanlarından önemli isimler yer aldı.
“MUSTAFA KEMAL ATATÜRK, BARIŞLARIN DA KAHRAMANIDIR”
Sempozyumun açılışında konuşan Başkan Tunç Soyer, “Dün Ata’mızın vefatının 84’üncü yıl dönümüydü. Biliyoruz ki yaşadığımız dönemde Atatürk’ü yine ve yeniden anlamaya büyük ihtiyacımız var. O, üç güçlü duyguyu aynı anda taşımayı başarmıştı. Cesaret, umut ve barış. Adımlarında cesaret vardı ve zihninde daima umut. Yüreğinde ise bitmeyen bir barış tutkusu. Yaşadığımız savaşların, yoksulluğun, salgınların ve iklim krizinin üstesinden gelebilmek de biliyorum ki ancak bu sırrı taşıyarak mümkün olacak. Cesaretle, umutla ve barışa sımsıkı sarılarak. Atatürk’ün büyük bir askeri deha olmasının yanında, dünyanın en önemli siyasal liderlerinden biri olması işte tam bu noktada saklı. O, savaşın hemen ardından ‘Yurtta Sulh, Cihanda Sulh’ sözünü yeni Cumhuriyetin temel politikası haline getirdi. İradesini daima dünya halkları arasındaki barışı büyütmekten yana kullandı. Mustafa Kemal Atatürk, yalnızca savaşların değil, barışların da kahramanıdır. Venizelos’un kendisini Nobel Barış Ödülü’ne aday göstermiş olması bunun en açık kanıtı” dedi.
BARIŞ ŞEHRİ İZMİR
İzmir’in 8 bin 500 yıldır rengi, dili, inancı ve kimliği ne olursa olsun, farklı kültürlerin birbirine saygı gösterdiği, uyum içinde yaşadığı bir barış şehri olduğunu söyleyen Başkan Tunç Soyer, “Şehrimiz, tarih boyunca Avrupa ve Asya arasında, adeta bir kalp işlevi görmüş. Akdeniz’e yaşam veren bu kalp, bugün de aynı coşku ve aşkla atmaya devam ediyor. Bu sayede İzmir’in köylerinde, caddelerinde, sokaklarında, dağları ve kırlarında müthiş bir uyum kültürü yaşıyor ve yeşeriyor. Bu kültür, Akdeniz’in ortak ruhu olan uyumun tarifidir. Biz, Akdeniz’e münhasır bu uyum kültürüne döngüsel kültür diyoruz. İzmir’deki tüm çalışmalarımızı; birbirimizle, doğamızla, geçmişimiz ve değişimle uyumu esas alarak hayata geçiriyoruz” şeklinde konuştu.
“ZEYTİN AĞACI GİBİ ÖLÜMSÜZ OLACAK”
Başkan Soyer “barış hemen şimdi” diyenlere düşen üç temel görev düştüğünü ifade ederek, şu ifadeleri kullandı: “İlki, bizlere bırakılan barış mirasını sahiplenmek ve vicdan terazimizi daima barıştan yana tutmak. İkincisi, elimizdekiyle yetinebilmek. Çünkü savaşlar, gözü dönmüş bir hırsla daima fazlasını istemekten doğuyor. Ve birbirimize güvenmek. Tüm bunlar ancak bizi bir arada tutan o yegâne unsura, doğamızdan gelen o çok güçlü iksire, yani uyuma sarılmakla mümkün. Bizler, önümüzdeki tüm zorluklara rağmen Büyük Akdeniz Barışını ilelebet koruyacağız. Ve barış bu coğrafyanın sembolü olan zeytin ağacı gibi ölümsüz olacak.”
“İKİ ÜLKENİN VATANDAŞLARININ BİRBİRİNİ KUCAKLAMAYA İHTİYAÇLARI VAR”
Egede Birlikte Var Olma ve İletişim Derneği Başkanı Villy Tendoma Zervou Syniparksi ise iki ülkenin vatandaşlarının birbirini kucaklamaya ihtiyaçları olduğunu belirterek, “Bu bizim sorumluluğumuz. Ülkelerimizin geleceği adına bu sorumluluğu taşımak ve gereğini yapmak zorundayız. Burada bulunmak bizler için çok değerli. O kadar hoş bir şeydir ki Midilli’de yürürken Türkçe konuşan birini duymak. Aynı zamanda Ayvalık’ta yürürken de Yunanca konuşan birilerini duymak. Biz bu güzelliği elimizden geldiğince devam ettireceğiz. Bu buluşmada bizleri ağırlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer’e teşekkür ederiz” dedi.
“BARIŞ İÇİN MÜCADELE ETMEK ZORUNDAYIZ”
Ege Barış ve İletişim Derneği Başkanı Bülent Tanık ise bugünkü barış ortamının fikir babasının Mustafa Kemal Atatürk olduğunu ifade ederek, “Ege’de barış için mücadele etmek zorundayız. Barışı korumak ve savaşa karşı durmak konusunda halkların kendi iradesini bulabilmesi çok önemli. Yerel topluluklar barışı savunmaya devam etmek zorunda” şeklinde konuştu.
SEMPOZYUM DEVAM EDİYOR
Açılış konuşmalarının ardından sempozyum “Barış İçin Toplum” başlıklı oturum ile devam etti. Moderatörlüğünü Eski Agia Paraskevi Belediye Başkanı Apostolos Komninakas’ın yaptığı oturumda Prof. Dr. Elçin Macar “Kurtuluş Gemisi ve II. Dünya Savaşı Yıllarında Toplumlararası Dayanışma”, Prof. Dr. Esra Danacıoğlu “İzmir ve Alman İşgali Altında Yunanistan; Bir Dayanışma Öyküsü”, Prof. Dr. Enis Tulça “Cumhuriyet Dönemi Türk-Yunan İlişkilerinde 1930-1955 Döneminden ve 1999-2002 Diyalog Ortamından Alıntılar”, araştırmacı yazar Ahmet Vasfi Pekin, “Foça Tarihte Kimseye Savaş Açmadı” konularında konuştu. Tüm gün sürecek sempozyumda ayrıca “Nükleere Karşı Hayatı, Bölgemizi, Büyük Akdeniz’i Savunmak’, “Barış için İletişim ve Gazetecilik” oturumları düzenlenecek. Sempozyumun kapanışı ise Evrim Ateşler ve Mübadiller Korosu’yla olacak.